PKK yalnız bir terör şebekesi değildir. Aynı zamanda bir "desperados" bütünüdür.
Yani, varlığını örgüte devşirdiği insanların sosyolojik ve ruhi çöküntüsü üzerine inşa eden ve de bunları kasten cinnet safhasında besleyen bir "mikrokozmos" yapıdır.
İki tane yabancı kelime kullandım, bunları açıklamam gerekiyor.
* * *
İSPANYOLCA kökenli olarak uluslararası terminolojiye girmiş olan "desperados" sözcüğü lûgatte "umutsuzlar" anlamına gelir. Fakat aslında daha geniş bir yelpazeyi kapsar.
Kendilerine şu veya bu "ásil misyon"un vehmedildiğine inandırıldıktan sonra ipleri kopartan ve dolayısıyla da kaybedecek şeyi kalmayan fedailar ve serdengeçtiler için kullanılır.
Duruma göre bazen lumpenlik de çağrıştırır. Fakat esas belirleyici nokta fanatizmdir.
Tamam, "fanatik" kelimesi dini ve imáni içerikle bütünleşiyor ama, isterse süper laik ve ultra ateist olsun, "desperados" da işte aynı dini ve imáni inanç dogmalarıyla donanmıştır.
Bunun "seküler" (!) bir söyleme yansıyor olması ise özü hiçbir şekilde değiştirmez.
* * *
DEĞİŞTİRMEZ ve nitekim, zaten belki mevlit şekeri ve irmik helvası bile dağıtıyordur ya, láfta materyalist ve marksist geçinen PKK kendi militanı öldürüldüğünde en cafcaflı din terminolojisine başvurarak, "şehádet mertebesine erişti" (!) diye buyuruyor.
Yahut daha beteri ve sonsuz hazini, cennette bakire hûri mi, yoksa Kalaşnikof filinta mı vaadettiğini bilemeyeceğim ama, El Kaide’ye taş çıkartacak biçimde ve "imáni fanatizm"i en zirveye vardırarak, "intihar saldırısıyla" terör gerçekleştirecek adam dahi bulabiliyor.
Zaten de "desperados"lar çoğu defa karşımıza, çevresi ve şartlanması itibariyle, dini fanatizmden laik fanatizme sıçrayan ve "mikrokozmos"a balıklama dalan kişi olarak çıkıyor.
* * *
YUNÁNİ kökenli bu "mikrokozmos" sözcüğü ise küçük ve içsel birimleri tanımlar.
Böylesinebünyeler ve mensupları "sıradan hayat"la, dış dünyayla ve onların bütün parametreleriyle bağları keserek, kendilerini hariçten tamamen soyutlamış olurlar.
Dahili çerçevede başka parametreler, başka değerler, başka adetler oluştururlar.
Yalnız ve yalnız bunları geçerli, meşrû ve yine "kutsal" addederler.
Başka bir deyişle, aynen, ruh sağlı bozuk insanı evrenden kopartarak beyni kemiren o çok vahim şizofreni hastalığındaki gibi, "mikro" ölçekli "kozmos" organizma üretirler.
* * *
YUKARIDA tekrar "kutsal" kelimesini kullandım. Çünkü, "mikrokozmos"larda da tıpkı "desperados"larda olduğu gibi, dini ve imáni bir boyut hüküm sürer. Gölgesi dolaşır.
Buralarda da aynı fanatizmlerin, aynı tabuların, aynı dogmaların hortlağı gezinir.
Artı, yine aynı şekilde, bunların laik, seküler háttá ateist olanları da ibadullahtır.
Örneğin, bizde "Aczmendiler", İsevilikte "Vaftizciler",Yahudilikte "Hasidikler" gibi "sekt" anlamındaki tarikátları iyi kötü bir "dini" sıfatıyla özdeşleştirebiliriz.
Fakat, başta komünist partilerindeki "kadrolar" olmak üzere, filanca Latin Amerika ülkesinde kokain ticaretiyle iştigal eden ve bunu "davá" gerekçesiyle açıklayan "sol" (!) gerilla grubu; yahut, devede kulak taraftarına rağmen binbir melánete başvuran Bask tedhiş örgütü ETA, hayattan ve gerçekten kopuk "mikrokozmos"ların birer "laikleşmiş" biçimidir.
* * *
İŞTE, ipini koparmışlardan "desperados" devşiren PKK da bu sonkategoriye giriyor.
Ancak, mensuplarını uzun uzun psikanaliz kanepesine yatırmak gibi lüksümüz yok!
Fakat, biz şizofren olmadığımıza göre, onun fanatik pususuna düşmeyecek kadar akl-ı selimimiz ve ruh sağlımız var ve de mutlaka olması gerekiyor ki, buna yarın değineceğim.