EXPO konusunda kafalar karışık.Ya tam bir umutsuzluk, ya "at gözlüğü takılmış" kazanç söylemi.
İkisi de yanlış!
Çünkü daha netleşmiş bir şey yok.
Halk arasında sıkça kullanılan bir deyim gibi "daha yapacak çok iş var"...
Öyle. Bunu bilmekte yarar var.
Ama... Ekim ayı çok önemli... Çünkü... BIE delegeleri ve üst düzey yöneticileri iki gün süre ile İzmir’de incelemeler yapacak, gözlemleyecek, konuşacak.
İşte o iki gün...
Her şeyin dört dörtlük olması gerek.
İzmir Belediyesi dışlandı... Tamam...
İTO’nun projeleri görmezden gelindi... Tamam...
Ama... Gün; başarıya odaklanma günü...
Şu şöyle, bu böyle deme günü değil...
Öncelikle bunda anlaşalım!
Elbette, ciddi tanıtım ve lobi.
Elbette, kulis çalışmaları.
Bu arada son tanıtım için de kaliteli, iz bırakan bir sunum.
Türkiye ve İzmir gerçeğini öne çıkaran.
Türk insanının sağduyu ve sevgi penceresini daha çok aralayan.
Doğal, tarihi ve turistik değerlerimizi gözler önüne seren...
Çalışmalar sürüyor.
Heves, istek var.
Dedim ya; İzmir ve Ankara’ya gerçekleşecek üst düzey ziyaretler önemli.
O ziyaretlerde verilecek mesajlar.
Türkiye’nin kararlılığı.
İzmir’deki birlik ve beraberlik.
Hükümetin ciddiyeti.
Bunların da BIE delegeleri ve yönetimince alınacak kararlarda rol oynayacağı net.
Buna göre hareket zamanı!
Yani... Seni - beni bırakma!
Konuşma ve şov yerine "çalışma".
Herkesin kendine bir "koltuk" arayışı, basına demeç yarışı dışında "ciddi katkı".
Geçmiş EXPO’ların kentlere ve ülkelere kattıklarını birçok kez yerinde gördüm.
Nasıl bir gelişme.
Nasıl bir çağdaşlık trendi.
Nasıl bir turistik ve kültürel aktivite.
Nasıl bir altyapı gelişmişliği ve böylece topluma yansıyan "rahat yaşam".
Daha birçok şey...
Geçenlerde değerli gazeteci arkadaşım Selim Türsen’in 2000’de gerçekleşen Hannover EXPO’su ile ilgili yazsını okudum.
Sonra konuştum.
Ben de gezmiştim, ama o zaman gündemde İzmir için EXPO yoktu.
O yüzden de Selim dostumla EXPO’ya farklı bir yolculuk yaptım.
"EXPO’nun 153 günü süresince Hannover’de her akşam en az 100 gösteri düzenlendi. Güneş battıktan sonra EXPO’da yeni bir yaşam başlıyordu. Çevre dostu 24 metreye kadar yükselen su perdelerinde, lazer ve film projeksiyonlarıyla gösteriler yapıldı. 4000 kişilik diskoda sabaha kadar dans vardı. Berlin’den Hannover’e yeni süper hızlı mermi tren hattı inşa edilerek iki şehir arasındaki mesafe 1.5 saate kadar kısaltıldı. Düseldorf ve Hamburg otobanları genişletildi. 170 ülkenin katılıp 370 dönümlük alan üzerinde yapılan Hannover EXPO 2000 altı ay boyunca kendinden söz ettirerek Almanya’yı ve Hannover kentini unutulmazlar listesine koydu".
Ne güzel, ne anlamlı!
Bir düşünün: Unutulmazlar listesinde 8 bin yıllık tarihiyle İzmir!
Keyif ki; hem de nasıl!
O zaman... Daha çok kenetlenme zamanı...
Hedefe tam anlamıyla ki litlenme.
Birlik, beraberlik ve dayanışma içinde daha iyiyi yapma.
İzmir’i, Ege’yi, Türkiye’yi daha doğru anlatma, göze daha hoş görünme...
Unutmayalım ki; alacağımız destek biz etkin olursak "kaf dağının ardında" değil.
Yakın, çok yakın...
İnanırsa İzmir bu işi başaracak...
Bir de... Destek toplumun tüm katmanlarına yayılırsa...
Şu bildik "her şeyi ben bilirimciler" biraz kenara çekilir de, gençlere, kadınlara, farklı sivil toplum örgütlerine yol açılırsa...