Paylaş
Aslında ta sezon başında bugünlerin sinyali verilmişti ama günü kurtarma düşüncesi G.Saray’ı bataklığa saplayan uygulamalara sebep oldu. Bugün itibari ile Galatasaray Yönetimi sanal ve reel olarak iki farklı uygulama yapabilir. Bunlardan sanal olanları iki şekilde olur.
HOCA GÖNDERMEK: Bu gerçekleşmesi zor olan ve yönetimin aklına bile getirmesi İnfiale yol açacak bir uygulama olur. Zaten bugüne kadar 6 hoca göndermiş ve bu anlamda kredisi bitmiş bir Galatasaray Yönetimi var.
OYUNCU GÖNDERMEK: Bu da şu anki kadroya baktığımızda zor gözüken bir seçenek. Eldeki oyuncuların birçoğu sakat ya da pahalı yabancı. Kaldı ki, Hagi oynatacak oyuncu bulmakta zorluk çekerken bir de kadro dışı bırakmak hepten günü kurtarmaya dönük bir uygulama olur.
Yönetim bu iki seçenekten oyuncularla ilgili olanını seçerse iki hatayı kabul etmiş olur. Birincisi; bu transferleri yapan yönetim hatalı oyuncu seçimleri yaptığı gerçeğini kabullenir. İkincisi; bugüne kadar Galatasaray’ı yönetme şekli olan popülist anlayışı ortaya koyar.
Bütün yollar aynı yere
Galatasaray yönetiminin yapacağı reel uygulama ise olağanüstü kongre kararı almak olacaktır. Zaten ortaya çıkan şartlara bakarsak bütün yollar yönetime, dolayısı ile kongreye çıkıyor. Ne enteresandır ki, bu tarz dönemlerde yönetimleri kurtaracak iki uygulama olan hoca ya da oyuncu değişimini yapmaya imkan yok. Burada bile elleri kolları bağlı şekilde ne yapacaklarını bilmiyorlar. Halbuki G.Saray’ın menfaatine en uygun olan yol bir an önce bu kararı almak ve yeni, heyecanlı, vizyonlu ve güvenoyu almış bir yönetime fırsat tanımaktır. Tabii bu Galatasaray’ı düşünenlerin düşünebileceği bir durum.
Yenilenmeye ihtiyaç var
Akla şu gelebilir. Yeni yönetim gelirse her şey düzelecek mi? Oyuncular forma mı girecek? Tabii ki bunlar hemen olmayacak. Ama nasıl ki yeni bir hoca geldiğinde takımda bir kıpırdanma olur, işte Galatasaray da bu kıpırdanmayı değişim sağlayacaktır. Artık camianın güvenini, kendisinin heyecanı, inanılırlığını ve en önemlisi birlikteliğini kaybetmiş bir yönetimin Galatasaray’ı yönetmesi mümkün değildir. Sadece yönetim içindeki bu çatlak bile kongreye gitmeye yeter.
Galatasaray’ın kendine gelmesini sağlayacak bir yenilenmeye ihtiyacı var. Bu yenilenmeyi sağlayacak adres de Galatasaray Lisesi Tevfik Fikret Salonu’dur.
Neden kongre?
Kongreye gidilmeli ki, taraftar üzerindeki kızgınlığı ve moral bozukluğunu atabilsin.
Kongreye gidilmeli ki, camia Galatasaray’a doğru yolu gösterebilsin.
Kongreye gidilmeli ki, heyecan duyan ve heyecan veren bir ekip baştan başlasın.
Kongreye gidilmeli ki, takım artık güvenini kaybetmiş aynı yönetim ile çalışmasın.
Kongreye gidilmeli ki, Hagi Galatasaray’ın ihtiyacı olan oyuncuları alıp takım kursun.
Adnan Polat’ın Galatasaray’ı
EĞER G.Saray Yönetimi kongre kararı almazsa Ali Sami Yen’de oynanacak son maçlar gerçek manada tarihi anlara sahne olacak. Bunun Ali Sami Yen’e veda edilen duygusal karşılaşmalar da olmayacağı kesin. Kalan maçlar Adnan Polat ve yönetim için hiç de hoş olmayacak sahnelere gebe. Çok kötü durumlara düşüp kongreye gitmektense G.Saray’ın menfaatini düşünen insanlar gibi davranıp bu ilanı yapmalılar.
Anlamadığım bir başka konu da Sayın Başkan’ın G.Saray’ın durumunu bile bile tatile çıkması ve üstüne dönmemesi. Bu davranışı anlamak mümkün değil. Sanki G.Saray çok iyi durumda gibi rahat davranmak hangi G.Saraylılık’la açıklanabilir. Bu G.Saray, taraftarın ve camianın G.Saray’ı değil. Bu, Adnan Polat’ın G.Saray’ı. Bu çerçevede düşünürseniz her şeyi daha kolay çözersiniz.
Paylaş