Ada’daki çeyrek final ilk maçında ManU, Stanford Bridge’de Rooney ile istediğini aldı, rövanş için avantaj elde etti. Mavi beyazlılar 2002’den beri Londra’da rakibine karşı devam ettirdiği yenilmezlik unvanını da kaybetti.
İNGİLTERE topraklarında oynanan maçların seyircilere vadettiği iki şey vardır; Tempo ve Heyecan. Sıradan takımların maçları bile bu anlayışla geçerken maçı oynayan taraflar Chelsea ile Manchester United olunca tempo ve heyecana kalite eşlik eder.
Bu tempo ve heyecanı tetikleyecek ayrıca iki sebep daha vardı; Ezeli rakip ve birbirini sevmeyen takımlar olması. Bu turu geçenin final yolunun daha rahat olması.
Diğer taraftan aynı saatlerde bizde oynanan Beşiktaş-Gaziantep kupa maçında ise mücadele ve sıradanlık vaat ediliyordu. Bizde kaliteli geçen bir maç, hemen sezonun en güzeli ya da tarihi bir maç olarak nitelendirilir. İngilizlerin maçlarını görünce adamlar bizim maçlara göre her hafta tarih yazıyor.
Torres takıntısı
İngilizler maça çıkınca rakibin sıralamasına, kalitesine ve iddiasına bakmadan her iki takımda birbirini yenmek için oynar. O yüzden maçlar git-geller içinde geçer. Bizim maçların genelinde ise sadece bir taraf gider ve diğer taraf gelmez. Del Bosque’un Dünya Kupası’nda, Ancelotti’nin de Chelsea’de Fernando Torres’i forma sokma takıntısı o takımları hep bir kişi eksik oynamaya sebep oluyor. Torres iyi oyuncu ama son 1 yıldır formsuz olduğu bir gerçek. Torres’in bu formsuzluğunun etkisi sadece yanında oynayan Drogba ile sınırlı kalmayıp takıma yansıyor.
Ancoletti ve Tayfur
İlk yarıda Chelsea, tempoyu seçerken Manchester United kalitesini daha fazla ortaya koydu. Bunu yaparken başrolde ise Ryan Giggs vardı. Fizik gücünden birşeyler kaybetse de devreye soktuğu zekası ve tecrübesi Giggs’in neden efsane olduğunun bir kez daha ispatıydı.
Ancelotti kenarda Malouda, Anelka ve Kalou gibi daha iyi durumdaki oyuncularını fazla tutunca Chelsea’nin kalite ve form düzeyi Manchester’a yetmedi. Ancelotti’nin Torres’i oyunda tutup Drogba’yı kenara almasının sebebini anlamak için Abramoviç olmak lazım. Aslında benzeri bir durum dün Beşiktaş maçında Tayfur Hoca’nın ile Guti arasında vardı. Tayfur Hoca geç kalmadan yaptığı değişiklikle Guti’yi kenara alarak maçı çevirmesini bildi ama benzer bir durumdaki Ancelotti’den o müdaheleyi göremedik.
MAVİ-KIRMIZI...
1- Giggs takımı adına liderlik yaparken, asist yapıp iyi oynatırken, Torres sahada varlığını hissetmemizi sağlayacak hiçbir şey yapmadı.
2- Roney ve Hernandez birbirini tamamlayıp etkili olurken, Drogba tek başına mücadele etmek zorunda kaldı.
3- Ancelotti önemli silahlarını kenarda tutup maçın gidişini seyrederken, Ferguson’da bunun keyfini sürüp turun gelişine seviniyordu.
4- MANU oyunun son bölümünü soğuturken, Chelsea’nin donup kalmasına hakem Mallenco sebep oluyordu.