ANTALYASPOR’un defansındaki mecburi değişim ile Timsah dişlerini gıcırdatmaya başlamıştı. Fakat bunun avcının bir tuzağı olduğunu anlamaları Necati’nin kurşunuyla oldu.
Antalya defansı ne kadar eksikse, forvet hattı da bir o kadar ekstraydı. Ama Timsah kararlıydı ve geri döndü. Kazanmayı isteyen ve geri düşmeyi kabul etmeyen bir Bursa vardı sahada. Kendi evinde oynadığını fark etti ve ettirdi.
Batalla farkı
Ben Turgay’ı beğeniyorum, fakat cezalı olması Antalya maçında Bursa’nın yararına oldu. Takımın geri düşmesinden sonra toparlanmasında rakip alanda top tutan ve adam eksilten Batalla‘nın etkisi büyüktü. Turgay’ın bu pas alışverişini yapması zordu.
Gol korkuttu
Bursaspor duran toplardan goller bulan etkili bir takım. Fakat Antalya karşısında kendi kullandıkları duran top sonrası iki pasta yedikleri gol şampiyonluğa oynayan bir takıma yakışmadı. Zaten bu gol sonrası Bursa hem Antalya’nın üstüne o kadar rahat gitmedi ve oyunu rölantiye aldı, hem de stoperleri sonraki kazanılan duran toplara o kadar rahat çıkmadı.
Kaliteyi düşürüyor
Maç öyle bir başladı ki, tempo heyecan ve goller vardı. Yani bizim takımlarımızın da özlenen tempoyu oynayabileceğini gösterdi. Bu 20 dakika güzel bir örnek, ya sonrası... İşte Avrupa’dan ayrıldığımız nokta burada başlıyor. Biz “aman yemeyelim, kaybedersek kötü olur” gibi benzeri kaygılarla gol atmayı değil yememeyi tercih ediyoruz. İşte bu tercihler ligin ve futbolun kalitesini düşürüyor.
Kaptan kahraman oldu
İkinci yarı birbirini pozisyona sokmak istemeyen iki takım seyrettik. Şu bir gerçek ki, Bursaspor istese bu maç çok pozisyonlu olurdu. Fakat Bursa el frenini çekince maçın hızı da kesildi pozisyonları da bitti. Atan galip haline dönen maç, kahramanını aramaya başlamıştı o da kaptan Ömer oldu. Kaptan sadece gemisini kurtarmakla kalmadı, şampiyonluğu da yelken açtırdı. Bursa takımında Volkan’ın sakatlık sonrası yakalayamadığı performansı, işi daha çok Ozan İpek’in üzerine yıkıyor. Buna rağmen Ozan bu sorumluluğun altından kalktı, iyi işler yaptı ve etkili oldu.