Paylaş
Bir yandan gözler bu hafta Merkez Bankası’nın alacağı faiz kararında, bir yandan da TL mevduatı destekleyecek adımlar dikkatle izleniyor. Merkez Bankası, vatandaşın Türk Lirası’nda kalmasını ve TL cinsinden tasarrufunu cazip kılacak yeni ve güçlü kararlar aldı. Bu çerçevede;
* Standart TL mevduatın toplam mevduat içindeki payını artırmaya yönelik aylık TL payı artış hedefi yüzde 2’den yüzde 2.5’a yükseltildi.
* TL’ye geçiş ve yenileme oranı yüzde 100’ün altında olan bankalara yıllık yüzde 8 oranında, yüzde 100’ün üzerinde olan bankalara ise yıllık en fazla yüzde 4, TL’ye geçiş oranına göre komisyon uygulanacak.
* Kur korumalı hesapların TL mevduat sayıldığı komisyon uygulaması sona erdi, TL’ye geçiş ve yenileme oranları belirleyici olacak.
* Aynı zamanda Merkez Bankası ihracatçı ve KOBİ’lerin rahat nefes almasını sağlayacak başka bir düzenlemeyi de hayata geçirerek, fatura muafiyet sınırını 50 bin TL’den 250 bin TL’ye çıkardı.
TL’Yİ CAZİP KILACAK ENSTRÜMANLAR DEVAM EDECEK
Peki tüm bu adımlarla Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Merkez Bankası nasıl bir yol haritası belirledi, amaç ne? Gelinen noktayı tek bir cümle ile özetleyecek olursak; “TL’yi cazip kılacak enstrümanlara devam edilecek.” Ayrıntılara geçersek;
* Enflasyonla mücadele kararlılıkla sürdürülüyor.
* Temel amaç rezervleri güçlendirmek. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek açıklamalarında birçok defa “Rezerv satışı yok” dedi. Buna rağmen bazı isimler, bu konuda spekülasyon üretmeye devam ediyor. Bir kur hedefi olmadığından hareketle, kur seviyesini korumaya yönelik rezerv satışına da ihtiyaç duyulmadığının altını bir kere daha çizmek gerekiyor.
* Kredi derecelendirme kuruluşlarının son dönemdeki not artışlarından, yeni ekonomi yönetiminin politikalarına şans tanıdığı, hatta bu politikaları olumlu bulduğu tespiti yapılıyor.
* Faizler kademeli artarken, ihracatçı ve yatırımcının korunması politikası da sürdürülecek.
* Dünya Bankası’nın kredi miktarını 35 milyar dolara çıkartması da Ankara açısından önemli bir adım olarak görülüyor.
KUR KORUMALI MEVDUATTA YATAY SEYİR POLİTİKASI
* Diğer yandan başta Merkez Bankası olmak üzere ekonomi yönetimi, KKM için sık sık “yatay seyir” politikası ifadesini kullanıyor. Burada amaç süre bitene kadar sistemde kalmak isteyenin kalması ancak yeni KKM açılmaması.
TL’NİN DEĞER KAZANMASI İÇİN HERKES ELİNİ TAŞIN ALTINA KOYMALI
* Tüm bu adımlar atılırken, TL’nin değer kazanması sadece ekonomi yönetiminin çabalarına bırakılmamalı. Başta büyük yatırımcılar olmak üzere TL’nin değer kazanması için herkes elini taşın altına koymalı.
EMEKLİLERİN DURUMU
Emeklilerin zor durumda olduğuna, diğer kesimlerin aksine benzer artışları almadıklarına hiç şüphe yok. Eleştirilerinde, kırgınlıklarında haklılar. Ancak bir yandan da bütçe gerçekleri var. Tüm bunlardan yola çıkarak;
* Hazine ve Maliye Bakanlığı’nda emeklilere bir defaya mahsus bir ödeme ya da ekim ayı gibi seyyanen zam yapılması gibi bir çalışma yok.
* Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın verdiği talimat doğrultusunda, ocak ayından geçerli olmak üzere yürütülen bir çalışma bulunuyor.
* Ocak ayından itibaren geçerli olacağı belirtilen zam oranının kademeli olması üzerinde duruluyor. Düşük alan emekliye daha yüksek zam oranı verilecek.
ASİMETRİ
Daha önce yazmıştık. Bu köşenin takipçileri hatırlayacaktır. İnsani ilişkilerde duygular öne çıkabilir ama devletler arası ilişkilerde tamamen devre dışıdır hümanizm. O ilişkiler, çıkarlar üzerine kuruludur. Güçlü iseniz kazanır, zayıf ise kaybedersiniz. Lakin bu, zayıflar yok olsun anlamına gelmez. Bir denge vardır. Bir de herkesin bildiği gizli kurallar. Asimetrik davranış da bu kurallardan biridir.
ABD İLE İRAN ARASINDA NELER OLUYOR?
* ABD ile İran arasında geçen yıldan bu yana bir gelişme yaşanıyor.
* “Nasıl olur!? Sabah-akşam ABD’nin İran’a yönelik ambargolarından bahsediliyor. ‘Bakın bizim Halk Bankası bile yargılanıyor İran ile ticaret iddiaları nedeniyle’” dediğinizi duyar gibiyim.
Ancak konu ABD çıkarı ise oluyor işte! İran’da cezaevinde bulunan beş ABD vatandaşının, Katar’ın aracılık ettiği bir anlaşma kapsamında ülkelerine dönmesi bekleniyor. Neymiş bu anlaşma, detaylara bakalım:
* Dört erkek ve bir kadın.
* Bu kişiler arasında casusluk suçlamasıyla 10 yıl hapis cezası verilen Siamak Namazi var.
* 10 yıl hapse mahkûm edilen girişimci İmad Şarkı ve 2018’de tutuklanarak 10 yıl hapis cezasına mahkûm edilen İngiltere ve ABD vatandaşı Murad Tahbaz da bu isimlerden.
* İlk bakışta profilleri sıradan insanmış gibi görünseler de ABD bu insanlara karşılık, İran’ın Güney Kore’de tutulan dondurulmuş İran fonlarından 6 milyar doları Doha’daki bankalara ulaştıracak. Onaylandıktan sonra uçağa binecekler.
* Bitmedi... Yine ABD, İran’a yönelik yaptırımlarını ihlal etmek başta olmak üzere çeşitli suçlamalarla ABD hapishanelerinde tutulan beş İranlıyı da serbest bırakacak.
Demek ki önemliler ama yazımın konusu onlar değil, “ASİMETRİ”...
ÖNCE DONDUR, SONRA BUZLUKTAN ÇIKAR!
* İran bu alışverişten karlı çıkmış görünse de aslında İran’ın 6 milyarını önce dondurup, sonra buzluktan çıkaran ABD.
* İran bir nevi eşeğini önce kaybedip, sonra bulunmasına sevinen bir pozisyonda.
* Bu asimetrik ilişkiyi eleştirenler de yok değil. ABD’li bazı Cumhuriyetçiler ve yurtdışında yaşayan rejime muhalif İranlı aktivistler, bunun sadece daha fazla rehin almayı teşvik edeceğini söylüyor
Ancak aileler çok sevinçli. Siyaset, ABD’de de olsa insani duygulara oynuyor. Asimetrik bir ilişkiden hümanist bir sonuç çıkarıyor.
Paylaş