Paylaş
SEZON başında şampiyonluk yarışında önde olması düşünülen, hatta herkesin 1 numaralı adayı konumundaki takımlar şimdiden ligden koptu. Harcanan paralar, yapılan reklamların sonucu fiyasko. Ligin ilk yarısı itibarı ile sıralamaya bakınca aslında çok normal bir görüntü var. Bu sıralamanın oluşmasında iki önemli etken var:
1-) Forvetler.
2-) Sistem.
Bu iki unsur takımların sıralamasında yerlerini kesin çizgilerle belirleyici etkisi olan, olduğunda ya da olmadığında iyi-kötü tanımlamasının yapılmasını sağlayan etkenler. Benim için bir takım adına hayati bir tane denklem var; forvetlerinin kalitesi veya formu, eşittir ligdeki pozisyonu.
Bursa sistem takımı
Beşiktaş, Bursaspor, Fenerbahçe, Galatasaray ve Trabzonspor’u birbirinden ayıran da bu iki önemli özellik zaten. “Ligde kimin forvetleri daha kaliteli ya da formda” diye kime sorsanız cevabı Trabzonspor olur. Sonrasında Fenerbahçe’nin forvetleri... Bu sıralama Beşiktaş, Bursaspor ve Galatasaray diye devam eder. Sıralamayı belirleyen golcülerin attığı gollere ve kazandırdıkları puanlara bakınca Umut, Burak, Jaja gibi oyuncuların hem skor hem de form olarak zirve yapmış olmaları göze çarpar.
Bu sıralamada Bursaspor istisna gibi durabilir ama değil. Çünkü Bursaspor ofansif güç anlamında belki çok iyi olmayabilir ama ligin ilk yarısını ikinci bitirmesini sağlayan hatta yarışta tutacak olan sistemi var. Genel kanıya bakınca Bursaspor’un diğer rakiplerine göre kadro kalitesi hatta oyun olarak aşağıda olduğu düşüncesi yaygın. Ama Ertuğrul Sağlam’ın takımının farkı burada. Bursaspor çok fazla ekstra oyunculara sahip değil ama kimsede olmayan bir sisteme sahip. Herkes görevini en iyi şekilde yapınca sorun da çıkmıyor.
Fener’in yıldızı Alex’ti
Trabzonspor’da forvetler formda olup takımı zirveye taşırken, Fenerbahçe’de öne çıkan yine Alex’ti. Aslında en fazla hücum gücü potansiyeline sahip takım olan Fenerbahçe’yi formsuzluk vurdu.
Beşiktaş ise ligin reklam takımı oldu. Guti, Schuster ve Quaresma transferi ile 1 numaralı şampiyonluk adayı haline gelen Kara Kartal, büyük sürpriz yapıp lig yarışında işini erken bitirdi. Galatasaray ise bu konuda en kötü durumda olan takım. Zaten transfer yanlışları varken bir de üstüne yaşanan sakatlıklar tuzu biberi oldu. Forvetsiz oynamanın sonucunda şampiyonluk yarışına en erken havlu atan takım oldu. Galatasaray ile Beşiktaş aynı kaderi paylaşıyor. Beşiktaş UEFA Avrupa Ligi, Galatasaray Türkiye Kupası’na umudunu bağladı. Bakalım umdukları dağlara kar yağacak mı?
Trabzon’un başarı şifresi
- BEŞİKTAŞ: Quaresma, Guti, Holosko, Tabata, Bobo, Ernst, Fink, Sivok, Ferrari ve diğerleri.
- Fenerbahçe: Alex, Niang, Dia, Stoch, Güiza, Lugano, Dos Santos, Yobo, Bilica, Cristian.
- G.Saray: Neill, Kewell, Insua, Cana, Elano, Baros, Pino, Misimovic.
- Bursaspor: Ivankov, Insua, Steinert, Ergic, Svensson, Kirita, Nunez, Stepanov, Batalla.
