Paylaş
Bunu kim belirler? Güzellik standartları nelerdir? gibi sorular uzun zamandır kafamı kurcalıyor.
Toplumun kadına dayattığı kurallardan, modanın kadını şekillendirmesinden, genç kızların takip ettikleri kadınların filtreli hayatlarına inanıp, o siluete sahip olabilmek için verdikleri savaşlardan her geçen gün daha fazla rahatsızlık duyuyorum.
Kadın formunun temeli aynı kalsa da güzellik algısı ve mükemmel vücut tasviri yıllar içinde hep değişmiştir.
Antik Yunan Çağı’nda başlayan dolgun göğüs, ince bel, geniş kalça figürleri, altın oran diye tasvir edilen simetrik yüzle birleşince ortaya kusursuz kadın çıktı ve bu kadının ana hatları günümüze kadar geldi.
Aynı kadın yeri geldi bulumik zayıflıkla güzel bulundu, yeri geldi atletik fiziksel özelliği zorunluluğu getirildi.
Ama şimdi kadınlar özgürlüğünü ilan etmeye başladı.
Belli bir forma konulmak istemiyorlar.
Hatta moda evleri veya önemli iç çamaşırı markaları “kusursuz kadın yoktur!” fikrini savunmaya başladılar.
The Underargument isimli iç çamaşırı
markası ilk kez markasının katalog çekimleri için “Kadınlar bir vücuttan ibaret değildir!” deyip, cast seçimlerini beden ölçüsü belirtmeden ve modelleri hiç görmeden, her türlü fiziksel özelliklere sahip kadınlarla gerçekleştirdi.
Bu moda tarihinde bir milat. “Anticasting” yaparak mükemmeliyetçilikten uzaklaşıp, gerçek dünyayı gözler önüne sermesi bir iç çamaşırı markası için radikal bir hareket.
Bence kocaman bir alkışı hak ediyorlar.
Diğer taraftan da omensupportingwomen hashtag’i altında fotoğraf paylaşan onlarca kadın... Ama maalesef bunun ne anlama geldiğini bilmeden karşısındakini inciten de yine aynı kadın.
Son zamanlarda Ebru Şallı hakkında çok yazılıp çizildiğini görüyorum hem de yüksek sesle kadına desteği savunan hem cinsleri tarafından.
Çocuğunu kaybetmiş bir anneye sırf mayolu tatil fotoğrafı koydu diye hiç kimse ama hiç kimse laf edemez, etmemelidir de.
Ne olmuş daha iki ay olduysa.
Bize çabucak geçen iki ay Ebru’ya kaç yıl geldi acaba hiç sorduk mu?
Kimse kimsenin nasıl bir yas tuttuğunu bilemez.
Yas tutmayı reddediyor olabilir, kaybını kabul etmiyor olabilir, hepsinin farkında olup hayatına devam etmek bile istiyor olabilir. Kaldı ki bu hiçbirimizi ilgilendirmez.
Artık bıraksak mı yargılamayı?
Kadının kadına olan gruplaşması, düşmanlığı son bulsa mı artık? Hani nerede #womensupportingwomen?
Paylaş