Paylaş
1- İstihbarat örgütleri arasında arka kapı diplomasisi başlıyor.
2- Görüşmeler belli bir aşamaya gelince dışişleri bakanları devreye giriyor.
3- Sorunlar çözülünce ve anlaşmalar gündeme gelince devlet başkanları düzeyine çıkıyor.
Ankara, Şam Rejimi ile arka kapı diplomasisini 2019 yılından beri yürütüyor. Ancak o tarihlerde Rusya da bir şekilde masadaydı. Yani Şam Rejimi, Rusya’nın koyduğu çerçeve dışında adım atamıyordu.
ŞİMDİ NE DEĞİŞTİ
En büyük değişim Ukrayna Savaşı’ndan kaynaklanıyor. Rusya, Türkiye ve Şam Rejimi’ni sorunların çözümü için artık samimiyetle teşvik ediyor. Nedenleri şöyle:
Rusya-Ukrayna Savaşı’nın uzun sürebileceğini düşünüyor. Süreçte Suriye’nin yeni bir maliyet üretmesini istemiyor.
Konsantrasyonunu ağırlıklı olarak Ukrayna’ya aktarmak istiyor. Kışın doğalgazı kesilecek olan Avrupa’nın vereceği tepki tam olarak kestirilemiyor. Ukrayna’ya sofistike silah desteği vermesinden endişe ediliyor.
Diğer yandan Rusya, Suriye’deki gücünü ve mevcudiyetini bırakmaktan yana değil. Sahada ABD ya da başka güçlerin daha aktif hale gelmesini istemiyor.
ANKARA-ŞAM MASASINDA NELER VAR
Son dönemde Şam Rejimi ile Ankara arasında arka kapı diplomasisi hızlandı. Peş peşe görüşmeler yapılıyor. Ankara açısından masadaki üç kritik başlık şöyle:
1- Terör örgütü YPG/PYD ne olacak?
2- Ilımlı muhalifler ne olacak? Sisteme nasıl dahil edilecekler?
3- Mültecilerin dönüşleri nasıl, ne zaman halledilecek?
ZAMANA İHTİYAÇ VAR
Sorunların çözülmesi çok da kolay değil. Anayasa çalışmalarının tamamlanması süreçte çok önemli görünüyor. Yetkililer “Zaman alacak olsa da konuşulmaya başlanması bile önemli” yorumunu yapıyor.
İlişkilerin devlet başkanları düzeyine gelmesi için ise uzunca bir yol olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır.
HAFIZA-İ BEŞER NİSYAN İLE MALÜLDÜR
CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kuşoğlu’nun “CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu dışında bir aday çıkarsa masa dağılır” sözleri siyasetin gündeminde çok tartışıldı. Doğal olarak sözlerin muhattaplarından biri masanın ikinci büyük partisi İYİ Parti’nin derin kulislerinde neler konuşulduğuna baktım. İYİ Partililer yaptığım görüşmelerin maddelerini sizlerin yorumuna bırakıyorum:
Yıl 2018, Kılıçdaroğlu, “Bir partinin genel başkanı cumhurbaşkanı olmamalı” dedi. 2020 yılında bu açıklamasını tekrarladı. Yıl 2022, Kılıçdaroğlu, “6’lı masa uzlaşırsa ben hazırım” dedi.
Bu farklı açıklamalara dikkat çekilerek; Kılıçdaroğlu cumhurbaşkanı adayı olmazsa partinin başında kalamayacağı ve aday olur da seçilemezse partinin başında yine kalamayacağı tespitleri de yapılıyor.
Meral Akşener’in en başından itibaren yürüttüğü politika “şeffaf” olarak tanımlanıyor. “Başbakan adayıyım” demesi fedakârlık olarak görülüyor. Bunun hem güçlendirilmiş parlamenter sisteme olan inancını hem de hayata geçirme kararlılığını gösterdiğine dikkat çekiliyor.
Akşener’in uzun zamandır il il, ilçe ilçe sahadaki tek lider olduğuna vurgu yapılıyor.
Masada belirleneceği belirtilen aday ismi masaya bir türlü gelmiyor ama basına açıklamalar yapılıyor. Belli ki bu durum rahatsızlık yaratıyor.
Aday ya da aday isimleri masanın gündemine gelince liderler ilk değerlendirmelerini yapacak. Başta İYİ Parti olmak üzere, siyasi partilerin ismi ya da isimleri partilerinin yetkili kurullarına götüreceği biliniyor.
