İslamofobi: Neden ve nasıl?

GERÇEKTEN de bir "İslamofobi" var mı? İddia hakikát mi?

Yani dün belirttiğim gibi, başta Batı’da olmak üzere, korku anlamına gelen "fobi" kavramının nefretle bütünleşerek, genel bir Müslüman düşmanlığına dönüştüğü doğru mu?

Cevabı vermeden, şu soruyu soracağım:

***

MALUM, "hákim uygarlık" olan o Batı’yı Hıristiyan kimlikle bütünleştiriyoruz.

Kabul ama, bu "hükümrán" (!) Hıristiyanlığın ve bizim ait bulunduğumuz "mağdur" (!) Müslümanlığın dışında kalan çok geniş bir insanlık da başka dinlerin hüviyetini taşıyor.

Pekii, acaba onlar da aynı Batı’yla kavgalı; bizim gibi kanlı bıçaklı mı?

Dünya nüfusunun büyük çoğunluğunu oluşturan Çinliler, Hintliler, Papunezya-Yeni Gineliler falan, İslam áleminin hiç durmadan sızlandığı gibi, söz konusu Batı’nın kendilerini "öteki" addettiğini; bunun için de nefret ve husûmete maruz kaldıklarını iddia ediyorlar mı?

Bir "taofobi"den; bir "hindofobi"den; bir "paganofobi"den yakınıyorlar mı?

***

DOĞRUSU, ben duymadım. Fakat yine de, tek tük sızlanmalar olduğunu varsayalım.

Ama şu kesin ki, onlar İstanbul’daki "İslamofobi" kongresi gibi toplantılar düzenleyip Hıristiyanlığın kendilerine "nefret savaşı" başlattığına veya bizim meczûp "yorumcular"ın (!) yaptığı gibi, "Batı’nın Hindu soykırımına hazırlandığına" dair herze yumurtlamıyorlar.

Oysa, sömürgecilikse sömürgecilik ve emperyalizmse emperyalizm, o Hint’i de, o Çin’i de, o Maçin’i de geçmişte, Müslüman álemle kıyaslanmayacak oranda aynı Batı’dan "çekti".

Şimdiki ortalama hayat seviyesi ise yine İslam dünyasının kat be kat altında dolanıyor.

Artı, onlar da mazide çok büyük ve çok görkemli uygarlıklar oluşturmuşlardı.

Peki, tüm bunlara rağmen niçin ne Hıristiyan Batı’ya karşı düşmanlık üretiyorlar; ne de bilhassa, aynı Hıristiyan Batı’nın kendilerine yönelik "fobik" düşmanlığından yakınıyorlar?

Derhal söyleyeyim, "Haçlı zihniyeti" gibisinden sonsuz kof veya bir o kadar uyduruk "oryantalizm" kompleksine karnım tok, bunlar láf-ı güzáftır ve kıymet-i hárbiyesi yoktur!

***

YOKTUR, zira benliğimden ayrılamaz bir İslami aidiyet insanı olarak haykırıyorum, sırf Hıristiyan Batı’nın falan değil, istisnasız diğer bütün dinlerin o İslam’la s-o-r-u-n-u vardır.

Daha doğrusu, bugün hükümránlık sağlamış olan İslam’ın kültür ve pratiğiyle vardır.

Ancak tabii ki bu sorun ortak hayat alanlarına göre derece derece yükselir veya azalır.

Yani, çocuğunun gittiği kreşin Paris varoşunda yakıldığını ve duvara "Şeri intikam" yazıldığını gören bir Fransızın "İslamofobi"si, Kyoto’daki Japon garsonun, Paki bulaşıkçının "haramdır" diye pavurya yıkamaması karşısında hissedeceğinden çok daha fazla olacaktır.

Ama yine de, pandiklenmemek için yerli kızların dahi baş örtmek zorunda kaldığı bir Anvers banliyösündeki Belçikalının "İslamofobik" dürtüsü, şık Pekin apartmanının banyo küvetinde kurban boğazlandığını gören Çinli komşunun aynı dürtüsüyle paralellik arz eder.

Yahut, oraya "Şeriat" (!) geldiği için kahvede artık bira bile içemeyen bir Kuzey Nijeryalı animistin üreteceği "İslamofobi", Büyük Britanya "Londonistan"ında (!) "helál" etiketli et satmadığı için vitrini taşlanan İngiliz kasabın "İslamofobi" duygusuyla benzeşir.

***

EVET evet, bu "fobi"ler, yani korkular gökten zembille inmiyor. Somutluk arzediyor.

Bugün hakim olan İslam kültür ve pratiğinin "öteki"ne korku saçmasından; kendisi için talep ettiği tahammülün bir gıdımını dahi ise o "öteki"ne esirgemesinden kaynaklanıyor.

Ve, sonucu sebep belirlediği içindir ki de, aynı "öteki" artık "İslamofobi" üretiyor.

Kurban Bayramı hepimize mübarek olsun ve kör kör parmağım gözüne bir "sebep"i reddederek "İslamofobi" mağduriyetine sığınmak riyakárlığı, yine hepimize uzak dursun.
Yazarın Tüm Yazıları