Paylaş
Bu iki takımın maçının sıkıcı olması sürpriz değil. Beraberliğin yettiği takım kimdi anlamadım. Maçta pozisyon diyebileceğimiz ilk aksiyon 40. dakikada ceza sahası köşesinden atılan şuttu.
Hadi Belediye takımını anlarım. Ama Beşiktaş’ın maçı kazanmak adına ortaya ne koyduğu sorusunun cevabı havada kalır. Bir takım kazanmak zorundaysa, oyunu iyi değilse hırsı ile oynar, hiçbir şey yapamazsa risk alır. Beşiktaş golü yediğinde kendi sahasında 7 oyuncusu vardı ve yerlerinde idi. Aslında Beşiktaş’ın durumunu Ernst özetliyor. Hırslı ve mücadeleci Alman bile sahada yoksa, diğerlerini siz anlayın.
Beşiktaş enteresan takım. Sezon başında ofansif oynamayı düşündüler ve çok gol yiyerek gelen mağlubiyetlerle tarz değiştirdiler. Sonrasında kazanan ama kötü oynayan bir takım çıktı ortaya. Yani bir türlü dengeyi kuramadı Mustafa Denizli. Mustafa Hoca geçen sezonun tekrarı bir sezon olur düşüncesinde ama ilk yarının tekrarı bir ikinci yarı da olabilir.
Yanılıyorsunuz
İLGİNÇ başka bir durum daha var. Galatasaray ve Fenerbahçe, kadroları itibarı ile Beşiktaş’tan daha iyi olmalarına rağmen hala transferi düşünürken, Beşiktaş en kaliteli ve en alternatifli takım gibi davranıyor. Yıllardır transfer anlayışını anlamadığım Beşiktaş geçen sezon gibi yine Galatasaray ve Fenerbahçe’nin kötü olmasını bekliyorsa yanılıyor.
Beşiktaş’ı taşıyanlar
Ferrari: Yoksa Beşiktaş defansı yok, pozisyon çok.
Bobo: İyi değilse gol de yok, galibiyet de yok.
Ernst: Formda değilse mücadele ve iyi oyun yok.
Beşiktaş’ın taşıdıkları
Tabata: Gaziantep’te Kartal gibi uçan, şimdi kulübede kafesin içindeki kuş gibi olan Brezilyalı.
Nihat: Sezon başında askere gittiği için formunu yakalayamayan, altyapıdan yetişmese çok tepki görecek İspanyol golcü.
Nobre: Fenerbahçe’de leblebi gibi gol atarken Beşiktaş’ta defans kadar gol atan forvet.
Paylaş