Paylaş
HALK Tantan'ı yolsuzluklarla amansız bir mücadeleye giren kahraman olarak görüyordu.
Bu nedenle de Yılmaz'ın onu İçişleri Bakanlığı'ndan alabileceğini kimse aklına getirmiyordu.
Herkes, ‘‘Yılmaz halkın tepkisini göze alamaz’’ diyordu.
Ama Yılmaz gözünü karartıp Tantan'ı İçişleri Bakanlığı'ndan devlet bakanlığına kaydırarak istifa etmek zorunda bıraktı.
ANAP Lideri, Tantan'ın istifa edeceğini biliyordu.
Onun için gazetecilere ‘‘No surprise’’ dedi.
Yılmaz partiden ve kendisinden kopuk olarak tek başına bakanlık yapan Tantan'ı uzun zamandır görevden almayı düşünüyordu.
Buna mecburdu; çünkü bakanına söz geçiremeyen bir lider olarak kongreye gitmek istemiyordu.
O nedenle bütün riskleri üzerine alarak Tantan olayını bitirdi.
Kendisi açısından belki cesaretli bir iş yaptı.
Ama olayı siyasi açıdan değerlendirenler, Yılmaz'ın zamanlamasının doğru olmadığı konusunda birleşiyorlar.
Bu görüşlere ANAP'lıların büyük çoğunluğu da katılıyor.
‘‘Kahraman Tantan’’ın istifası yüzünden kamuoyunda ANAP'a karşı duyulan tepkilerin daha da büyüyeceğine kuşku yok.
* * *
Politikada gücünü yitiren kaçınılmaz olarak düşüşe geçer.
Bugüne kadar bunun tersi görülmemiştir.
Tantan'ın da zaman yitirmeden politika yapacağı bir parti seçmesi veya yeni oluşumlardan birine katılması beklenmelidir.
‘‘Bir süre dinleneceğim’’ yanlışına düşerse bugünkü krizmasının küçülmesine, efsanesinin sönmesine engel olamaz.
Bu nedenle Tantan'ın zaman yitirmeden kendisine bir yol bulması gerekir.
Bugünden geriye bakılırsa, politikada sayısız kuyrukluyıldızların akıp gittiği ve artık adlarının bile anımsanmadığı görülür.
Bu sondan Tantan'ın da kurtulması olanaksızdır.
Şunu da unutmamak gerekir ki, kendisine yönelik övgüler olduğu kadar yergiler de vardır.
Bazı kesimlerde operasyonların abartılıp şova dönüştürüldüğü, ülkede ‘‘polis devleti’’ havası estirildiği yolunda görüşler yaygındır.
Bunların bugünden itibaren daha da güçlü seslendirileceğinden kimsenin kuşkusu olmasın.
* * *
Peki, Yılmaz tanıdığı halde Tantan'ı neden İçişleri Bakanlığı'na getirdi?
Bu soruya ANAP'ın önde gelen isimlerinden birinin verdiği yanıt çok ilginç:
- Yılmaz'ın tipik yanlışlarından biri. Zaten Yılmaz bu kadar hata yapmasa ANAP bugün hiç dördüncü parti durumuna düşer miydi? Herkes elini vicdanına koysun, ANAP büyük hizmetler verdi. Bu hükümet içinde de en büyük hizmetleri yine ANAP veriyor. Ama Mesut Bey'in hataları bunları silip süpürüyor.''
- Madem bu kadar hata yapıyor, neden hálá rakipsiz?
- Onu zorlayacak bir aday çıkmıyor da ondan. Soyunanlardan hiçbirinin şansı yok. Çaresiz kongre yine Mesut Bey'i açık ara ile seçecek.
Galiba Türk siyasetinin çıkmazı da işte burada.
Bugünkü siyasi partiler yasası, liderlerin değişmesini olanaksız hale getiriyor.
Genel başkanlığı kazanan lider, çok büyük bir olay olmazsa partinin başından ölene kadar gitmiyor.
O nedenle de partilerde bir yenilenme yaşanamıyor.
Halk bıkıyor, oy vermiyor ama buna rağmen taban bu değişimi bir türlü gerçekleştiremiyor.
Hiçbir parti bu kısırdöngüyü kırıp atamıyor.
Paylaş