Dünyanın gözünün çevrildiği görüşme.... Ankara görüşmeyi nasıl değerlendirdi?

Antalya’daki zirveyi Ankara’da Cumhurbaşkanı ve kurmayları yakından takip etti.

Zirvenin olması için Erdoğan, Putin’e telefon görüşmesinde “En azından iki bakan bir araya gelsin, yapıcı politikalara adım atılabilsin” demişti.

Gelelim sonuçlara, Ankara “Sihirli bir değnek yok. Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov insani koridor konusunda bile güvence veremedi. Yine de bu savaşın ortasında buluşma önemliydi. En azından bir sonraki toplantının olabilmesi için baskı unsuru yaratacaktır” görüşünde.

100 binden fazla Rus askeri içeride. Ankara, Rusya’nın kolay kolay durmayacağının farkında.

Batı bir yanda Rusya üzerine Ukrayna’yı sürerken, diğer yanda yaptırımları hayata geçirdi. Beş binden fazla yaptırımla dünyada en çok yaptırım uygulanan ülke Rusya. Bu kriz çözülse bile, Ankara’ya göre Batı yaptırımlara devam edecek. Hedefleri ‘Putin Rusyası’nı bitirmek. Batı’nın beklentisi Rusya’nın rezervlerinin iki ayda tükeneceği ve halkının fakirleşeceği yönünde.

Kaynaklar, Erdoğan, Putin, Zelenski’nin yakın gelecekte bir araya gelmesini mümkün görmüyor. Ankara’ya göre Putin’in amacı Batı ile özellikle ABD ile masaya oturmak.

AMERİKALILARLA ÖN GÖRÜŞMEDE NELER KONUŞULDU?

ABD Başkanı Joe Biden ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın görüşmesi öncesinde ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Wendy Sherman’ın yetkililerle görüşmeleri oldu. Bu görüşmelerde konuşulanları şöyle sıralayabiliriz:

Amerika, Türkiye’nin denge politikasından, Rusya ile iletişim halinde olmasından rahatsız değil. Montrö konusunda taviz vermeyecek olmasından memnun.

Ankara Türkiye’nin stratejik öneminin krizlerde anlaşıldığına dikkati çekerek: “Artık ilişkiler güçlenmeli. Büyük çerçevede Türkiye ve ABD anlaşırsa S-400 gibi yan konular zaten çözülür. ABD artık irade göstermeli” mesajını verdi.

BIDEN’A HAZIRLIK TOPLANTISI

ABD Başkanı Biden ile yapılan telefon görüşmesi öncesinde de verilecek mesajlar belirlendi. Bu çerçevedeki değerlendirmeler şöyle:

Savaşın sonlanması, ateşkesin sağlanabilmesi için diplomasiye kapılar kapatılmasın.

Her ülke gibi Türkiye’nin de ekonomisi baskı altında. Etkilenmemek mümkün değil.

Türkiye dışında Rusya ile konuşacak ülke kalmadı. Temas sürmeli.

Türkiye yaptırımlara katılmadı. Ancak BM Yaptırım Listesi açıklarsa bu konuda adım atılır.

Türkiye açısından Ukrayna’nın toprak bütünlüğü önemlidir.

NATO arasında işbirliği artırılmalı. Böyle bir dönemde Türkiye’ye yönelik yaptırımlar akla uygun değildir. Yaptırımlar kaldırılmalı.

Kriz sona erince dünya açısından yeni bir güvenlik mimarisi inşa edilmeli. Bunun için de oturup mutlaka konuşulmalı.

BİRAZ DA İÇ POLİTİKA
‘CUMHURBAŞKANI HALK DİLİYLE KONUŞUR’

TÜRKİYE’nin gündeminde bir yandan da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hekimlerle ilgili tartışma yaratan sözleri var. Erdoğan az maaş aldıkları için şikâyet eden doktorlara, “Varsın gidiyorlarsa gitsinler. Bizler de üniversiteleri yeni bitiren doktorlarımızı buralarda istihdam ederiz” demişti. Hürriyet’in geleneksel kahvaltısında konuk ettiğimiz AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Özhaseki, “Kendi fikrimi açıklıyorum” dedi ve ekledi:

Devlet, öğrencisine çok yatırım yapıyor. Çocuklar tabii ki bir yandan kendi istikballerini düşünecekler ama bir yandan da bu ülkeye, topraklara karşı sorumluluklarının olduğu bilmeleri lazım. Maaşlarda sıkıntı olduğunu biliyoruz, haklarını da kimse yemek istemez. Tüm sağlık çalışanlarının maaşları ile ilgili çalışma hakkında bizlere de bilgi verildi. Amaç iyileştirmek. Cumhurbaşkanımızın konuşması ve tavrı kendisine hastır. Halk diliyle konuşur.

‘MELİH GÖKÇEK ALINMIŞ...’

MELİH Gökçek’in “Mansur Yavaş’ı ezerim” diyerek, Ankara’nın kaybedilmesinden Özhaseki’yi sorumlu tutması da sohbetimizin gündemindeydi. Özhaseki’nin mesajları şöyle oldu:

Adaylığım döneminde bazı gelişmeler yaşandı. Bana ‘Melih Gökçek ile birlikte hareket ediyor musunuz?’ diye sorulmuş, ben de ‘Stratejimizin bir parçası değil’ yanıtını vermiştim. Demek ki alınganlıklar olabiliyormuş. Bugünkü Büyükşehir yönetimi ile kıyaslanınca, Gökçek şimdikine göre çok büyük işler yapmıştır. Gökçek ile aramızda bir problem görmüyorum, telefonlaştık.

‘İMAMOĞLU İLE YAVAŞ’IN DERTLERİ ALGI VE CUMHURBAŞKANLIĞI’

MEHMET Özhaseki hem İstanbul hem de Ankara Büyükşehir Belediye Başkanları’nın reklam ajanslarına büyük paralar ödediğini söyleyerek, “İmamoğlu, ajanslara 845 milyon lira vermiş. Oysa deprem için çalışmalara giden 495 milyon lira. Ankara’yı da sorduk, yanıtı bekliyoruz” dedi. İki şehrin ajans politikalarının gerekçelerini şöyle anlattı:

İller Bankası’ndan, Maliye’den, bürokratik işlemlerden paralarını alıyorlar.

Ancak hiçbir iş yapmıyor, işi de bilmiyorlar, beceriksiz bir tayfaları var. İçim yanıyor.

Ajanslarla ‘Süperiz, çok iyiyiz’ diye algı operasyonu yapıyorlar.

Kafalarının arkasında ‘Acaba cumhurbaşkanı olur muyum?’ sorusu var. Başlarını diktiler ufka, cumhurbaşkanlığına bakıyorlar.