Paylaş
ECEVİT'in çok çok yakın çevresindekileri kutlamak gerekir. Bu kadar ciddiyetten uzak senaryolar üretebildikleri için...
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in seçilmesini ‘‘hata’’ olarak kabul eden yakın çevre, bu tercihte MHP'nin Çankaya'ya talip olmasının rol oynadığını söylüyor.
Bunlara göre, Sezer deneyimsiz olduğu için Çankaya'yı Anayasa Mahkemesi gibi işletiyor.
Senaryonun en ipe sapa gelmez yanı ise Sezer'in çevresinin CHP'li olduğu.
Bu çevre sayesinde CHP, Çankaya'da muhalefet yapıyormuş.
Yani Ahmet Necdet Sezer, bu çevrenin telkinleriyle kararnameleri geri çeviriyormuş.
Kusura bakmasın ama, eğer Ecevit bu saçma sapan senaryoları üreten kafaları ciddiye alarak işlerini yürütüyorsa, durum gerçekten vahim bir noktaya gelmiş demektir.
Dilerim üretilen bu yakışıksız senaryolar, Ecevit'lerin görüşlerinin ürünü değildir.
Eğer öyleyse vahamet çok daha derin boyutlarda demektir.
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in kanun hükmünde kararnameleri geri çevirmesinin, hükümet ile Çankaya arasındaki çalışma uyumunu olumsuz etkilediği bir gerçektir.
Tamam ama burada hatalı olan kim?
Çankaya mı, yoksa inadım inat diye tutturan hükümet mi?
* * *
Cumhurbaşkanı, daha işin başında Başbakan'a ‘‘Ben içeriğine katılsam bile Anayasa'ya aykırı hükümler taşıyan kararnameleri imzalamam’’ demedi mi?
Hukuk devletinde çok zorunlu koşullar dışında ülkenin kararnamelerle değil, yasalarla yönetilmesinin vazgeçilmez bir ilke olduğunu vurgulamadı mı?
Buna rağmen Ecevit ve yardımcıları ısrar edip, ‘‘Hayır imzalayacaksın. Buna mecbursun. Yoksa devlet krizi çıkar’’ diye tehditler savurmadı mı?
Sezer bu tehditlere aldırmayıp hukuk devleti ilkelerinden ödün vermeyerek kararnameleri geri çevirmeyi sürdürmedi mi?
Bunca olaydan sonra Meclis'te sayısal açıdan hiçbir sıkıntısı olmayan bir iktidarın, ille de kararname diye tutturmasını anlamaya olanak var mı?
Devlete ait üç büyük bankanın özelleştirilmesi önemli bir olaydır.
Bunu Meclis'ten yasa olarak geçirmeden, Anayasa'ya aykırı hükümler içeren kararname düzenleyip Cumhurbaşkanı'nın önüne koymak normal mi?
Hükümet Çankaya'yla inatlaşacağına, yakın çevrelerin abuk sabuk senaryolar üretmesine bel bağlayacağına, hukuk devleti ilkelerine bağlı bir yol tutarsa daha akıllıca iş yapmış olur.
* * *
Gelelim bir akıl almaz konuya daha...
Fazilet Partisi'nin hüsranla sonuçlanan Avrupa seferine...
Kutan ve arkadaşlarının, panik içinde olan Erbakan'ın aklıyla bir zamanlar küfrettikleri Avrupa'ya ‘‘yardım dilenme’’ turlarına çıkmaları akıllı bir olay değildi.
Nitekim Avrupa'da görüştükleri hemen her etkili ve yetkili kişi, kendilerine tuttukları yolun hatalı olduğunu anlattı.
Avrupa tipi laiklik istediklerini her konuşmalarında papağan gibi yineleyen Erbakan ile Fazilet Partililer, Avrupalıların laiklik anlayışını dileriz öğrenmişledir.
Avrupa'daki politikacılar, hiçbir şekilde dini oy toplamak için kullanmazlar.
Kendileriyle eş tuttukları Hıristiyan demokrat partiler, ülkelerini asırlar öncesine götürüp dini kurallara göre yönetmeyi akıllarına bile getirmezler.
Avrupalılar, dinle dünya işlerini kesin olarak ayırırlar.
Tıpkı Atatürk'ün yaptığı gibi.
Erbakan ve takımı, bunu anlamadıkları sürece içeride ve dışarıda daha çok hüsrana uğrarlar.
Paylaş