Paylaş
Zaman içinde bu değişimin ne olacağının ayak sesleri duyulmaya başlandı.
Alışverişin geldiği noktaya bir bakalım isterseniz. Görmeden, dokunmadan ve denemeden alışveriş yapamayanlar önce internette görüp mağazada denemeye, daha sonra hiç mağazaya gitmeden alışveriş yapmaya başladılar öyle değil mi?
Aslına bakarsanız hangi ara internette beğenip mağazada denemekten, hiç denemeden internetten alma aşamasına geçtik anlayabilmiş değilim. Tabii bunda gittikçe kısalan kargo süreçleri, iade kolaylıkları, telefon uygulamaları ve pandeminin etkisi de büyük.
Hatırlarsanız önceden arkadaşlarla veya aile fertleriyle alışverişe çıkılırdı. Çünkü fikir almak önemliydi. Tek başına gidersen de muhakkak mağaza satış danışmanına “sizce nasıl olmuş?” diye sorulurdu.
Günümüzde internetten alışveriş yaygınlaşıp hayatımızın ortasına sosyal medya oturunca, fikir mercilerinin yerini influencer’lar aldı. Yıllardır devam eden bu süreç farkında olmadan alışkanlık yaratıp bir sonraki adımın altyapısını oluşturuyordu aslında.
Yani “bundan sonra ne olacak” sorusunun cevabına gelirsek... Bundan sonra hayatımıza “livestream shopping” diye adlandırılan yeni nesil alışveriş deneyimi giriyor.
Pandemi sırasında alıştığımız canlı yayınların birer alışveriş deneyimine evrildiğini düşünün.
Sevdiğiniz influencer’lar eşliğinde alışveriş yaptığınızı, ürünlerin onlar tarafından giyilip tanıtıldığını, ürünü izlerken aynı anda o kişi ve içindeki komunite ile iletişimde olduğunuzu ve en önemlisi tanıtılan ürünü beğendiyseniz bir tuşla anında satın aldığınızı düşünün.
Evet, yeni nesil canlı yayın alışverişine hoş geldiniz.
Muhtemelen çok yakın gelecekte bu deneyimin içine VR gözlükleri de ekleyecekler.
Oturduğunuz yerden hem güzel vakit geçirecek hem de bu gözlükler sayesinde kendi üzerinizde giyilmiş olarak göreceksiniz.
Daha da ileri gidiyorum, elinizin üzerindeki sensörler sayesinde kumaşına dokunabileceksiniz.
Harika bir deneyim değil mi?
Bu sistem birçok marka tarafından test edildi. Meta’nın araştırmasına göre canlı yayın alışverişine ilgi de çok yüksekmiş. Teknolojiyi alışverişe entegre etmede öncü ülke olan Çin’de popülerleşen bu yöntem, şimdiden Amerika ve Batı’nın yakın markajında.
Yakın zamanda fiziksel mağazacılık, gelişen teknoloji, ekonomik kriz ve sürekli artan kiralar karşısında yerini “livestream shopping”e devredecek, bu bir gerçek. Peki bu tüketim hızını yavaşlatmak için minimalizme dönülmesi için mücadele veren topluluklar, insan etkileşimi, sürdürülebilirlik ve küresel iklim krizi için bir tehdit oluşturmayacak mı?
Tommy Hilfiger’ın Çin’de yaptığı canlı yayının 2 dakika içinde 16 milyon kişi tarafından izlenmesi ve bu yayın sırasında 1300 ürününü satmış olması, hızı ve pratikliği ile diğer markaların da iştahını kabartacak.
Dakikalar içinde elde ettikleri kârı göz önünde bulundurursak tekstil ve moda sektörünün verdiği zararların payı daha da artacak demektir. Bakalım daha neler olacak? Hep birlikte izleyip, göreceğiz...
Paylaş