Paylaş
Sadece bu dörtlünün gereklerini yerine getirmek, alınan tedbirlere uymakla virüsün yayılma hızını azaltır, virüsle ortaya çıkan birtakım kaotik durumlari önler; birbirimize destek olmamızı, kötü niyete müsaade etmememizi sağlar. Bugün devlet organlarının da siyasetçilerin de sivil toplum örgütlerinin de vatandaşın da ayrımsız, ‘ama’sız, ‘fakat’sız, geçmişi bir kenara bırakarak “birlik ve beraber olma” zamanı. Gerçekten birlik ve beraberlik içinde olanlar kendileri kadar herkesi düşünürler, ahlaklarını yitirmezler, kötülük ve kaos için fırsat kollamazlar.
SOKAĞA ÇIKMA YASAĞI NEDEN SON TEDBİR OLMALI?
En kötü olasılık olarak devletin masasında tabii ki sokağa çıkma yasağı da var. Ancak unutmayın: Tüm toplumu kapsayan sokağa çıkma yasağı, aynı zamanda tüm hayatın ve ekonominin durması ve donması anlamına geliyor. Bu devlet ve özel sektör tarafından ne kadar sürdürülebilir? Etkileri ne olur ve ne kadar süreyle o etkiler devam eder? Hem bu soruların yanıtlarının, hem de sokağa çıkma yasağının toplum ve bireyler üzerinde etkisi ne olur? Sokağa çıkma yasağı ya da tedbirler ne kadar sürecek, süre uzadıkça ne olacak?
Tüm bu soruların yanıtlarının iyi değerlendirilmesi gerekiyor. Tabii ki hayat ve sağlık, yeri geldiğinde bahsettiğim konulardan önde gelir. Ancak şu an alınan tedbirler gerçekten uygulansa, süreci daha az hasarla ve kayıpla atlatırız. Hepimizin aklı, vicdanı olan insanlar olduğumuz temennisinden hareketle: “İlla katı bir devlet yasağına mı gerek var? Aklınızı kullanın, vicdanınızı dinleyin ve kurallara uyun!”
ZORUNDA OLMAYANLAR NEDEN EVİNDEN ÇIKMASIN?
Olası ve ne zaman biteceği belli olmayan bir sokağa çıkma yasağının başlayacağı gün ve sonrasındaki tüm etkileri için zorunda olmayanlar evlerinden çıkmasın!
Herkes evden çıkar ve sosyal izolasyonla bir metre uzaklık kuralı başta olmak üzere kurallara uymazsa, aynı anda binlerce insan hastanelere akın eder. O kadar insana ne yatak ne de sağlık personeli yeter. Sağlık sistemini ayakta tutmak için zorunda olmayanlar evlerinden çıkmasın!
Eğer hepimiz enfekte olacaksak burada aynı anda enfekte olmamamız kritik önemde. Virüs kendiliğinden ortadan kaybolmazsa, ilaç ya da aşı bulunana kadar zamana yayarak, bir anlamda sırayla enfekte olmalıyız ki hastane ve sağlık personeli hepimize yetsin, yetişebilsin.
Çalışmak, işe gitmek, üretmek zorunda olanları düşünün! Onları riske atmayın! Riski azaltın!
Kurallara uymayıp çalışmak zorunda olanları, sağlık personelini düşünmeyip hareket edenlerin her şeyi devletten beklemeleri ne kadar gerçekçi?
Kısacası kendimiz, sevdiklerimiz, çocuklarımız, ülkemiz, yarınlarımız için mutlaka kurallara uymamız gerekiyor.
BİRLİK VE BERABERLİK DEMİŞKEN...
Çoğumuz artık daha çok telefonla iletişim kuruyoruz. Birbirimizi arıyoruz, görüntülü konuşuyoruz, yazıyoruz, sosyal medyadan duygularımızı paylaşıyoruz. Bu süreç belki siyasete de bir yanıyla iyi gelir. Tartışmalar, hedef almalar, hakaretler ister istemez geride kaldı. Gün gerçekten ortak akılla birlikte hareket etme günü.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu kız kardeşinin vefatı nedeniyle başsağlığı dilemek için araması, iki ismin konuşması çoğumuzu rahatlattı. Kısa ve nezaketli bir konuşma olduğunu öğrendim. Başsağlığı da olsa belki bu bir başlangıç olur. Liderler de bu dönemde birbirlerini arar, durum değerlendirmesi yaparlar. Hatta kim bilir, belki kritik şehirlerin büyükşehir belediye başkanlarının da telefonları çalar...
Paylaş