Şampiyon portresi

NE büyük mutluluktur ki Kenan Sofuoğlu dünya "Supersport" şampiyonu oldu.

Önce, motosiklet yarışmacısını ulus ve ülke modernleşmesi adına sonsuz kutluyorum. Daha nice, nice zaferlere!

* * *

EVET evet, şampiyonumuzu bilhassa "Türkiye modernleşmesi" adına da kutladım.

Zira, Sofuoğlu’nun başarısını mutlaka sosyolojik çerçeveye de oturtmamız gerekiyor. Aksi takdirde, Adapazarlı yarışmacının motosiklet gibi bize çok yabancı bir spor dalında zirveye ulaşmasını tam açıklayamayız. Ülkemizin genel atılımından soyutlayamayız

Yani Kenan Sofuoğlu’nun "finiş"e varması, zenginleşen, kapitalistleşen, küreselleşen her neyse, toplumun da çoktan ciddi bir "start" almış olmasından bağımsız düşünülemez.

* * *

ÖYLE, çünkü söz konusu motosiklet daha düne kadar en "lüks" kategoriye girerdi. Hangi mütevazı; hatta hangi orta halli; hatta ve hatta hangi kalburüstü aileye mensup genç, o efsane "Harley Davidson"un, o asil "Triumph"un, o ási "Kawasaki"nin, yahut o estetik "Moto Guzzi"nin selesine oturabileceğini aklından geçirmeye cesaret ederdi ki?

Daha neler, üstelik bir de uluslararası yarışmalara katılacağı hayalini kuracak! Ve tabii ki, böylesine mucizevi bir düş, iki zamanlı külüstür "CZ"nin piston yataklarını zımparalayarak ömür tüketen tamirci çırağının tahayyül sınırlarını dahi aşardı.

* * *

YANİ Sofuoğlu gibi bir tamirci çırağı ki, işte en kabadayısı, yabancı dergiden atölye duvarına raptiyelenmiş yarış fotoğrafına bakarak çok daha "gerçekçi" hayallere dalabilirdi. Diyelim ki, öğlen tayınından keserek gıdım gıdım artıracağı haftalıkla, PTT’den hurdaya çıkartılmış harcıálem montaj bir Jawa’nın veya 2. Savaş Alman ordusundan ıskartaya düşmüş yüzüncü el bir "Zündapp"ın mülkiyetine sahip olabileceğini düşünecektir.

Zaten her halükárda, yedek parçasından asfalt pistine yahut zincir gresinden emniyet kaskına, motosikleti spora dönüştürecek bir altyapı ne zengin, ne de fakir için mevcuttu.

Hele hele, sponsor marka, ecnebi yarış, kargo uçak falan, bırakın Adapazarı’ndaki tamirci çırağını, bunlar Teşvikiye’deki paşazade torunun dahi aklından geçmez ve geçemezdi.

* * *

VE, bundan iyisi can sağlığı, şampiyonumuzun o "tamirci çırağı" kimliği aslında ülkemizin moderniteyi ne denli yakalamış olduğunun e-n belirgin bir sinyalini veriyor.

Meselá Belçika’nın doğu bölgesi de ünlü motor şampiyonları çıkartır. Veya çıkartırdı. Bunların pek çoğu da tıpkı Sofuoğlu gibi "elini hamura sokmuş" insanlardan oluşur. Tabii ki tesadüf değil, çünkü "Gilet", "Sarolea", "Dion" falan, o bölgede ellili yıllara dek meşhur markalar üretildiğinden ve fabrikaların çekirdekten yetişme işçileri de mekanik spor geleneğini yarattığından, yöre hep bir "şampiyonlar diyarı" oldu. Hálá da öyle sayılır.

Ama unutmayalım, mekán aynı zamanda 19. yüzyıl sanayi devriminin Avrupa’da ilk gerçekleştiği, yani toplumsal modernitenin de ilk kez kitleselleştiği yerlerin başında geliyor.

Orada iki tekerlekli motor sporları için şampiyon yaratmak bizle asla kıyaslanmayacak kadar doğal ve kolaydı, çünkü ülkemizin üretim ve toplum ilişkileri bunlara sonsuz uzaktı! Pistin sonuncusu "finiş"i geçen bir Sofuoğlu’na ne kadar uzaksa, işte kadar uzaktı.

* * *

ŞAMPİYONUMUZU ülke modernleşmesi adına kutlarken de zaten bunu kastettim.

Çünkü, Adapazarlı "tamirci çırağı"nın başarısı öz itibariyle bütün bir Türkiye’nin çıraklık dönemini geride bıraktığını haber veriyor. Kalfalık ve ustalık statümüzü müjdeliyor

Az buz şey değil, Kenan Sofuoğlu silindir homurtularıyla "finiş"i geçerken, aslında o modernleşmenin "toplumsal motor"unu da şampiyonluğa sürüyor ki, daha nice zaferlere!
Yazarın Tüm Yazıları