Tufan Türenç: Yıllardan beri hep aynı masal






Tufan TÜRENÇ
Haberin Devamı

1970'te iktidardaki Adalet Partisi hükümeti döviz darboğazını aşmak için büyük bir para operasyonu yapmış, Türk Lirası'nın değerini dolara karşı yüzde 60 oranında düşürmüştü.

Para operasyonundan hemen sonra zamlar akın etti. İğneden ipliğe her şeyin fiyatı arttı.

Zamlar zaten büyük bir geçim sıkıntısı içinde olan dar gelirli kitleleri daha da zor durumda bıraktı.

Ülke yangın yerine dönmüş, her yerden feryatlar yükseliyordu.

O zamanlar şimdiki gibi yüzlerce kamera sokaklara dökülmedi. Çünkü sadece TRT vardı.

TRT kameraları, Ankara sokaklarında zamlar konusunda halkın nabzını tutuyordu.

Herkes geçim zorluğundan yakınıyor, zamların çok insafsız boyutlarda olduğunu yana yakıla anlatıyordu.

Kameralardan biri Kızılay'da şık giyimli sarışın bir bayana yöneldi. Muhabir herkese sorduğu soruyu sarışın hanıma da yöneltti:

‘‘Enflasyon sizi nasıl etkiledi? Zamlar konusunda ne düşünüyorsunuz?’’

Şarışın kadın güldü, bozuk bir Türkçe'yle şöyle dedi:

‘‘Enflasyon beni hiç etkilemedi.’’

TRT muhabiri ilk kez böyle bir yanıtla karşılaştığı için şaşırmıştı:

‘‘Yani bu kadar zam yapıldı, gerçekten de siz bunlardan hiç etkilenmediniz mi?’’

‘‘Yok, ben etkilenmedi. Çünkü ben Fransız, ama benim koca Türk ve milyoner.’’ (O yıllarda çok zenginlere henüz milyoner deniyordu.)

* * *

Son para operasyonundan sonra da her zamanki gibi zamlar sel gibi akmaya başladı.

1970, 1980, 1994 ekonomik kararlarında olduğu gibi faturayı yine dar gelirli halk sırtlamak zorunda kaldı.

Benzin zammından sonra pompaların önünde nöbet tutan kameralar, benzin almaya gelenlere yöneliyor.

Yıllardan beri zamlardan bıkmış usanmış olan halk isyanda.

Bu sırada lüks bir araba gelip pompaya yanaşıyor.

Direksiyonda güzel, şık giyimli bir genç kız var.

Muhabir hemen yanaşıp soruyor:

‘‘Nasıl buldunuz zammı?’’

‘‘Ay vallahi şoke oldum. Nedir bu böyle? Bu kadar zam olur mu?’’

Genç kızın varlıklı bir aileden olduğu belli.

Ama o bile geçim sıkıntısı çeken vatandaşlardan daha büyük bir yakınma içinde.

* * *

Benim aklımın almadığı şu: Her para operasyonundan sonra yükün büyük bölümünü sırtlayan halk nasıl bu kadar tepkisiz kalabiliyor?

Başına çöken felaketi, varlıklı kesimlerden bile daha büyük bir sabırla nasıl karşılıyor?

Geçim sıkıntısına büyük bir özveriyle nasıl katlanıyor?

İşte bunun için beceriksiz hükümetlere insan kızıyor. Hatta isyan ediyor.

Çünkü yıllardan beri aynı kısırdöngü işliyor ve Türk halkı, iktidarlar tarafından kandırılıyor.

Her seferinde de derin bir hüsrana uğratılıyor.

Ben bildim bileli, bu tip para operasyonlarından sonra halka söylenenler hep aynı şeylerdir:

‘‘Bunlar alınması gereken önlemlerdir. Vatandaşlarımızdan son bir kez daha özveride bulunmalarını istiyoruz. Ülkemiz bu zorlukları aşacaktır. Güzel günler yakındır.’’

Ve arkasından da hiçbir zaman doğru çıkmayan şu cümle gelir:

‘‘Halkımızı bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da enflasyona ezdirmeyiz. Bundan kimsenin kuşkusu olmasın.’’

Ama her seferinde de halkımız, enflasyonun altında ezim ezim ezdirilir.

Yazarın Tüm Yazıları