Paylaş
Şimdi bir anlamda ekonomide tamir zamanı. Tamir deyip geçmeyin, zorlu bir sürece girildi. Zamların da peş peşe gelmesinin ardından; ciddi bir kemer sıkmayı gerektiren zorlu bir sürece girildi. TC Merkez Bankası, yüzde 15 seviyesinde olan politika faizini yüzde 17.5’e yükselterek piyasa beklentilerinin altında bir artış yaptı.
TCMB karar sonrası yayımladığı metinde:
- Dezenflasyonun en kısa sürede tesisi, enflasyon beklentilerinin çıpalanması, fiyatlama davranışlarındaki bozulmanın kontrol altına alınması için parasal sıkılaştırma sürecinin devamına karar vermiştir.
- Kurul, vergi düzenlemeleri ve fiyatlama davranışlarındaki bozulmanın enflasyon üzerinde ilave olumsuz etki yapacağını öngörmektedir.
- Kurul, faiz artırımının yanı sıra, parasal sıkılaştırma sürecini destekleyecek seçici kredi ve miktarsal sıkılaştırma kararları almıştır.
- Enflasyon ve enflasyonun ana eğilimine ilişkin göstergeler yakından takip edilecek ve kurul, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda elindeki tüm araçları kararlılıkla kullanmaya devam edecektir.
TCMB NEDEN FAİZ ARTIRIMINI DÜŞÜK TUTTU
Öncelikle şunu söyleyelim, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın faiz konusundaki bakış açısı herkes tarafından biliniyor. Ancak işin bir de ekonomik dengeler boyutu var:
- Ekonomi yönetiminin temel önceliği tüm kararların “dengeli” şekilde alınması. Yani bir tarafı yaparken ekonomide diğer dengeleri bozmadan yol almak gibi bir yol haritası belirlendi.
- TCMB yüksek artışlarla reel sektörü vurmak istemiyor.
- Hükümet büyümenin sekteye uğramasını istemiyor.
- Merkez Bankası bir kez daha fiyat istikrarını önceleyeceğini, parasal sıkılaştırma sürecinin uygulanacağını, elindeki tüm araçları kararlılıkla kullanacağını açıkladı. Metinde de yer aldığı gibi faiz artırımı sürecek ama bu zamana yayılarak ve dengeler gözetilerek yapılacak.
KÖRFEZ TURUNUN ÖNEMİ
Peş peşe zamlarla zor bir dönemden geçildiği, TCMB’nin şeffaf bir politika izlediği bu dönemde; uzun ve kaliteli dış yatırımcı bulmak, doğrudan yabancı yatırımlar, rezervlerde süregelen artış ve turizm gelirlerinin desteğiyle cari işlemler hesabındaki dengelenme fiyat istikrarına da güçlü katkı hedefleniyor. Bu köşeyi takip edenler bilir, Körfez ziyaretinden önce 50 milyar dolar yatırım beklentisi olduğunu yazmıştık. Sadece Birleşik Arap Emirlikleri ile bu rakam değerindeki anlaşmalar yapıldı.
BAE İLE YAPILAN ANLAŞMALARIN ÖNEMİ
- Yapılan anlaşmalar BAE-Türkiye Kapsamlı Ekonomik Ortaklık Anlaşması’nı çeşitlendirmeyi amaçlıyor.
- Anlaşmalar yatırımlar, uzay ve savunma alanlarında geliştirme ve enerji ile doğal kaynak projelerini de kapsıyor.
- İki ülke bununla birlikte bir Ortak Ekonomi ve Ticaret Komisyonu kuracak.
- Ayrıca suçluların iadesiyle sivil ve ticari konularda hukuki işbirliğine ilişkin mutabakat da yapıldı.
- BAE’nin Türkiye’deki yatırımları altyapı, enerji, imalat sanayii gibi çeşitli alanlarda faaliyet gösterirken Türk şirketleri BAE’de gayrimenkul ve konaklama sektörlerinde önemli yer tutuyor.
Şimdi gelelim Katar ve Suudi Arabistan’a... İki ülke ile sürdürülecek görüşmeler ve varılan anlaşmalar çerçevesinde Körfez yatırımlarının toplamda 50 milyar doların üzerine çıkacağını söylemek yanlış olmayacaktır.
GÖZLER ANKARA-MOSKOVA HATTINDA
Türkiye’nin çabaları ile hayata geçen Tahıl Koridoru Anlaşması bir anlamda şimdilik sona erdi.
- Rusya Savunma Bakanlığı açıklamasına göre gemilerin bayrağına ait olduğu ülkeler çatışmaya müdahil olarak kabul edilecek.
- Yani Moskova’ya göre Karadeniz inisiyatifi sona erdi, insani amaçlı deniz koridoru kapatıldı.
- Üstelik Rus personeli İstanbul’daki koordinasyon merkezinden ayrıldı.
Gelinen durumda gözler artık tamamen Moskova-Ankara hattına çevrilmiş durumda.
- Cumhurbaşkanı Erdoğan daha önce de Rusya Devlet Başkanı Putin’i anlaşmanın uzaması konusunda ikna etmeyi başarmıştı.
- Ancak durum bu kez biraz karışık. Anlaşmanın sona ermesi, dünya çapında tahıl fiyatlarının yeniden yükselmesine, bununla birlikte açlık krizlerinin tetiklenmesine neden olabilir.
ANKARA DEVREDE
- Ankara’nın hedefi ağustos ayında Putin ile yüz yüze görüşme yapmak. Dünya Erdoğan’ın Putin’i ikna etmesini bekliyor.
- Kremlin ise bu kez çabuk pes etmeye hazır görünmüyor.
KREMLİN NE İSTİYOR
Gelelim Kremlin’in isteklerine:
- Rusya, kendi tarım bankası Rosselkhozbank’ın uluslararası ödeme sistemi SWIFT’e yeniden katılmasına izin verilmesini...
- Bazı tarımsal ekipman ve yedek parçaların yeniden teslim edilmesini...
- Kısacası kendi tahılını ve gübresini de satarak, bu konuda yaptırım uygulanmamasını...
- Rusya’daki Tolyatti ile Ukrayna’daki Odessa arasındaki amonyak boru hattının yeniden faaliyete geçmesini istiyor.
OLASILIKLAR NELER
- Ankara’nın Moskova üzerindeki etkisini unutmamak gerekiyor. İzole edilen Rusya’nın mesajlarını bir anlamda Batı’ya ileten Türkiye.
-Erdoğan ve Putin arasındaki iyi ilişkileri de süreçte önemsemek gerekiyor.
- Tartışma yaratan Azov komutanlarının Zelenski ile ülkelerine dönmesi konusunda, Türkiye taraf değil arabulucu idi. Esir takası konusundaki mutabakat sadece Rusya ile Ukrayna arasındaydı.
- Moskova bazı yaptırımların hafifletilmesini isteyecektir. Bu çerçevede tahıl anlaşmasını kurtarmak için Batı Rusya’ya tarım sektöründe bazı tavizler vermek zorunda kalacaktır.
-Erdoğan’ın arabuluculuğuna güvenen Batı, Moskova’yı tekrar anlaşmaya çekmek istiyorsa bazı teşvikleri hayata geçirmek zorundadır.
Paylaş