Paylaş
Bu yapıyı oluşturan temel etkenler hem kendisinin Galatasaray’daki son dönemi, hem de Galatasaray’ın son 3 yılda yaşadığı çöküş sonucu beklentinin yüksek ama sabırsızlığın had safhada olması.
Dolayısıyla Galatasaray’ın yeniden başlayacağı bir dönemde Fatih Hoca’nın da yeniden başlaması lazım. Yani geçmişte yaşananları karşısında bulmamak için astığı ceketini tekrar giymemeli. Bugünün Galatasarayı’na uygun, geleceğin çizgilerini taşıyan, yenilenmiş, renkli, farklılaştığı çok belli olan yeni bir ceket gerekliliği var.
Galatasaray’ın dibe vurmuş halinden çıkacağı, hatta geçen kötü 3 sezonu çok çabuk unutturacağı bir dönem başlıyor. Müneccim değilim ama şundan eminim. Galatasaray bir daha bu durumlara düşmez, hatta yine çok başarılı olacağı dönemleri yaşar. Sebepleri mi? İşte tespitlerim...
- Galatasaray’ın dibe vurmuş olması ve küçük düzeltmelerin bile büyük etki yapacak olması.
- Yeni yönetimin ve içindeki doğru isimlerin tecrübeleri ile problemleri çözme becerisi olması.
- Fatih Hoca’nın yeniden kazanmaya mecbur hali ve bu durumun ortaya çıkaracağı rekabet.
- Florya’nın tekrar maçların asıl kazanıldığı, personelin ve futbolcuların birbirini sevdiği bir ortam haline dönüşecek olması.
- Camianın uzun zaman sonra başarı için birleşmiş olmasının vereceği enerji ve destekle yola çıkılması.
- Transferlerin popülist anlayışla değil de ihtiyaç için yapılacak olması ve herkesin G.Saray’ın menfaatini düşünmesi.
Yenilik için şimdiden yerinizi hazırlayın
G.Saray taraftarı bu kötü günlerini hatırlamamak üzere unutmaya başlasın. Yeni stat gerçek manada yeniden bu sene açılacak. Taraftarlar yeni dönemi, yeni takımı, yeni hocası ile yeni stadında izlemek ve geleceğin oluşumuna şahitlik etmek istiyorlarsa şimdiden yerlerini hazırlasınlar.
DUYUM ALDIM!
BU haftanın, hatta sezonun lafıdır bu. Menfaatlerimiz uğruna birilerini hiç çekinmeden suçlamanın ötesinde kirletmenin yeni halidir duyum aldım. Birilerini zan altında bırakıp, ortalığı karıştırmanın kolay şeklidir duyum aldım. Bu ister yıllarca temiz futbol oynamış bir oyuncu, ister işini iyi yapmaya çalışan bir menajer, ister kulübünü düşünen bir genel menajer, isterse bir kulübün yöneticisi olsun. Fark etmeden herkes itham ediliyor ve bunu “duyum aldım” adı altında rahatlıkla yapabiliyoruz. Türkiye’de futbol işte bu kadar kolay, bu kadar acımasız, bu kadar yerlerde. Sonra kalkıp verilen paraya bakarak “marka olduk” diyoruz. Futbolda yayın haklarını satın alabiliyorsun ama insan kalitesini bulmak parayla pulla ölçülmez.
Çabuk unutacağız
Ama asıl sorun ne biliyor musunuz? Bütün bu yaşananları, ithamları, iftiraları ve kavgaları ligin bittiği günün ertesi günü unutacağız, üstüne hiç olmamış gibi devam edeceğiz. İşte bunu bildikleri için duyum alanlar rahat rahat duyumlarını duyuruyorlar.
Ben de bir duyum aldım. Futbolseverler ve temiz futbol isteyenler hazırlık yapıyor. Duyum alanları futbolun içinde istemiyor.
Paylaş