Assolistler ve diğerleri!

Hataların en önemli sebebi; çizgi dışı kalan hakemlerin ‘yetkisiz’ bırakılması.

Haberin Devamı

1- Orta hakemler genelde, bütün kararları kendileri vermek ve başrolde yer almak istiyor. ‘Assolist benim’ tavrı ile hareket ediliyor...

2- Yan ve çizgi hakemleri, yetkilendirilip daha faal hale getirilmeli. Mevcut durumda, onlar da sorumluluk almaktan kaçınıyorlar...

BEN 6 hakem uygulaması taraftarı olan bir futbolseverim. Hatta bu yaz yapılması düşünülen ‘4 yan hakem’ uygulaması ile saha dışının 6 parçaya bölünmesinin de faydalı olacağını düşünüyorum. Abartılı gelebilir ama bundan 10 yıl önce de, 6 hakem olacak deseler “Olur mu canım” derdik değil mi? Ayrıca futbolun inanılmaz büyüdüğü, rekabetin insan ve oyun sınırlarını zorladığı bir dönemdeyiz.
İşin içinde insan faktörü olmalı ama bunu minimize edecek uygulamalar da hayata geçirilmeli.
Burada bir ‘ama’ olacak. Beyaz çizgi dışında bulunan ister ‘yardımcı’ ister ‘çizgi hakemi’ diye adlandırdığımız hakemlere daha geniş yetkiler verilmesi şart. Ama 2 önemli problem var;
1- Orta hakemin bütün kararları kendi vermek istemesi yani ‘Assolist benim’ tavrı ile hareket etmesi...
2- Kenar hakemlerinin sorum-luluk almaktan kaçarak ‘başını yakacak’ kararlar almaktan çekinmeleri...

Haberin Devamı

KAÇ KİŞİ BAŞROLÜ PAYLAŞMAK iSTER?

BEN sorunun, kenardaki hakemlere yetki verilerek, o isimler daha faal hale getirilerek çözüleceğini düşünüyorum. Verilen ve verilmeyen kararlarda bu hakemlerin de dahli olmalı ve kaçmamalılar. Kaldı ki, pozisyonlar burunlarının dibinde cereyan ederken ve bunu görmemek mümkün değilken, o sorumluluğu almamak olayı büyüten yegane sebep... O zaman orta hakem ‘merkezi karar noktası’ olsun. Ama diğer yardımcı hakemler verdiği ya da vermediği kararlardan aynı orta hakem gibi sorumlu olsun. Gözlemciler bu hakemlere de aynı derecede not versinler ki görev paylaşılsın, hatalar azalsın.
İşte zurnanın zırt dediği nokta burası! Kaç tane orta hakem var ki elindeki gücü paylaşacak ve başroldeki pozisyonunu bölüşecek? O zaman şunu da düşünsünler; Bugün çipli top gelir kararlarınızı, yarın mekanik hakem gelir düdüğünüzü elinizden alır. Önemli maçlarda ‘Yurtdışından hakem gelsin’ tartışmaları hafızalardaki tazeliğini koruyorken, hakemlerin kendilerini değil de futbolu ilerletecek hamleleri desteklemesi gerekmez mi?

Haberin Devamı

Hajrovic Klasik bir çizgi oyuncusu değil

ESKİŞEHİR maçı iki isim için ayrı bir yere sahipti; Telles ve Hajroviç... Bu kıtanın oyuncusu ve bir hücumcu olan Hajroviç’in işi Telles’e göre şüphesiz daha kolay...

Telles’e kredi lazım

Hajroviç
’in farkını ortaya koyup, goller atmasını sağlayacak özelliği, rakip defansın çizgi halini aldığı anda içeriye yaptığı gol koşuları... Beyninin ayağına çok net hükmettiği de aşikar...
Alex Telles’te durum farklı. Ona zaman ve kredi vermek lazım. Çünkü ondan beklenti çok yüksek. Şimdi de yazacağım çok şey var ama birkaç maç sonra değerlendirme yapmak daha doğru ve adaletli olur.

MUHTEŞEM KARIŞIM

Beşiktaş’ın orta sahasına , ‘Agresif mücadeleciler’ diyorum. Tek eksikleri, takımı yönetecek zeka ve tecrübeye sahip bir oyuncu. Bu eksiği Jones kapatır.

