ASLINDA bu yazıyı geçtiğimiz hafta içi yazacaktım. Ancak, G.Saray’ın seçimli olağan genel kurulu ve önemli bir derbi olduğu için bu haftaya bıraktım.
Konu, rahmetli başkan Özhan Canaydın’ın cenaze törenine G.Saray’da forma giyen oyunculardan hiçbirinin gönderilmemesi. Nasıl bir zihniyettir ki, G.Saray’ı çok seven centilmen bir başkanı uğurlamaya futbolcuları göndermez. Şimdi denilebilir ki; “Çok önemli bir derbi vardı, antrenman yapmaları gerekiyordu.” Olmaz öyle iş. Bundan sonra 100 tane F.Bahçe derbisi, 100 tane de antrenman yapılacak. Ancak Özhan Başkan bir kere uğurlanacak. Eminim ki, G.Saraylı oyuncuları cenazesinde göremeyen Özhan Başkan’ın kemikleri sızlamıştır. Burada oyunculara söylenecek lafım yok. Futbolcular gitmek istese de izin verilmedikten sonra yapacakları bir şey yok. Burada başta Sayın Başkan Adnan Polat’ın bu işe önderlik yapıp hem G.Saraylı futbolcuları, hem de tüm branşları hiçbir şeye bakmadan Bursa’ya getirmesi lazımdı. Bu olmayınca törene gelen herkesin dikkatini çeken, pek de hoş karşılanmayan bir görüntü oluştu. G.Saray büyük bir camia. Maç kaybetmek takıma prestij kaybettirir ama eski başkanına karşı görevi yerine getirmemek camiayı yaralar.
Şampiyonluk yetmez
GALATASARAY, cumartesi günü kulübün geleceğinin belirleneceği başkanlık seçimini yaptı, pazar günü de şampiyonluktaki geleceğinin belirleneceği F.Bahçe derbisini oynadı. Cumartesi kazanan Adnan Polat, pazar günü kazanan ise F.Bahçe oldu. Bu yenilgiyle şampiyonluk yarışında ağır bir darbe alındı. Ligde dördüncü sıraya gerilenmesi, lig sonunda iyi bir yerde bitirememe ihtimali yönetimin başını çok ağrıtacak. Fakat yönetim için asıl zorluk yeni başlıyor. G.Saray’ı yönetmek bundan sonra hiç olmadığı kadar zor olacak. Önümüzdeki yıldan itibaren kulübün kasasına girmeye başlayacak olan minimum 70 milyon dolar ile hedefler büyüyecek. Seyrantepe Stadı ile Digitürk’ten gelecek olan bu paralara başka kaynaklar da eklenecek. Bu paranın birkaç yıl içinde daha da büyüyerek gideceğini de unutmamak lazım. Bundan sonra sadece ligde şampiyon olmanın yetmeyeceği Avrupa’da başarılı olmanın zorunlu olduğu bir dönem başlıyor. Benim beklentim, G.Saray’ın 5 yıl içerisinde eskiden olduğu gibi saha içi başarıları ile Avrupa’nın önemli takımlarından, mali yapısı ile de zengin kulüplerinden olması. Başkaları bunun altını kabul eder mi bilmem ama benim için G.Saray’ın standardı bu olacak.
Beşiktaş ve Mustafa Hoca
BEŞİKTAŞ son haftalarda savunmasında sıkıntı yaşasa da temposu, isteği ve hırsı ile maç kazanmayı başarıyor. Sonuçta işi sahada yapan futbolcular ama Mustafa Hoca’nın hakkını vermek lazım. Son maçlarda sanki oynanmış bir maça tekrar çıkmış gibi yaptığı müdehaleler ile maçlara damga vuruyor. Teknik adamlık nasıl yapılırın bedava derslerini veriyor. Ben hala Beşiktaş’ın kadrosunun iyi olmadığını düşünüyorum. Beşiktaş eğer favori ise ve ligi şampiyon tamamlayacaksa bunda 1 numaralı isim Mustafa Denizli olacaktır. Takımlarımızın başına getirmek için hem yalvarıp, hem milyonlarca Euro verdiğimiz, kredisi çok olan ve toleransın sınırlarını zorladığımız yabancı hocalara verdiğimiz değerin yarısını bu hocalara da vermek lazım. Artık Türkiye tamamen yerli hocaların takım çalıştırdığı bir sürece girdi. Yeter ki, bu isimlere biraz güvenip zaman verelim...
+3'ler avantajlı
DERBİ sonrası ortaya çıkan tabloya bakınca oynamadan 3 puan alacak iki takım zirvede. Ligin kısaldığı dönemde bu havadan 3 puan büyük avantaj. Fakat bir gerçek var ki, Bursaspor cuma günü kazansa şampiyonluk için çok büyük bir adım atacaktı. Yine avantajlı ama devreye tempolu ve istekli oynayan Beşiktaş ile derbinin morali ile oynayacak Fenerbahçe girdi. Galatasaray’ın bu moral bozukluğunu atması ve geri dönmesi ancak Bursa maçında olur. 31. haftadaki bu maç ligin şekilleneceği karşılaşma olur.