Hurşut bitirdi

Fakat böyle düşünmeyen bir Hurşut ve Gençlerbirliği vardı. Hurşut maç boyunca kendi kanadında çok iyi işler yapmakla kalmadı aynı zamanda takımının oyununa genel anlamda da çok etkili şekilde katkıda bulundu. Golü ve asisti ile maçın yıldızı olmayı fazlasıyla hak etti.

CARVALHAL VE Q7

BEŞİKTAŞ’ın ikinci yarı maça Gençlerbirliği’ni ortak etmesinde ve vermesinde iki önemli faktör vardı.
1- Quaresma’nın halı sahada bile çekilmeyecek oyunu.
2- Carvalhal’ın geciken ve seyreden oyuncu değişimleri.
Özellikle, Quaresma kendini tatmin eden, tamamen seyirciye oynayan ve takım arkadaşlarına hiç yardım etmeyen görüntüsü ile baş aktördü.
Tabiki maça noktayı koyan ilk yarıda iyi oynamasına rağmen hatalı çıkan Cenk oldu. Yetenekli olmak bir kaleci için önemli bir kriterdir ama dengeli olmak da en az o kadar önemlidir. İyi kaleci yenilmeyecek golleri yiyor ve zamanlama hatası yapıyorsa, daha zamanı vardır.
Asıl problem Beşiktaş’ın kadrosuna bakınca ortaya çıkıyor. Ernst, Hilbert, Veli, Aurelio, Necip, Egemen, Mustafa ve Sivok gibi mücadele gücü yüksek, disiplini iyi oyunculara rağmen Gençlerbirliği’nin böyle bir geri dönüş yapması müthiş.

BAHANESİ OLAMAZ

BEŞİKTAŞ adına bu maçın hiçbir bahanesi yok. “Yorgunluk” diyemezler o zaman ilk yarıdaki Beşiktaş hangi takımdı? “İkinci yarıda yorgunluk oldu” denilse, o zaman Carvalhal neyi seyrediyor? Bu mağlubiyetin tek bir açıklaması var, o da ciddiyetsizlik ve rakibi küçümseme. Gençlerbirliği rakibinin zaafını çok iyi değerlendirerek haklı bir galibiyet aldı. Ya da daha doğru bir tabirle Beşiktaş ikinci yarıdaki futbol anlayışı ve hatalarıyla maçı hediye etti.