Paylaş
Yeni dönem, değişikliğe ve bu yeni düşünce biçimine alışkın olmayan, “Erkekler, erkek gibi giyinmeli” zihniyetinin kendini en çok hırpalayacağı sezon olacak.
24/25 Sonbahar Kış trendinin en önemli alt metni ise şu: Kadın-erkek ayrımı hızlı bir şekilde ortadan kalkıyor.
Şimdiye kadar erkek tasarımlarından kendine birçok parça bulmayı başaran biz kadınların tasarımlarına ve gardıroplarına artık erkekler de ortak oluyor.
Farkındaysanız birkaç sezondur podyumlarda sıklıkla gördüğümüz topuklu ayakkabı ve bot skalası artık tüm erkek markalarına yayılmış ve bu konuda Saint Laurent tasarımları en çok tercih edilen markayken Marc Jacobs’ın instagram hesabında yer verdiği balerinalar bu sezon erkek moda haftasının en kilit parçası oldu. Yani babetler bize özel olmaktan çıkıp artık erkeklerin de gardırobunda yer alan en önemli parça olarak unisex hale geliyor.
Birkaç sezondur kadın moda haftasından çok daha popüler hale getirilen erkek moda haftasının “cinsiyetsizlik” kavramına hız verileceğinin en büyük göstergesiydi. 2 sezon içinde de çok ciddi adımlar atıldı.
Mr. Kim Jones’un Dior için tasarladığı babet giyen erkekleri, Enoglab markasının grunge ile seksiliği bir araya getirdiği boyundan demir bir halka içinden geçirdiği dökümlü eşarp üstleri karşısında, Pier Paolo Piccioli’nin Valentino’su ile kadına saygı duran centilmen erkeklerinin müthiş janti halleri iki farklı ucu temsil ediyor. Ben kendi adıma konuşayım, erkek moda haftasından gardırobuma katmak isteyeceğim onlarca ikonik tasarım bulabilirim fakat asıl soru şu? Bu kadar feminenleşmiş erkek stili, kolay kolay değişmeyecek önyargıları kırabilecek mi?
Yurtdışı yine nispeten daha rahat ama özellikle ülkemizde şık feminenliğiyle bu eleganlık içinde dolaşmak isteyen erkekler ne kadar bu trendleri takip edebilecek?
Moda, sosyolojik kavramların
önüne geçebilecek mi?
Astrologlar “21 Ocak ile birlikte değiştiren, yıkan ve dönüştüren Plüton, Kova burcuna geçiyor, devrimlere hazır olun” derken boşuna konuşmuyormuş demek ki...
Çünkü beş sezon sonra nerede olacağımızı aşırı derecede merak ediyorum.
Paylaş