GALATASARAY yönetimi devre arasını transfer edecekleri oyuncu arayışı ile geçiriyor. Aslında Haldun Üstünel bu işin peşinde.
Kafasında Baros’un durumundan dolayı bir forvet olabilir ama bana göre gereksiz. İki sebepten dolayı gereksiz. Galatasaray’da Nonda her ne kadar dizlerindeki sorun yüzünden üst üste maçlar oynayamayacak olsa da arada 1-2 maç oynar. Fakat transferi gereksiz kılan Galatasaray’ın hücum gücü. Bugün Kewell’ın ne kadar iyi işler yaptığı ortada. Arda zaten ayrı bir güç. Keita varsa pozisyon olmamaması zor. Bir de bunlara Elano katılırsa... Yani demek istediğim bütün bu oyuncular zaten alınacak bir golcü kadar etkili. Mali durum.. Galatasaray’ın bu dönemde yüksek maliyetli bir oyuncu alması yüksek ücret alan oyuncuların ödemelerinin gecikmesi ve sıkıntıların çıkmasına sebep olur. Asıl soru şu; Galatasaray’ın ihtiyacı forvet mi defans mı? Aslında Galatasaray’ın ligdeki sıralaması neye ihtiyacı olduğunu anlatıyor. Ligin en çok gol atan takımı olması gol sıkıntısı çekmediğini gösterirken, ilk yedi sırayı paylaşan takımlar arasında en fazla golü yiyen takım olması problemi ortaya çıkarıyor. Yönetim veya Haldun Üstünel eğer bir transfer yapacaksa, zamanını savaşan değil savaştıran, yönetilen değil yöneten, şişiren değil pas yapan, bekleyen değil hamle yapan bir oyuncuya ayırmalı. Ve bunun illa ki bilinen bir isim olmasına da gerek yok. Galatasaray’ın ihtiyacı olan defans bu. Yoksa elinde Emre ve Gökhan var zaten. Mali durum izin vermez de transfer yapılamazsa o zaman Baros, Kewell, Keita ve Arda dörtlüsü yenilenden fazlasını atmak zorunda..
Ali Turan vakası ve hatırlattıkları
SON yıllarda yüksek bonservis ücretleri kulüpleri bedava oyunculara yönlendirdi. Bu durum aslında rakamlara bakınca normal. Sezon sonu serbest kalacak bir oyuncu ile konuşmakta bence sakınca yok. Sezonun bitmesine 5 ay kala bir sonraki sezonu düşünerek görüşme yapmakta yanlış bir şey yok. Galatasaray bir oyuncuyu ister de o oyuncu bu teklifi geri çevirebilir mi? Mümkün değil. Fakat Galatasaray’ın Ali Turan, Sezer Öztürk ve Mehmet Yıldız’la yaşadığı süreçte doğru olmayan noktalar var. 4 büyüklerden herhangi biri bir oyuncuyu istiyorsa ya o transfer gerçekleşir ya da o oyuncu biter. Ortası yoktur bunun. Örnek mi; Mehmet Yıldız, Sezer Öztürk. Şimdi de Ali Turan. Ali’nin bu transferin olması için sözünün arkasında durması ve kadro dışı kalmayı göze alması sağlam kişiliğini gösterir. Sezer Öztürk de benzer şekilde tavır koymuş ve zor günler geçirmişti. Bu transferde doğru olmayan nokta ise Galatasaray’ın aynı Mehmet Yıldız’da olduğu gibi Ali Turan’da da şampiyonluk yarışındaki rakibinden oyuncu istemesi ve bunu devre arası sadece oyuncuyu muhatap alarak yapmayı düşünmesi. Devre arası bu transferi de yapabilir ama o zaman ilk konuşulacak Ali değil Kayserispor’dur.
Fayda gelmez artık
G.SARAY bonservis ödemek istemediğinden bunu oyuncunun kendisinin halletmesini bekliyor. Kayserisporlu yöneticilerin Galatasaray için sarf ettikleri sözler ve Galatasaray’ın içine düştüğü durum hoş değildi. Sanki Galatasaray oyuncuların aklını çelip bıraktığı bir kulüp gibi gözükmeye başladı. Galatasaray ya transfer yapar ya da yapmaz. Ya parayı verir işi bitirir ya da pahalı gelir vazgeçer. Ortada bırakmaz. Galatasaray’a yakışan budur. Olayın diğer tarafında ise Kayserispor var. Eğer Ali Turan yapılan sözleşme uzatma teklifini kabul etmiyorsa ya ücreti az buluyordur ya da gitmek istiyordur. Eğer düşüncesi gitmek ise Kayserispor Ali’nin önünü açabilir. Çünkü bu saatten sonra Ali’den Kayserispor’a fayda gelmez.