GÜNLERCE konuşulan ve, “Acaba üçüncü kez olur mu?” diye merak edilen, bir tarafa stres diğer tarafta umut oluşturan maçlar başladığında heyecan zirve yaptı.
Sivas’taki maç heyecan, sevinç ve üzüntüyü bir arada barındıran gel-gitlerin yaşandığı asıl karşılaşma idi. Karabük’te tek pozisyon tek gol şeklinde sakin bir maç geçerken, Sivas’ta goller, pozisyonlar bir Sivas’ı bir Karabük’ü ayağa kaldırıyordu. Çok zordur bu maçları oynamak. Fakat bu sıkıntılı durum içinde daha rahat olan taraf Trabzonspor’du. Geride olması bu hafta itibarı ile avantajdı. Birincisi, maça daha rahat ve baskıdan uzak çıktı. Çünkü Trabzonspor, Karabükspor maçına lider çıksa bu baskıyı kaldıramazdı. İkincisi, Fenerbahçe’nin yine son hafta kaybetme korkusu yaşamasıydı. Bu sezonun Burak’tan sonra en verimli oyuncusu Egemen’in golü Trabzonspor adına maçı kolaylaştırdı. Futbol, kendisine değer verene değer katar. Aslında golü Egemen’in atması şampiyonluk ruhu taşıyan bu oyuncu için ödüldü.
ŞAMPİYON OLSAYDI...
1- Şenol Hoca’nın, problemler karşısındaki sakin tavrı ve problemleri çözme becerisi sayesinde; 2- Burak’ın kendi kariyerinin bir daha olmayacak kadar üst seviyelerine çıkan performansı sayesinde; 3- Kaleciler Onur ve Tolga’nın, kendilerini milli takıma kadar yükselten performansları sayesinde; 4- Egemen ve Giray’ın büyük aşama kaydeden, sadece kendilerini değil Trabzon’u aşan iyi oyunları sayesinde...
ŞAMPİYON OLAMADI...
ÇÜNKÜ, Fenerbahçe’de Alex golleriyle takımı taşıyıp Niang ona yardım ederken, Trabzonspor’da Burak bu konuda tek başına kaldı ve yetmedi. Çünkü, Fenerbahçe Saracoğlu’nda maç kaybetmezken, Trabzonspor en büyük baskıyı ve en önemli kayıpları kendi sahasında yaşadı. Çünkü, şampiyonluk stresini ve yarışını kaldırabilecek oyuncu sayısının az olması önemli maçlarda Trabzonspor’u olumsuz etkiledi. Çünkü, yönetimin Fenerbahçe ile girilen polemik savaşı takımın bile kimyasını bozdu.