Vapur yolculuğu

 Cumhur İttifakı’nın atacağı yeni adımlar.

 Yeni siyasi partiler, vekil transferleri, bitmeyen seçim tartışmaları.

 Salgın halinde bile dinmeyen bölgesel sorunlar.

 Salgın ve salgının etkileri.

DIŞ POLİTİKA GÜNDEMİ

Vapurdaki bu poz, bir kaynağımın ifadesine göre “samimi, birbirinden gizlisi saklısı olmayan, temiz bir birlikteliğin, ittifakın” fotoğrafı. Edindiğim bilgiye göre vapur sohbeti ağırlıklı olarak dış politika üzerineydi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye ve Libya’daki son gelişmeleri anlattı. Önümüzdeki süreçte her iki konuda da Türkiye açısından olumlu ve önemli gelişmelerin olacağı mesajını verdi.

Türkiye’nin önündeki süreç, her zamanki gibi kritik. Bir yandan salgınla mücadele sürecek, diğer yandan ekonomik ve toplumsal etkileri minimize edilmeye çalışılacak. Aynı zamanda salgın dinlemeyen bölgesel sorunlarla da mücadele sürecek. Her iki parti de bu başlıklara daha fazla yoğunlaşmak istiyor, bunun için de içeride zamansız ve yersiz bulduğu tartışmaların son bulması gerektiğini düşünüyor.

SEÇİM SÖYLEMİ NEREDEN ÇIKIYOR?

‘Cumhur İttifakı’nın iki ana partisi de erken seçim olmayacağının altını çiziyor. Peki onlara göre seçim nasıl mümkün olur?

 Özellikle MHP açısından ‘Cumhur İttifakı’ bozulursa seçim gündeme gelebilir. Ancak böyle bir durum mümkün değil.

 Yine MHP açısından AK Parti’den çok sayıda milletvekilinin yeni kurulacak partilere geçmesi durumunda meclis aritmetiğinin yeni sistemde seçim isteyecek şekilde değişmesi durumunda gündeme gelebilir. Kısacası bu durumda parlamento aritmetiğinin tamamen değişmesi gerekiyor.

 Hem MHP, hem AK Parti seçim için büyük bir ekonomik ve sosyal mutsuzluk, seçmenin iktidara desteğinin azalması, seçmenin bir başka partiye yönelik desteğinin artışı gibi temel parametrelerin olması gerektiğinin altını çiziyor. Bu parametrelerin hiçbirinin şu anda Türkiye’de bulunmadığına dikkat çekiyor.

 Listeye bilerek Cumhurbaşkanı’nın seçimleri yenileme yetkisini koymuyorum, çünkü iki parti açısından da bu şu an için beklenen bir adım ve gerçekçi değil.

Kısacası ‘Cumhur İttifakı’na göre seçimi sürekli gündemde tutan muhalefet. Ancak ittifak, yeni partilerle birlikte muhalefetin birlik olup tuzak kurabileceğini düşünüyor. Milletvekili transferini önleme ihtiyacı tam da buradan çıkıyor.

VEKİL TRANSFERİNE TAM DURDURMA GELİR Mİ?

MHP’nin endişesi sadece CHP’nin yeni kurulan DEVA ve Gelecek partilerine destek verebilme ihtimali değil. Aynı zamanda yeni kurulan partilerin, mevcut partilerden, özellikle de iktidar partisinden vekil transfer etme olasılığı. Bu yüzden AK Parti ve MHP vekil transferi üzerinde çalışmaya başladı. Hem başka ülkelerdeki uygulamalar, hem de Türkiye’nin geçmişi değerlendiriliyor. Konuyu gündeme getiren MHP, “Vekil transferleri parlamentoyu da Türkiye’yi de zor durumda bırakır” diyor. AK Parti ise “Mühendisliğe dayalı her oluşumun sonu fiyasko ile neticelendi” yorumunu yapıyor.

Ortada henüz bir metin yok. Ancak partisinden istifa eden milletvekilinin bir yıl süreyle bağımsız kalması, seçimlere bir yıl kala bir siyasi partiden diğerine milletvekili geçişi olamayacağı, bir partinin mecliste grup kuracak sayıda toplu vekil transferi yapamayacağı gibi maddeler konuşuluyor. Ancak bir kaynağım, “Önemli olan bunun tam olarak durdurulması” dedi. Bu gelir mi bilmem. Ancak TBMM’nin açılması ile birlikte iki parti arasındaki trafik hızlanacaktır.

YENİ BAŞKAN KİM OLACAK?

TBMM’nin açılması ile birlikte daha fazla konuşulacak bir diğer konu ise TBMM Başkanlığı seçimi. Dönelim şimdi vapur fotoğrafına... Kendisinin de sıcak baktığı bilinen fotoğrafta Meclis Başkanı Mustafa Şentop’un yanında bulunan ve bir süredir kulislerde bir görevlendirme beklediği konuşulan son Başbakan Binali Yıldırım, AK Parti’nin adayı olarak açıklanır mı? Bu sorunun yanıtı için de az kaldı. 12 Temmuz’da seçimin yapılması gerekiyor. Bu durumda en geç temmuz başında öğrenmiş olacağız.