- Trabzonspor: Alanzinho, Glowacki, Colman, Jaja, Cale. Bu listeyi neden yaptım. İki şey için. Birincisi takımlardaki yabancı sayısı, ikincisi oyuna etkileri. Sayıya bakınca en az yabacıya sahip takım Trabzonspor. Bu durum dezavantaj gibi gözükse de aslında beraberinde büyük bir avantajı barındırıyor. O da yerli oyuncu sayısının fazla olması. Ligimizde başarılı olmuş takımlara bakın, istisnalar hariç hep yerli oyuncu sayısı fazla olan takımlardır. Trabzonspor’un şifresi de bu. İlk 11’de oynayan yerli oyuncu sayısı ve takıma katkıları bordo mavililerin zirvede olmasının en önemli sebeplerinden biridir.
Seyrantepe kimseyi korkutmayacak, çünkü...
GALATASARAY’ın yeni stadını tarif için söylenecek tek şey muhteşem olur. Standartları belirleyecek kadar iyi dizayn edilmiş nefis bir stat. Ben de merakla maçların oynanacağı zamanı bekliyorum.
Asıl ilgimi çeken tarafı ise, Seyrantepe Stadı’nın rakibe ve hakeme etkisinin ne olacağı... Bu tarz bir stadyumdan iki türlü beklenti olur. Birincisi, hem gelen rakibi hem de maçı yöneten hakemi baskı altına alması. İkincisi Galatasaray takımına artı motivasyon sağlayarak iyi oynamasını sağlaması. Bunlar gayet olağan beklentiler ve normalde olurdu. Olurdu diyorum çünkü işin kaymağını yiyen Fenerbahçe ve Şükrü Saracoğlu Stadı oldu.
Şimdi Seyrantepe’ye gelecek takımları düşünün. Zaten birkaç yıldır benzer atmosferi olan bir statta maçlarını yapıyorlar ve ortama alışıklar. Dolayısı ile Seyrantepe’ye geldiğinde ayakları titreyecek ya da korkacak oyuncu pek olmayacak. Stadyum, Galatasaray için avantaj ama rakiplerde bu stadyumda oynamanın isteği ve arzusunu da ortaya koyacaktır.
Rakiplerin oynama isteğinin yanında asıl önemli olan Galatasaraylı oyuncuların durumu. Ligin ilk yarısındaki kabus maçlar sonunda bozulan moral, kaybolan güven ve artık oyunu olumsuz etkileyen seyirci baskısı da cabası.
Beklenti büyük
Galatasaraylı oyuncuların deplasmanda oynadıkları maçlar, Ali Sami Yen’de oynananlara göre daha iyi. Çünkü deplasmanda daha rahat hissediyorlar. Eğer Seyrantepe Stadı’ndan tek başına büyük beklentisi olanlar varsa hayal kırıklığına uğrayabilir. Diğer taraftan bu kadar kötü giden bir takımı seyretmeye gelecek olan seyirci de olacak mı? Stadın potansiyeli çok iyi ama, bir kötü tarafı eğer yeteri kadar seyirci gelmezse boş gözüken ve motivasyonu bozan bir stat olur. Artılarının ve eksilerinin ne olacağını hep beraber göreceğiz.G.Saray camiasına hayırlı olsun.
Kupanın yıldızı Bank Asya 1. Ligi
GEÇTİĞİMİZ yıllarda Türkiye Kupası karşılaşmaları bizim seyretmeye, futbolcuların oynamaya zorlandığı maçlara sahne oldu. Zevksiz ve kalitesiz geçen maçlardan sonra bu sene bambaşka bir Türkiye Kupası var. Maçlarda oynanan oyun, alınan sonuçlar ve sürprizler kupayı bir anda bambaşka hale getirdi. Kupanın zevkli maçlar içinde ilgi çekici geçmesinin yegane sebebi, Bank Asya 1. Lig takımlarının hırsı, isteği ve iyi oyunlarıdır. Şu ana kadar oynanan maçların yıldızı açık ara Bank Asya 1. Ligi oldu. Bakalım yolun sonunda da bu takımlardan biri sürpriz yapıp yer alabilecek mi?
Paylaş