Arda Turan, kalkıp bir toplantı yapsa, en az 7-8 tane oyuncu, “Sen de kimsin?” diyerek onu dinlemez. G.Saray şu anda dümeni kırılmış bir gemi gibi. Nereye toslayacağı belli değil. Geriye tek bir seçenek kalıyor; her şeye sıfırdan başlamak.
ALDIĞI başarısız sonuçlarla taraftarını kahreden, rekor üstüne rekor (!) kıran G.Saray’da tam bir kaos hüküm sürüyor. Futbolcuların birbirine vurduğu, personelinden oyuncusuna kadar herkesin birbirine nefretle baktığı, sevgi ve saygının hiç olmadığı bir takımdan söz ediyoruz. Toparlayacak, bu işi normale çevirecek bir kişi veya etken de yok ortada. Bu durumdan iki şekilde kurtulabilirsin.
Çok etkin ve takımdaki olaylara tamamen hakim bir yönetimle.
Futbolcular üzerinde etkisi olan otoriter bir kaptan ya da ağabeyle.
Bu saydıklarımın ikisi de yok Galatasaray’da. Yönetim kurulu parça parça olmuş, başkanına anormal tepki olan bir kulüpten söz ediyoruz.
Sözünü kimseye dinletemez
Galatasaray’da her şeyden önemlisi, takım içinde sözünü dinletecek bir kaptan yok. Arda uzun süredir oynamadığı için takım üzerindeki etkisini kaybetti. Arda zaten yaş ve kariyer itibariyle takım içinde 8-10 futbolcuya sözünü dinletecek durumda değil.
Arda kalkıp bir toplantı yapsa, “Şöyle yapalım, böyle yapalım” dese, adım gibi biliyorum, en az 7-8 tane oyuncu, “Sen de kimsin?” diyerek onu dinlemez.
Dümeni kırılmış gemi gibi
Dolayısıyla Galatasaray şu anda dümeni kırılmış bir gemi gibi. Nereye toslayacağı belli değil. Geriye tek bir seçenek kalıyor; o da her şeye sıfırdan başlamak. O da ancak seçimden geçer. Adnan Polat tekar gelir gelmez o ayrı bir konu ama tekrar gelirse daha güçlü olacağı için bir şeyleri fark ettirir. Ama mutlaka bu iş seçime gitmeli.
Kavganın nedeni, Hagi’nin getirdiği yabancılara tepki mi?
KAVGANIN nedenlerine gelince... Yönetim geçen seneden beri Rijkaard’a toleranslar tanımış, yabancılar da bu durumdan yararlanarak disiplinsiz davranışlar sergilemişti. Bu son olaylar bunun bir yansıması. Hagi o disiplini tekrar sağlamaya çalışınca olay patladı.
Bu arada kavga eden yabancılara dikkatinizi çekerim... Biri yıllardır takımda olan Baros, diğeri ise Hagi’nin getirdiği Culio. Benim şimdi esas merak ettiğim şu; yumruk atacak kadar birbirlerinden nefret eden futbolcular, iki gün sonra oynayacakları kritik maçı nasıl kazanacak? Hatta bu oyunculardan biri veya birileri sırf bu olaylardan etkilendikleri için Gaziantepspor karşısında oynamak istemeyebilirler de...
Gerçekleri tarih yazar, tarihi de...
AYNEN dedikleri gibi oldu. “Bu yönetim tarihe geçecek” dediler, silinmemek üzere tarihe geçtiler. Bir zamanlar tarih yazan ve geleceği şekillendiren Galatasaray şimdi de tarih (!) yazıyor. Hem de rekor kırarak. Ama bu öyle bir rekor ki, biz görür müyüz bilmem ama bir daha kırılmasını, bırakın egale bile edilemeyecek kadar utanç verici bir rekor. Bunda emeği geçen başta Adnan Polat’ı sonra Adnan Sezgin’i sonra da Frank Rijkaard’ı ve takımı tebrik ederim. El ele beraberce tarih yazdınız. Yaşanan bunca utanılacak duruma rağmen Galatasaray’ı kurtarmak adına kılını kıpırdatmamak için gösterilen vurdumduymazlık ayrı bir tebrik vesilesi. Şimdi hayrını görün. Çünkü bu bizim hayalimizdeki G.Saray değil.
Seçim artık kaçınılmaz
GALATASARAY Kulübü, arihinde yaşamadığı günler yaşarken, taraftar sokakta dolaşamayacak hale gelmişken, takımda yumruklaşmalar ve kavgalar yaşanıyorken, bir başkan oyuncusunu toplantıya çağıramıyorken, yönetim paramparça olmuşken seçim kazçınılmaz olmuştur. Bu durum aylar öncesinden belliydi. Aslında malumun ilanı gibi. Dolayısıyla seçim yakındır. Galatasaray kongre üyelerini yakında oy sandıkları bekliyor.