Nasıl bir AKM?

EVET evet, Taksim Meydanı’ndaki Atatürk Kültür Merkezi yıkılmalıdır!

Çünkü, o meydan İstanbul’un, dolayısıyla da Türkiye’nin ne denli kalbiyse, iki gündür haykırdığım gibi, gudûbet AKM de "kültür"ün (!) kalbine saplanmış paslı bir kamadır.

Haydi buldozerler, haydi grayderler, haydi ekstravatörler, betonu yerle bir edin!

Ancaak!

* * *

ANCAĞI şu ki, mutlaka aynı yere ve de mutlaka yeni merkez inşa edilmelidir.

Başka bir yere ve başka bir şey değil! Buna ilişkin olarak da kesin güvence gereklidir.

Aksi takdirde, yıkımda "ideolojik kılıf" arayanlar gerçekten haklı konuma geçerler.

Zaten böyle bir ihtimal karşısında derhal aynı safta yer alacak olan bu satırlar yazarı da, "kılına dokundurtmayız" kampanyasına can-ı gönülden katılacaktır.

* * *

İKİ; mevcut yapının tek bir kiremiti ve tek bir tuğlası yerinden oynamadan evvel yenisinin de her şeyi hazır olmalıdır. Yıkımdan önce yapım çerçevesi alestáya geçirilmelidir.

Ve tabii ki buna en başta finansman kaynağını ve inşa süresini katıyorum.

"Boz da, istim arkadan gelir" mantığına karnımız tok! O "arkası" hiç gelmeyebilir.

Yahut gelir ama, gider eteri, gelir beteri misáli gelir ve AKM’yi bile projektörle aratır.

Dolayısıyla, yağma yok, yenisi belirlenmeden eskisi yıkılamaz ve yıkılmamalıdır.

* * *

PEKİ de, aynı yere inşa edilecek aynı kültür mekánı nasıl olmalıdır?

Açıkçası, bilmiyorum! Evet evet, bilmiyorum. Zaten şu anda da bilmem gerekmiyor.

Daha doğrusu, ancak ana hatlarıyla tahayyül ediyorum.

Yani, tabii ki operası da dahil olmak üzere, sergileri, oditoryumları, atelyeleriyle falan "kültür" denilen olgunun tüm altyapısını kapsamalıdır ama, gerisi benim işim değil!

Kılı kırk yararak yukarıdaki "sipariş defteri"ni veririm ve sonrasını beklerim!

Beklerim ki, kim, nasıl ve hangi tekliflerle gelecektir.

Malûm, buna genel olarak ihále; mimari dilinde ise "proje yarışması" deniliyor.

* * *

EVET, Taksim’e inşa edilecek yeni merkez için hemen ve derhal yarışma açılmalıdır.

Üstelik de uluslararası nitelikte ve dünya çapında bir proje yarışması açılmalıdır!

Yerli - yabancı, planına güvenen ne kadar "sı-ra-dan-üs-tü" mimar varsa, şartlarımı içermesi kaydıyla, yine "sı-ra-dan-üs-tü" teklifleriyle gelsin. Buyursunlar. Bir göreyim.

Göreyim ve de zaten işte tam orada ben tekrar devreye gireceğim.

Çünkü projeyi ben seçeceğim, kararı ben vereceğim ve de papeli ben bastıracağım.

* * *

AMA evet, bin defa evet, bana sunulacak projeler tabii ki "sıradanüstü" olmalı!

Kimse vasatla ve harcıálemle karşıma çıkmasın! Aydinger kağıdı oracıkta yırtarım.

Bu şehir sıradan mıdır ki ben onun "kültür" merkezine vasatı láyık göreceğim?

Hadi Paris’in Beaubourg yahut Tokyo’nun Edo merkezlerindeki olağanüstü mimariyi o kentlerin şöhretinden dolayı zaten doğal karşılıyoruz diyelim ama, şu şehr-i Stambul kıytırık Bilboa’nın o harikuláde Guggenheim’ine bile utana sıkıla mı bakacaktır?

Artı, yok Osmanlı çağrışımı, yok Bizans esinlenmesi, yok İslam motifi falan, öyle yerellik merellik de istemez. Çirkin gibi güzel de her yerde güzeldir ve evrenseldir.

Dolayısıyla, adı üstünde "kültür", mimar, bize en öncü ve en görkemli estetikler çiz!

Sen tam AKM’nin yerine çiz ve de mühendis tam oraya inşa etsin ki, sahnesinde operanın, salonunda müziğin, sergisinde resmin, yani sanatın yakamozları pırıldasın.

Ve, evrensel şehrin evrensel kültürü evrensel mimariyle, hakettiği en zirveye çıksın!
Yazarın Tüm Yazıları