Öpücük ve ısırık

BAYRAM değil, seyran değil, eniştem beni neden öptü? Çünkü Saddam'ı ısıracak da... Öpücükle, BM Güvenlik Konseyi'nde çarşamba günü benimsenen ve bağımsız bir Filistin devleti kurulmasını öngören 1.397 sayılı kararı kastediyorum.

Görünen köy kılavuz istemez, bu çok önemli gelişmenin arkasında ABD var.

Oysa o ABD daha düne kadar bizzat George W. Bush'un ağzından Kudüs lideri Ariel Şaron'un şiddet ve misilleme politikasını tam gaz destek veriyordu.

Ve New York kulislerinin mahreminden öğrendik ki, FKÖ delegesi tasarıya ‘İsrail ve Filistin’in meşru ve güvenlikli sınırlar içinde yanyana yaşayacağı bölge' tanımını sokmak istediği an, Washington temsilcisi kendi başkentiyle iki dakikalık telefon görüşmesi yapmış. Sonra da şakkadak ‘okey’i basmış.

Zaten karar metni vetolara alışık BM'den yağdan kıl çeker gibi geçti.

Aşikar, temel politika değişikliği bizzat Beyaz Saray'da oluşturulmuş.

* * *

ABD Ortadoğu politikasında rota tayin ediyor, çünkü mahdum Bush pederinin yarım bıraktığı işi tamamlamaya, yani Saddam'ı pataklamaya kararlı gözüküyor.

Ama, hala 11 Eylül travmasıyla yaşayan Arap - İslam aleminin hem Filistin ‘intifada’sında Şaron'un sırtını sıvazlayan; hem de şimdi yine Arap - İslam aleminden bir Irak'ı tepeleyen ABD'yi paşa paşa kabullenmesi mümkün değil.

Bağdat'ı hedefleyen bir harekat karşısında, Suudi Arabistan'dan Mısır'a, bölgede iyi kötü Washington'a dost veya müttefik addedilen rejimler bile kendi kamuoylarında doğacak tepkiyi zaptedemezler. ‘Sokağın sesi’ni kısamazlar.

Dolayısıyla, Saddam Hüseyin'e yönelmeden önce Birleşik Amerika'nın belirli bir ‘diyet’ ödemesi, bir ‘iyiniyet delili’ sunması gerekiyordu.

Bu, Arap - İslam aleminin hayati sorunu Filistin'de ‘açılım yapmak’ oldu.

* * *

ASLINDA yukarıdaki ‘açılım’, Afgani harekat ertesi ‘sıraya konulmuş’ Irak 'a ilişkin karar kesinleşince, kısa sürede gerçekleşti. Hatta aceleye geldi...

Beyaz Saray ilkin, Ortadoğu konusunda hanidir borusu öten ‘şahinleri’ geri plana çekti ve ‘güvercin’ Dışişleri Bakanı Colin Powell'i tekrar öne çıkardı.

Ariel Şaron'a anında, ‘çok ileri gittin, hemen tornistan’ ihtarı verildi.

Ardından, 200 milyon dolarlık İsrail askeri yardımı donduruldu.

Ve nihayetinde, hem ‘özel arabulucu’ Anthony Zinni'yi bölgeye gönderilerek ABD'nin Ortadoğu'da devreye gireceği duyuruldu, hem de çarşamba günkü Güvenlik Konseyi kararıyla radikal siyaset değişikliği yapabileceğinin sinyali yakıldı.

Antrparantez şunu da eklemek gerekir: Washington'un yeni yaklaşımında Irak ‘diyet’i belirleyici olsa bile, Bush yönetimi Şaron konusunda biraz ‘uyandı’.

ABD, Tel Aviv'in uyguladığı şiddet ve tecrit politikalarıyla ‘intifada’nın önlenemediğini ve önlenemeyeceğini zaman içinde bizzat kendisi de saptadı.

Ayrıca, İsrail'de Başbakan'a güvensizliğin artması ve bunu Yeni Dünya'daki Musevi lobisinin de hissetmesi, yalap şalap olsa dahi, Teksaslı Bush eniştenin Kudüslü yeğen Arafat‘öpmesine’ zemin hazırlayan diğer etkenleri oluşturdu.

* * *

İYİ güzel de, burada öpen enişte, orada ısıracak. Vallahi şakası yok...

Ürdün nehri kıyısındaki Yasser Arafat'ın yanağına hafiften buse konduran George W. Bush öteki nehir Dicle'nin rıhtımına döner dönmez, yandım Allah, Saddam Hüseyin'in gırtlağına hart diye otuz iki dişini birden geçirecek.

Başkan Yardımcısı Cheney'i sahra turizmi için buralara göndermedi ya...

Hazret bir yandan öpücük müjdeliyor, öte yandan da ısırık haberi veriyor.

Aman aman, öpücüğün samimiyeti kusur kalsın ve ısırığın acısı uzak dursun, biz medenice el sıkışalım yeter de artar bile...
Yazarın Tüm Yazıları