Ve karşınızda günlük stilin yeni standardı Uniqlo C

Çok sevdiğim tasarımcılardan biri olan Clare Waight Keller’ın Givenchy’de ilk kadın kreatif direktör olduğu zamanlarda Charlize Theron ve Cate Blanchett’in Oscar Ödüllerinde giydiği epik kıyafetleri tasarlayan tasarımcı olduğunu söylediğimde daha iyi anlayabilirsiniz.
Aynı zamanda Meghan Markle’in gelinliğini tasarlayan isim olarak da adından söz ettiren Keller, pandeminin ilk zamanlarında görevinden ayrıldığını duyurmuştu.
Şimdi Uniqlo ile geri döndü. Kadın silüetine harika dokunuşlar yapan Keller ve gündelik sokak giyiminin öncüsü Uniqlo’nun kadınlara yeni bir standart getireceklerine hiç şüphem yok. Koleksiyonu erkeklerin gardırobundan giyinmeyi seven kadınlar daha çok sevecek çünkü anahtar parçaları ekose astarlı trençkotlar, pilili etekler ve kaşmir kazaklar oluşturuyor.
İngiliz ruhunu tasarımlarda rahatlıkla görebildiğimiz, Chloe’nin renk kodları olan turuncu, sarı ve safir mavisi bir araya gelen tasarımlar Uniqlo’da büyük bir değişim olacağının sinyallerini veriyor.
Koleksiyonla birlikte vegan deriden hazırlanan Chelsea botlar ile ilk kez ayakkabı sektörüne de giriş yapacak olan Uniqlo C, 15 Eylül’den itibaren tüm mağazalarda ve online’da satışta olacak.
Fiyat performans ikilisi olarak çok önemli bir yerde olan Uniqlo C’yi “gerçekten ihtiyacınız varsa” sezon alışverişinize dahil etmenizi tavsiye ederim. Hem klasik, hem kaliteli, hem de uygun fiyatlı olacağı için bir göz atmakta fayda var.

Venice Simplon Orient Express İstanbul’da

LVMH gruba bağlı lüks seyahat deneyimi sunan Belmond, rayların ikonu olan Venice Simplon-Orient-Express Belmond Treni ile 30 Ağustos Çarşamba günü İstanbul’da çok önemli bir davet gerçekleştirecek.
Yılda sadece bir kez gerçekleştirilen, Paris’ten İstanbul’a uzanan ve 5 gece süren ikonik Orient Express rotası, 30 Ağustos günü Bakırköy istasyonunda misafirleri 1920’lerin Art Deco vagonları arasında şık dekorasyonu eşliğinde zamanda yolculuğa çıkartırken, vagonlar arasında swing ve boogie melodileri eşliğinde canlı performanslar eşlik edecek.
Michelin yıldızlı dünyaca ünlü Fransız şef Jean Imbert’in tadım menüsüyle de gastronomik bir deneyim yaşatacak.
Bu eşsiz deneyimden elde edilen bilet gelirinin tamamı UNICEF tarafından 6 Şubat’ta yaşadığımız asrın felaketi olan depremlerden etkilenen çocukları ve aileleri desteklemek amacıyla bağışlanacak.
Yıllar öncesinden biletleri tükenen bu yolculuk hazır buraya kadar, hem de böyle bir amaç için gelmişken kaçırmamakta fayda var.
Biletlerin Bodrum’da iki günlük el yakan tatil bütçesiyle kafa kafaya olacağına hemen hemen eminim.
O yüzden Bodrum’da 2 gece kalıp, iyi bir restoranda hesap ödediğiniz sıradan bir hafta sonu yerine, yıllarca konuşacağınız bir günlük deneyime bu paraları ödemeye değer.