Tufan Türenç: FP'nin EM-AR'ı

Tufan TÜRENÇ
Haberin Devamı

GAZETECİLERİN yakıştırdığı, onların da zamanla benimsediği adlarıyla ‘‘yenilikçiler’’ ne istiyorlar?

Neden Hoca'larına bir başkaldırı hareketi içindeler?

FP'deki ‘‘gelenekçi-yenilikçi’’ kavgası nerede ve nasıl noktalanır?

Fazilet'in MR'ını görebilmek için bu temel sorulara önce ‘‘yenilikçiler’’in penceresinden yanıtlar bulmaya çalışalım.

Yasaklı olduğu için harekete dışardan destek veren Recep Tayyip Erdoğan ile Abdullah Gül, Bülent Arınç, Cemil Çiçek ve Abdüllatif Şener'in başı çektiği grup, partideki ‘‘kayıtsız şartsız itaat’’ kuralına başkaldırıyor.

Çokseslilik istiyorlar. Yani konuşmak, tartışmak, doğruları yakalamak...

‘‘İtaat kültürü’’ yerine, düşüncelerin özgürce dile getirilmesinden yanalar.

‘‘Parti miyiz, yoksa tekke miyiz?’’ sorusunun yanıtını istiyorlar.

Oluşturulan politikaların ‘‘halk merkezli’’ olmasında ısrar ediyorlar.

Balgat güdümlü genel merkeze şu eleştirileri yöneltiyorlar:

‘‘Kamuoyu yoklamalarında iktidar partileri kaybediyor ama muhalefet de kaybediyor. Buna kafa yormak zorundayız. Vatandaşın gündemi ile partinin gündemini örtüştürmeliyiz.’’

Onlara göre bugün siyasetçi meclis dışında konuşamıyor. Halk konuşturmuyor.

Bu, siyasetin ‘‘kayıt dışı’’na düşmesi demektir.

Ne yapıp edip bunun kırılması gerekir.

* * *

Erbakan'ın Asiltürk tarafından seslendirilen düşünceleri ‘‘gelenekçiler’’in ‘‘yenilikçiler’’ konusundaki kanaatlerini ortaya koyuyor.

Erbakan Hoca'ya göre (bu görüşlerin tamamı ‘kayıtsız şartsız itaat’ gereği tüm gelenekçiler tarafından benimsenir) ‘‘yenilikçiler’’ dışardan yönlendiriliyor.

Bunlar partiye ve davaya ihanet içindeler.

Bunlar yoldan çıktı, artık ‘‘Milli Görüş’’çü değiller.

Hatta 28 Şubat'ın uzantıları oldular.

Çünkü 28 Şubat'ın yapamadığını bugün onlar yapmak için uğraşıyorlar.

Aslında hareket bir post kavgasından kaynaklandı.

Erbakan Hoca yasaklı hale gelince onun yerine göz dikenler oldu.

Ama sonra aralarında birleştiler ve yeni bir politika istemi ortaya attılar.

Bütün bunlar anlamsız.

Çünkü bunların ‘‘yenilikçilik’’leri ‘‘fasa fiso’’dan başka bir şey değil.

* * *

İki tarafın birbiri hakkındaki görüşleri özetle böyle.

Peki bundan sonra ne olacak?

Bu kavga nerede duracak?

Bu hareket FP'yi bölecek mi?

Bu soruların yanıtları tamamen Anayasa Mahkemesi'nden çıkacak karara bağlı.

Eğer yüce mahkeme Fazilet Partisi'ni kapatırsa ‘‘yenilikçi hareket’’ kesinlikle yeni bir parti olarak ortaya çıkacak.

Yeni parti geleneklere bağlı, toplumsal değerlere ve inançlara saygılı, yüzde yüz yerli ama modern olacak ve politikaları halkla paylaşacak.

Bu parti kendi içinde tutarlı bir birlik beraberlik sergileyebilecek mi?

Yoksa kısa zamanda post kavgası onları birbirine mi düşürecek?

Bunu da zaman ortaya koyacak.

Eğer parti kapatılmazsa, kesinlikle yeni bir parti kurulmayacak. Mücadele parti içinde sürdürülecek.

Taban ‘‘yenilikçi’’ hareketi destekliyor ve önümüzdeki kongrede Erbakan Hoca'nın gücü bile bu oluşumun yönetimi ele almasını engellemeye yetmeyecek.

‘‘Gelenekçiler’’ ise partinin kapatılmayacağına inanıyor. Onlar Erbakan'ın siyasete döneceği günü dört gözle bekliyorlar.

‘‘Yenilikçi’’ hareketin bugünkü heyecanının zaman içinde söneceğine inanıyorlar.

Ama tarafsız bir değerlendirme Erbakan'ın ağırlığının her geçen gün parti içinde ve tabanda biraz daha azaldığını ortaya koyuyor.

Halkta da Fazilet heyecanının giderek yavaşladığı, artık kitleleri eskisi gibi sarıp sarmalamadığı bir gerçek olarak görülüyor.

Yazarın Tüm Yazıları