LA havle ve la kuvvetin, bu çocuk başımıza nereden çıktı. Nasıl böylesine bön, böylesine ebleh, böylesine kör olabiliyor.
Oysa Allah'ıvar, babasıakıllı ve ufuklu bir adamdı. At gözlükleriyle bakmazdı.
Acaba annesi oğlunu peydahlarken bir günah mı işlemişti bile diyemeyeceğim.
Çehre benzerliği ortada. Mahdum Bey hınk demiş pederinin burnundan düşmüş.
Ama zahir bebekken beşikten de düşmüş de, beyin elektronları kontak yapmış.
* * *
‘‘W’’ rumuzlu George Bush'u kastediyorum.
Zaten kırdığı potların bini bir sente Bronx bitpazarı işportasındaydı ama, hazret önceki gün Ortadoğu turnesinden sıfıra sıfır elde var sıfır bir sonuçla dönen Dışişleri Bakanı Colin Powell'la görüştükten sonra ne buyurdu biliyor musunuz?
Sıkı durun, Ariel Şaron'u ‘‘barış adamı’’ diye tanımladı.
Breh, breh, breh! Hadi, Şaron'un Beyrut'tan kalma ‘‘kasap’’ lakabını unutalım.
Fakat yahu el insaf, Cenin'in, Ramallah'ın, Beytülhayim'in, Tülkarem'in duman tüten enkazlarından şu an dahi ceset çıkartılıyor ve bütün dünya İsrail Başbakanı'nın nasıl bir ‘‘savaş akbabası’’ olduğunu biliyor, görüyor ve de kolektif hafızaya kaydediyor.
Ve pes, sen tek ‘‘kadir-i mutlak’’ olarak ona nasıl ‘‘barış adamı’’ dersin.
* * *
BU sütunu izleyenler hatırlar, Cumhuriyetçi Parti'de daha muhtemel adayların ismi dolaşmaya başlamıştı ki, ben derhal ‘‘aman W rumuzlu Bush olmasın’’ diye yazdım.
Eh, görünen köy kılavuz istemiyor ve adamcağız resmen cehalet sergiliyor.
‘‘Middle class’’ denilen ve elifi görse mertek sanan ‘‘derin Amerika’’nın aynası.
Dünyaya geniş bir açıdan bakmasını bilen ve Sovyet Imparatorluğu'nun tasfiyesi sırasında gayet usta bir diplomasi uygulamış olan babasından bir nebze nasiplenmemiş.
Sonrası malum, seçim sisteminin azizliğinden dolayı, genel planda Al Gore'dan daha az oy almış olmasına rağmen George W. Bush Beyaz Saray koltuğuna yerleşti.
Ve doğruya doğru, 11 Eylül ertesi uyguladığı politikalarda öyle büyük bir yanlış yapmadığından ben kendi kendime biraz tereddüte düştüm. ‘‘Acaba mı’’ dedim.
Yok canım, iki üç aylık Afganistan parantezini bir kenara bırakalım, bana göre bugünkü Washington lideri, belki bir nebze Carter hariç, 2. Savaş sonundan beri Birleşik Devletler'de iş başına gelmiş en dar açılı ve en kötü uygulamalı başkan olarak beliriyor.
* * *
BU, çok tehlikeli bir şey. Yalnız Amerika için değil, dünya için tehlikeli bir şey.
Zira anlaşıldı ki, Bush'un her şeyi ‘‘şer ve hayr’’ eksenlerine indirgeyen kuş beyni, Paul Wolfowitz'in kitabı ideologluğunu; Başkan Yardımcı Cheney - Savunma Bakanı Rumsfeld ikilisinin de siyasi savunuculuğunu üstlendiği ve tek tabanca ABD'nin 19. yüzyıl sonu Ingiliz emperyalizmine benzeşir bir ‘‘pax America’’ barışı kurabileceğine inandı.
Sağda solda iki üç zaptiye yardımcısı bulup, beğenmeyene pata küte girişecek.
Sökmez. Sökmeyecektir. Sökemez.
ABD emperyalizmi Britanya emperyalizmi kadar bilekli olmadığı için değil.
Sonsuz değişen ve çetrefilleşen dünyada eski tür tahakkümler ve o tahakkümlerin empoze ettiği eski tür barışlar artık mümkün olmadığı için sökmez.
Dünya, Şaron'u ‘‘barış adamı’’ diye tanımlayan bir barış anlayışıyla uzlaşmaz.
Bunu demek cüretini gösteren bir ABD başkanı ise dünyaya asla barış getiremez.