Paylaş
Oyuna istekli başlayan ama organize olamayan sarı kırmızılı ekibin ve taraftarın ümitlerine darbeyi vuran, ilk maçtaki gibi yine Ronaldo oldu. İlk yarıda golü yedikten sonra sanki rahatlayan ve bir şeyler yapmaya çalışan ama inanmayan bir takım vardı sahada. Aslında Real Madrid için 7. dakikada biten ve sonrasında formaliteden bir maçtı. Ama sadece onlar için!..
REAL’İN BİTTİĞİ YERDE...
İKİNCİ yarı nasılsa kaybedecek bir şeyi olmadığını anlayan, maçtan zevk alan, cesurca baskıyı koyan ve harika gollerle sonucu alan gerçek bir takım vardı.Maça hareket ve tempo getiren Amrabat hızlı top taşımaları ile arkadaşlarına cesaret de verdi. Melo’nun istekli oyunu ile eşlik ettiği mücadele G.Saray adına tam resital oldu. Real Madrid gibi bir takıma karşı geriden gelip 3 gol atmak kolay iş değildir. Başlı başına bu bile büyük olay.
G.Saray taraftarının iftihar deceği bir gece ve maç oldu. Drogba’nın muhteşem golü, Sneijder’in ikinci yarıya kalitesini ortaya koyması ve Gökhan-Semih’in takımı rakip alanda tutan cesur baskısı süper galibiyeti getiren etkenlerdi. Dünyanın en iyisine karşı çok iyi olmanız lazım ki, bu galibiyetleri alabilin. Galatasaray da en iyiye karşı en iyisini ortaya koydu.
TEŞEKKÜRLER...
MAÇ bir kenara Galatasaray taraftarının oyuncularına teşekkür etmesi lazım.Çünkü uzun bir süreden sonra Devler Ligi Arenası’na çıkmış ve Avrupa’nın en iyi 8 takımından biri olarak Real Madrid ile çeyrek final oynama başarısı göstermiş bir takımları var. Üstelik son maçında harika bir galibiyet hediye ederek veda eden bir takım. Buna aslında “veda” değil de gelecek seneler için “ara” diyelim.
Paylaş