Paylaş
Bu seçim şimdiye kadarki hiçbir seçime benzemiyor. Tarihinin en kötü günlerini yaşayan Galatasaray için bu seçim ‘yeniden doğuş’ kadar önemli. Genel Kurul’un doğru başkan ve doğru yönetimi seçmesi çok önemli. Galatasaray’ın düştüğü çukurdan çıkma, hatta sıçramasının başlangıcı olacak bu seçimin geç de olsa yapılıyor olması güzel.
Şimdi başkan adayları ve fikirleri yarışmaya başladı. Tabii başkan adayı kim olursa olsun beklenen tek şey futbol takımının eski zevk veren, iyi futbol oynayan ve stadına yakışan bir görüntüye dönmesi. Kimse kalkıp da bu saatten sonra mali anlamda yapacaklarını sıralayarak seçim kazanacağını beklemesin. Öyle olsa Adnan Polat hala başkanlığa devam ediyor olurdu.
Sadece iyi transfer yapmak yetmez
Üyelerden oy almayı sağlayacak yegane kriter; yapılacak teknik direktör ve futbolcu transferleridir. Bunu en mantıklı ve en akılcı şekilde anlatan ya da yapabileceğine inandıran aday başkan olacaktır. Hoş benim için Galatasaray’ı düzlüğe çıkaracak, hatta çok daha çabuk toparlanmasını sağlayacak kriterler bunlar değil, onu ayrı yazacağım. Ama başkan adayları içinde iki isim ön plana çıkıyor. Hal böyle olunca ben de onların artılarını ve eksilerini sıralamak istedim...
Tecrübe, güç, prestij ve güvenilirlik
- Mehmet Helvacı, kulübün sıkıntılarını ve problemlerini direkt yaşamış ve bilen bir başkan adayı iken; Ünal Aysal, ekibini sorunları bilen ve çözebilecek isimlerden oluşturmuş bir başkan adayı.
- Ünal Aysal, tecrübesizliğine rağmen, istenen ve güçlü durumdaki aday konumunda iken; Mehmet Helvacı, tecrübeli ama mevcut yönetimde yaşadıkları yüzünden prestij kaybetmiş bir aday.
- Ünal Aysal, hiçbir yönetimde görev almadığı için denenmemiş ve şans verilmesi gereken bir aday iken; Mehmet Helvacı bu şansı yakalamış ama değerlendirme konusunda sıkıntıya düşmüş bir aday.
- Mehmet Helvacı, oluşturduğu yönetim ile kendi ismini ön plana çıkaran bir aday olurken; Ünal Aysal listesine aldığı kişilerin gölgesinde kalabilecek kadar güçlü isimlerle yola çıkan bir aday.
- Ünal Aysal, ilk günden itibaren bir adaydan çok başkan gibi davranır ve karşılanırken; Mehmet Helvacı yapmak istediklerini anlatmak ve inandırmak zorunda olan bir başkan adayı oldu.
Yapılacak seçim sonrası seçilecek başkanın Galatasaray camiasına hayırlı olmasını diliyorum.
Başarının yolu Florya’dan geçer
- GALATASARAY’da başkan adayları şimdiden yapmayı düşündükleri icraatlarını, transferleri ve planlarını sıralamaya başladı. Bazıları düşünülen isimler olmakla beraber, bazıları gündeme getirilerek düşünülmesi istenen isimler. Galatasaray’ın iyi bir teknik direktöre, iyi yabancı oyunculara ve iyi bir yerli oyuncuya ihtiyacı var. Bu yerli oyuncunun kariyerli ve saygı duyulacak bir isim olması çok önemli.
Fakat bunlara rağmen benim için Galatasaray’da düzelmenin ve iyi futbolun olmazsa olmazı bunlar değil. Çünkü Galatasaray sıradan hocalar ve oyuncularla da büyük başarılar kazanmış bir takım. Galatasaray için başkan adaylarının hoca ve oyuncu transferinden daha ön planda tutması gereken tek konu Florya’dır. Florya’nın başına getirilecek isim hoca ve oyuncu transferlerinden bile önemli.
Orada hata yapmaya hakkınız yok
Ben bugün başkan adayı olsam yönetim kurulunu bile oluşturmadan önce Florya’ya kimi koyacağımı düşünürüm. Çünkü adayların hata yapma lüksünün olmadıkları tek yer Florya’dır.
- Florya’da sevgi, saygı varsa G.Saray saygın olur.
- Florya’da birliktelik varsa G.Saray bütün olur.
- Florya’da arkadaşlık varsa G.Saray korkulan olur.
- Florya’da sorun yoksa Galatasaray tamam olur.
- Florya’da gülme sesleri varsa G.Saray mutlu olur.
- Florya’da hiyerarşi varsa G.Saray’da yönetim olur.
- Florya’da bunlar varsa G.Saray şampiyon olur.
En genç kupa finali
BU sezonki Ziraat Türkiye Kupası finali her açıdan renkli ve ilgi çekici oldu. Ama, “Bu finali tek kelimeyle tarif et” derseniz, “Genç” cevabını veririm. Nedeni için şu isimleri saysam yeterli olur...
- Göksel Gümüşdağ.
- Abdullah Avcı.
- Tayfur Havutçu.
Bu 3 ismin ortak yönleri çok genç olmaları. Göksel Gümüşdağ eğer yanlış bilmiyorsam kupa finali gören en genç başkan oldu. İstanbul Büyükşehir Belediyespor’un başına geçtiği günden beri gösterdiği örnek yöneticilik ve başkanlık tavrıyla bu finali oynamayı hak etti. Hatta şunu söyleyebilirim; Abdullah Avcı’nın bugünkü başarısında en büyük pay onun arkasında çok kararlı ve inançlı duran Göksel Gümüşdağ’ındır. Bu destekle daha rahatlayan ve işine konsantre olan Avcı’nın, karşılığında takımını Türkiye Kupası finaline taşımış olması bu genç teknik adamın kariyerinin zirvesine çıkmasına sebep oldu.
Ve tabii Tayfur Havutçu... Schuster sonrası aldığı takımı belki de Schuster ile çıkamayacağı finale taşıdı. Aslına bakarsanız ben genç başkan ve genç hocaların bu finalini çok beğendim. Bu finalin en güzel tarafı hak edenlerin kupası olmasıydı. Sonucunda Beşiktaş kazandı ama Belediyespor da en az Beşiktaş kadar hak etti ve bence asıl kazanan oldu.
Bu denli heyecanlı, gollü, pozisyonlu ve uzun bir futbol gecesi yaşattığınız için teşekkürler...
Paylaş