Haberin Devamı

OLCAY, Oğuzhan, Gökhan, Veli ve Atiba... Birbirinden farklı özellik ve yetenekteki bu oyuncuları tek bir niteleme altında toplasanız ne derdiniz? Onları ‘Agresif mücadeleciler’ diye tanımlardım. Mücadele güçleri ve tempoları ligin üzerinde... Beşiktaş’ı ayakta tutan, yarışta var eden ve Kartal’ı ileriki yılların şampiyonu yapacak anlayışın oyuncuları.. Bilic takımını, bu oyuncuları rakip alanda kalacak şekilde organize etmeli.

TECRÜBESİZLİK VE TELAŞ

PEKİ bu üst düzey mücadelenin Beşiktaş’a artıları ve eksileri neler? Bu oyuncular birbirinden ayrılmadan, Beşiktaş’ın bütün gibi oynamasını sağlıyor. Peki ya işler iyi gitmezse;
Tecrübesizlik büyük sıkıntı ve toparlanmaları zor oluyor.
Defansif yönleri iyi olmadığı için alanlarında kalırlarsa telaş başlıyor.
İstek ve tempo iyi ama pasları doğru zamanda atmakbaşka iş.

Haberin Devamı

EN İYİ ÖRNEK CEYHUN

BEŞİKTAŞ maçlarda ya müthiş tempoyla zirveye çıkıyor. Ya da panik yaşayıp, dibe vuruyor. Burada ‘takımı yönetecek akıl eksikliği’ göze batıyor. Defansın göbeğinde bu sıkıntıyı çözecek isim Dany değil, Jones. Tıpkı Galatasaray’da Ceyhun’un yaptığı gibi...

LİGİ ŞEKİLLENDİREN ADAM

Sadece Fenerbahçe’de olan bir yıldız, sarı lacivertlilerle öteki takımlar arasındaki farkı gözler önüne seriyor. Diğer ekipler, ona sahip olmadığı için fazlaca puan kaybı yaşıyor. O isim; Bruno Alves.

G.SARAY’ın zirve yarışında geride kalmasının sebebidir bu isim... Şimdi size ‘F.Bahçe’nin 4 puan farkla lider kalmasını sağlayan nedir’ desem? ‘Emenike-Sow-Kuyt ve Webo’lu hücum hattı’ diyeceksiniz. Drogba-Sneijder-Burak ve Umut’un neyi eksik?
‘F.Bahçe’nin orta sahası yetenekli’ de diyebilirsiniz. G.Saray’da Melo ile Selçuk’un sürüklediği orta saha da çok yetenekli. Peki F.Bahçe’yi farklı kılan ne? Cevap, sadece F.Bahçe’de olan, rakiplerin onun gibi bir isme sahip olmadıkları için çok puan kaybı yaşadığı Bruno Alves... O, sadece savaşcı bir stoper değil. Mesela G.Saray’da Chedjou-Semih çok daha ‘savaşcı’. Alves’i farklı kılan noktalar, akıl-tecrübe ve en önemlisi liderlik özellikleri. Bunlar her oyuncuda olmadığı için Alves gibiler, bir takımın ligdeki kaderini belirleyecek kadar önemli hale gelebiliyor.

Haberin Devamı

Ve kaybeden Trabzonspor

DEFANSI ayakta tutacak stoper, oyunu şekillendirecek orta saha ve gol atacak forvet yokken, başarı beklenemez. Sanırım Trabzon’dan bahsettiğimi anladınız. Olcan’ın golleri, Onur’un muazzam oyunu, takıma her şeyini veren Mustafa’nın özverisi ile nereye kadar gidebilirsiniz ki?

Geçmişte kalmak zarar veriyor

Trabzonspor, 2011’de yaşananlara öyle kanalize oldu ki, yeni ve büyük takım hedefi pas geçildi. Geleceğin Trabzonu’nun hocası Tolunay Kafkas, yanlış planlama sonucu harcandı. Sezon başı Fatih Tekke’ye yetki verilmesi doğruydu ama ona da gerekli ortam sağlanmayınca, kaybeden Trabzonspor oldu.

Yazarın Tüm Yazıları