Paylaş
SİYASET boğuluyor... Siyaset nefes alamıyor... Bu yüzden de partiler günden güne küçülüyor.
Yapılan bütün kamuoyu yoklamalarında ortaya çıkan ortak nokta, var olan partilerin oylarının yüzde yirminin altında kalması.
Bu, bir ülke için oturup ciddi ciddi düşünülecek, hatta endişe duyulacak bir durum.
Bu, siyasi istikrarsızlığın doruğa ulaşması demektir.
Bu, ülkenin geleceğinin siyasi açıdan belirsizlik içinde olması demektir.
Yıllardan beri politikayı bazen çok yakından, bazen gazete mutfağından izliyorum.
Şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki, bu arada halkın güven duyabileceği biri çıkıp bir parti kurarsa oyları siler süpürür.
Çünkü halkın büyük bir bölümü, belki de yüzde 60'ı bugün hangi partiye oy vereceğini bilmiyor.
Herkes çaresizlik içinde birbirine seçimde ne yapacağını sorup, akıl danışıyor.
Halkı böyle kararsızlık içinde olan bir ülkede ne ekonomik istikrar kurulabilir, ne de toplumsal barış.
Geleceği net olmayan toplumlar eğer önünü göremiyorsa, ancak bizim bugün karşı karşıya kaldığımız üzücü olayları yaşar.
O nedenle bugün yaşadıklarımızı olağan karşılamak gerekir.
Yarınlarından güven duymayan insanlar nasıl huzur içinde olabilirler?
* * *
Koca Reis lakaplı Sadettin Bilgiç, Türkiye'de siyasi sezgisi en keskin olan politikacılardan biridir.
Koca Reis ayrıca seçimlerden önce inanılmayacak kadar doğru tahminler yapmakla da ünlüdür.
1965, 1969, 1973 seçimlerini doğruya yakın tahmin ettiğine bizzat tanık oldum.
Bu yıllarda yapılan seçimlerde partilerin illerde ne kadar milletvekili çıkaracağını, seçim gezilerini izleyen gazetecilere tek tek saymıştı.
Sonuçlar alındığında Koca Reis'in çok az ilde yanıldığını görmüş, hayret etmiştik.
Sadettin Bey'in yakınlarına ‘‘Eğer yaşım uygun olsaydı bugün parti kurup ortaya çıkardım. Tam zamanı. Halk oyunu vereceği bir parti arıyor’’ dediğini duydum.
Siyasete girmek için uygun ortam bekleyen, ya da tereddüt içinde olanlara deneyimli politikacının bu düşünceleri duyurulur.
Evet, hesapsız kitapsız politika yapılmaz, ama politika aynı zamanda da cesaret ister.
Koca Reis'in söyledikleri bu açıdan çok önemli.
* * *
Bugün merkez sağda da, merkez solda da büyük bir boşluk yaşanıyor.
Liderlerini değiştirmeyi bir türlü beceremeyen partiler, bütün çabalarına rağmen bir türlü halkın ilgisini çekemiyorlar.
Politikada halkın yitirilen güvenini yeniden yerine koymak, iğneyle kuyu kazmaya benzer.
‘‘Eski partilere yeni lider’’ formülü gerçekleşemediğine göre, ‘‘yeni liderlerle yeni partiler’’i denemekten başka çare yok.
Bugün halk yeni, yepyeni liderlerin özlemi içinde.
Bunu cumhurbaşkanlığı seçiminde yaşadık.
Çok başarılı bir cumhurbaşkanlığı dönemi geçirmesine rağmen halkın değişim baskısı yüzünden Demirel'e yeniden seçilme yolu açılamadı.
‘‘Yeni parti tutmuyor’’ tezi ise bugüne kadar hemen her denemede doğru çıktı.
Ama aynı tezin bundan sonrası için de geçerli olacağı şeklinde bir kural yok.
Çünkü koşullar bugün ‘‘yeni bir lider, yeni bir parti’’ gerektiriyor.
Türkiye'nin tıkanan siyasal yaşamının aşılması için başka yol da görünmüyor.
Paylaş