İşte tam da bu noktada ortaya atılan soru şu; tüm tartışmaların ardından örgüt ve partinin yetkili kurulları Meral Akşener’i başbakan adaylığıyla sınırlı bırakır mı? Yoksa şimdiden dillendirildiği gibi “Aday ol” mu derler? Bu sorunun yanıtını ise siz okuyucularıma ve önümüzdeki süreçte yaşanacaklara bırakıyorum.
BİTİRİRKEN
2 Ekim’de masa toplanıyor. Siyasi kulislerde kamuoyu önünde yapılan tartışmaların daha da artmaması için, o toplantıda artık aday konusunun gündeme gelmesi gerektiğini belirtenler çok. Diğer yandan işin bir de milletvekili seçimleri boyutu olduğunu unutmamak lazım. Baraj sorunu olmayan CHP ve İYİ Parti diğer partilerden aday gösterecek ise, bu sayı ne olacak? O sayının yüksek tutulması CHP ve İYİ Parti içinde sıkıntı yaratacaktır.
‘DIŞA BAĞIMLILIĞI OLMAYAN VE BORCU OLMAYAN İSİM KILIÇDAROĞLU’
CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kuşoğlu’nun açıklamaları çok ses getirdi. Kuşoğlu kendi isteğiyle ve her röportajda olduğu gibi ses kaydı alınarak konuştu. Sözleri çok tartışıldığı için, kalan bölümdeki önemli açıklamaları da sizlerle paylaşmak isterim:
‘PKK TERÖR ÖRGÜTÜDÜR, İKTİDARIMIZDA FETÖ’CÜLER NEDEN GELSİNLER?’
“(PKK, CHP için nedir?) PKK, CHP’ye göre terör örgütüdür.
(Masada HDP kavgası mı var?) Masada HDP ile görüşmeyen partiler var. 6’lı masanın HDP sorunu yok. Ancak CHP; HDP ile arasına mesafe koyunca iktidar onlarla yakınlaşacak. 6’lı masa HDP’ye niye bakanlık versin ki, masa iktidar olmak istiyor.
(6’lı masa iktidara gelirse FETÖ’cüler serbest kalacak ve Türkiye’ye gelecek iddiası) Neden gelsinler? CHP’yi FETÖ’cülükle suçlamak çok yanlış. İktidar bir terör örgütü olan FETÖ’nün siyasi ayağını tespit edilebildi mi?”
DIŞ BAĞIMLILIĞI VE BORCU OLMAYAN KILIÇDAROĞLU’DUR
(6’lı masayı dış güçler mi kurdu?) Dünyada yeni denge arayışları var. Avrasyalıların, Batılıların hepsinin Türkiye üzerinde hesapları var. Türkiye’de tüm bu güçlerden etkilenmeyen, bağımlılığı ve borcu olmayan Kemal Kılıçdaroğlu
gerçeği var.
Çok özel bir dönemde çok özel bir seçim yapılıyor. 21 yıllık bir iktidarla mücadele edeceğiz. Türkiye’de devletin içinde bazı güçler Erdoğan’ın süresini doldurduğunun ve rejimin devam etmeyeceğinin farkında.
Z kuşağında birinci partiyiz. Anketler Z kuşağının yüzde 30’unun bize oy vereceğini gösteriyor.
(Seçim, Cumhurbaşkanı üçüncü kez seçilemez tartışmaları) Seçimleri mayıs, haziranda bekliyorum. Aslında Cumhurbaşkanı’nın seçimi sorun olmalı ancak biz sorun edip iktidarın buradan bir mağduriyet çıkarmasını istemiyoruz. Erdoğan sandıkta kaybetsin istiyoruz.
ABD VE RUSYA’YA BAĞIMLILIĞI OLAN TEK ÜLKE TÜRKİYE
(Ekonomideki gelişmeler) Ekonomi ile ilgili güvenlik sorunu var. Çünkü Türkiye hem ABD’ye hem de Rusya’ya bağımlı olan tek ülke. Bu yüzden siyasi taviz vermeden bu tablodan çıkmaları çok zor. Seçime yönelik ekonomi politikaları izliyorlar. Türkiye’yi aşırı sıkıntıya sokacak politikalar takip ediyorlar. Vatandaş bu kışı zor geçirecek. Parası olan da mal alamayacak. Devlet aklı devreye girmeli.”
Paylaş