Paylaş
‘Aybaba, kredi kazandı. Futbolcular güvenoyu aldı. Beşiktaş ilk yarının en iyi takımı olacağının sinyalini bu derbide verdi.’
26 Ağustos 2012... Bu tarih Beşiktaş’ın bu sezonun ilk yarısının en başarılı takımı olmasının startını veren tarihti. Ligin ikinci haftasıydı ve Beşiktaş hocası, oyuncusu ve yönetimi ile ilk defa seyircisi karşısına çıkıyordu. Taraftarının önüne ilk çıktığı maçta, bir önceki sezonun şampiyonu olan ve yeni sezona daha da güçlenerek giren, ‘Rüya takım’ diye tabir edilen Galatasaray’a karşıydı.
Beşiktaş adına öyle kritik bir maçtı ki aslında kaybetmek ve kazanmanın çok büyük farklar oluşturabileceği bir dönemdi. Yeni seçilen yönetim bu sezonu ‘Feda Yılı’ ilan ederek, tarihi değişiklikler ve adımlar atmıştı. Ama yapılanların ve büyük değişimin seyirci nazarında nasıl karşılanacağı, cevabı aranılan en büyük soru idi.
‘FIRSATI İYİ DEĞERLENDİRDİLER’
ÇÜNKÜ Beşiktaş, tabiri caizse küçülmeye gitmiş ve hedeflerini revize ederek belki de ilk defa sezona şampiyon adayı olarak girmemişti. Bu durum şampiyonluğa ve başarıya aç Beşiktaş seyircisini pek memnun edecek bir hal değildi. İşte böyle bir dönemde son şampiyona karşı oynamak daha rüştünü ispat edememiş bir hoca ile takımın isteyeceği son şey olurdu. Fakat bu diğer taraftan da büyük bir fırsattı. Beşiktaşlı oyuncular bu fırsatı çok iyi değerlendirdi. Galatasaray’a karşı oynanan ve kazanmayı hak eden oyun beraberlikle bitse de Beşiktaş o akşam çok şeyler kazanmıştı.
G.SARAY MAÇININ KAZANDIRDIKLARI
Samet Aybaba’ya uygun ortam
1- Samet Hoca taraftar tarafından pek tutulmayan ve Beşiktaş bu duruma düşmese belki de takımın başına geçmesi zor bir teknik adamdı. Fakat öyle bir ortam ve takım oluştu ki, her şey Samet Hoca’nın mantalitesine uydu. Fizik gücü yüksek ve genç takımıyla G.Saray karşısında güven tazeledi.
Oyuncular mest etti
2- Beşiktaş geçen sezona göre önemli oyuncuları ile yollarını ayırmış ya da kadro dışı bırakmıştı. Zayıflayan oyuncu yapısının uzun ve sert lig maratonunda başarılı olması muhtemel gözükmüyordu. Fakat bu oyuncular daha ilk görücüye çıktıkları maçta taraftarını mest etti. Güvenoyu aldı.
Gollerle geri döndü
3- Beşiktaş’a geldiğinden beri adeta yerinde sayan, yetenekli ama etkisiz bir görüntü çizen Holosko seyircisi önünde Galatasaray’a karşı hem iyi oyun hem de attığı iki golle ilk yarının en iyi çıkış yapan oyuncusu olacağının sinyallerini verdi. Slovak yıldız o maçla kendini buldu.
İLK YARIDAKİ İKİ SORUN
BEŞİKTAŞ sezonun birinci devresinde iki problem yaşadı:
1- Çok kolay gol yediler
HÜCUMU seven ve önde baskı yapmaya çalışan Beşiktaş kolay gol yedi. Samet Hoca’nın farklı isimlerle denediği defans bloğu istenileni veremedi. Veremeyecek de... Çünkü Sivok’un oynadığı bir defans bloğunun hata yapmadan ya da gol yemeden maçı bitirmesi, rakibin pozisyonları harcaması veya Beşiktaş’ın ekstra iyi oynamasına bağlı.
2- Almeida’nın yüzdesi
BEŞİKTAŞ, iyi mücadele ve yüksek tempo sonucu pozisyon üretmekte sorun yaşamadı. Ama girilen pozisyonların gole çevrilme oranı düşüktü. İşte G.Saray’ın farkı burada ortaya çıktı. Burak ve Umut yakaladıkları az pozisyonda çok gol attılar. Almeida ise eldeki tek forvet sayılacak oyuncu olarak iyi bir gol yüzdesi tutturamadı.
Paylaş