DOĞRUSU, bizim "komplo teorisyeni" kalpazanlar şeytana küláhını ters giydirirler.
Ne sihirdir ne kerámet, el çabukluğu marifet, tahrif ettikleri yarı doğruları "yem" diye attıktan ve işlerine gelen pireyi deve yaptıktan sonra, zoka yutturmakta üstád sayılırlar.
Örneğin, dini hissiyattan bir gazetedeki misyonunu "Batı Müslüman soykırımına hazırlanıyor" veya "bir Katyuşa da benden" kışkırtıcılığıyla ifa eden provokatör daha dün, 11 Eylül’ü bizzat ABD’nin düzenlendiğini, Afgani lider Mesud’un katliyle "ispatlıyordu".
Fesüphanallah!
* * *
FESÜPHANALLAH da, buna ne cevap verebilirsiniz ki? Ne diyebilirsiniz ki?
Gazeteci hüviyetine bürünüp saldırıyı düzenlemiş olan o iki Mağribi alçak olay anında öldüğüne göre, eh, fırıldaklı polis otosuna atlayıp bir koşu cehenneme gidecek değilsiniz!
İstediğiniz kadar canilerin Belçika ve Fransa sicillerini; Cezayir "GİA"sıyla bağlarını; "Taliban"la ilişkilerini sergileyin, gaipten noter tasdikli ifade getirecek haliniz yok!
Dolayısıyla, at atabildiğin kadar, "komplo teorisyeni" tabii ki döktürür.
Ve işte meğersem, "Avrupacı" (!) Mesud’un Strasbourg Parlamentosu’na çağrılması, hem zaten kendine karşı 11 Eylülkıyamını hazırlamakta olan; hem de Afganistan’ın işgalini önceden planlayıp Kabil’de kukla iktidar kurmayı hesaplayan ABD’nin işine gelmemişmiş.
İşte bu yüzden de, manipüle ettiği Pakistan servislerine suikast düzenlettirmişmiş.
* * *
İMDİİ, eğer gelişmeleri çok yakından ve mümkün mertebe ilk elden izlemek yerine şu hazin "internet aydınları"na güveniyor; artı, şimdiki postmodern zamanların "her şeye kádir gizli el" masalına inanıyorsanız, yukarıdaki türden zokaları yutacağınızın resmidir.
Nitekim, tahrif edildikten sonra burada "yem" olarak atılmış olan iki "yarı doğru" var:
Bir, Şah Mesud suikastının 11 Eylül’ün arifesinde gerçekleşmiş olduğu!
İki, Pakistan gizli servisi "İSİ"nin Afgani "Taliban"la ilişki içinde bulunduğu!
Peki ama, bunlar neyi değiştirir ve 21. Yüzyılı başlatan "kıyamet"in bizzat ABD tarafından düzenlenmiş olduğu hezeyanına "ispat" (!) veya "belge" (!) oluşturabilir mi?
* * *
İLKİN, zaten Taliban’a müttefik Bin Ladin’in suikastı planladığı ve böylelikle de, tam 11 Eylül öncesi bir taşla iki kuş vurduğu yönündeki en mantıki tez niçin çöpe atılıyor?
Oysa, tek delili olmayan ve caniler öldüğü için ne aslı, ne tersi ispatlanabilecek gayet esrarengiz; esrarengizliğinden ötürü de sonsuz cazip "komplo teorisi" baş köşeye oturuyor.
"Zehir hafiye" olayı keşfettiğinden, duyduğu nefretten dolayı "katil"i (!) işaretliyor.
Oysa, zokayı yutturmak için ve sanki sır ifşa edermiş gibi "yem" diye attığı, ABD-Paki gizli servis işbirliğini; aynı Pakistan "İSİ"siiçindeki "İslami fraksiyon"un da baştan beri "Taliban"ı desteklediğini, dünya basınını bir nebze izleyen sağır sultan zaten biliyor.
* * *
EEE? Sonra? Quo vadis?
Breh breh breh, demek Amerikalı şef Paki şefe "ben 11 Eylül’de kendime karşı kasti kıyam düzenleyeceğim. Fırsat fırsattır, Kabil’i de işgal edip adamımı yerleştireceğim. Sen de tam 9 Eylûl de şu Mesud’u hakla ki, ayak bağı olmasın" talimatını verdi.
Hayır, hayatı ve olayları "internet aydınları" vasıtasıyla değil pertavsızla izleyenler biliyor ki, tam tersine, ABD resti çekti ve "İSİ" içindeki "Talibani fraksiyon"u ayıklattı.
Ve, o hayat ve o olaylar mantık, kültür ve ufuk fukarası "komplo teorisyenleri"ninanlayamayacağı ölçüde çetrefil olduğu içindir ki, onlar "her şeye kádir gizli el"e inanırlar.
Her şeye kádir gizli el yok, her yalana kádir dil ve kalem kalpazanlığı var!