Paylaş
Tabiki bunlar sahada ‘’İyi oynayan’’ bir Beşiktaş için geçerli. Maça başlangıcı istekli ama sakin olamayan Beşiktaş, CSKA’nın üzerine geldiği çabuk hücumlarda panik yaşadı. Beşiktaş ite kaka, zorlaya zorlaya atak yapıp sonuç alamazken rakip kendi defansından pas yaparak, panik yapmadan çıkıp gol buldu. Bunun anlamı şu: “Önde oynamak zorunda kalan Beşiktaş’ın defansı da orta sahası da etkisiz.” Kapanan Beşiktaş’ı deplasmanda Manchester da Wolfsburg da yenemedi.
Cesaretlendirdiler
Oyunun başında Tello, Beşiktaş’a Şampiyonlar Ligi’ndeki en rahat maçını oynatacak pozisyonu kaçırarak maçın da kırılma anına imza attı. O dakikadan sonra rakibe teslim oldular. CSKA beraberlik düşüncesiyle geldiği İstanbul’da cesaretlenip gol arayışlarına geçti. Dzagoev etkisiz kalınca devreye CSKA’nın tek silahı Krasiç girdi.
Beşiktaş orta sahası kuvvetli ve mücadeleci oyuncuları olan bir takım. Bu özelliği ile ligin en az gol yiyen takımı. Bu Beşiktaş’ı az yiyen fakat atamayan takım yapıyor. Ama ligde Diyarbakır’ın yaptığı gibi CSKA da kapanınca rakibi açmakta zorlanan, dar alanda gol vuruşu yapamayan ve sıkıntı yaşayan ama asıl sıkıntıyı seyirciye yaşatan Beşiktaş ortaya çıktı. Çünkü oyunu yönlendirecek, dikine adam geçecek tarz bir oyuncusu yok Beşiktaş’ın. Kim gibi mi? Krasiç’e ne dersiniz.
Beşiktaş grup maçlarına başlarken “En kötü üçüncü olur” diye düşünülüyordu. UEFA Avrupa Ligi’ne gitmeyi de başaramadı. Beşiktaş’ın bence bundan sonrası için bir sorunu var. Sezon sonunda Avrupa vizesi alamaması gibi.
BEŞİKTAŞ’TA NE YOK?
1- Sistem.
2- Çözüm üreten oyuncu.
3- Golcü.
4- Onbir tane Ernst.
BEŞİKTAŞ’TA NE VAR?
1- Mustafa hocanın şansı.
2- Ernst ve Fink’in mücadelesi.
3- Ferrari ve Sivok’un uyumu.
4- İzlemesi takımdan daha zevkli seyircisi.
Paylaş