İslam savaşları (VIII)

ZATEN aşağı yukarı bekleniyordu, Etiyopya ordusu Somali’yi işgal etti.

Daha doğrusu, "İslami Mahkemeler Birliği" adını taşıyan grubun eline geçmiş olan ve sınırlı bir coğrafyanın ötesinde hüküm sürmeyen "müteveffa" başkent Mogadişu’ya girdi

Aslına bakarsanız sırf başkente değil tüm ülkeye de "müteveffa" demek gerekir.

Çünkü diktatör Barre’nin kovulduğu 1990 yılından beri Somali diye bir devlet yok!

Kabile savaşı, etnik katliam, BM müdahelesi derken kuzey kendini Somaliland; tam Afrika Burnu’ndaki kuzey doğu ise Puntland diye vaftiz etti ki, hukuki kimlik taşımıyorlar.

* * *

HER neyse de, "Yeni Şafak" gazetesindeki kışkırtıcılık misyonunu "Batı Müslüman soykırımına hazırlanıyor" diye sürdüren sicilli provokatöre zahir yine gaipten haber gelmiş ki, encámına ağladığı Türkmen despot Niyazov’un aynı Batı tarafından "öldürüldüğünü" (!) yumurtladıktan sonra, özetle aktarıyorum, Somali hakkında da şu "tahlil"i (!) yapıyordu.

Meğersem, işgal tálimatını Etiyopya’ya, onun bölgesel müttefi olan ABD vermişmiş.

Çünkücüğüme, Afrika Boynuzu hem petrol çıkartılan Sudan’ı; hem de deniz enerji yollarını denetlemek açısından "stratejik önem"e (!) sahipmiş.

Artı, Amerikan şirketleri yine petrol sondajı için Beyaz Saray’ı sıkıştırıyorlarmış.

Buyrun bakalım ve de neresinden başlayayım!

* * *

EH işte, Afrika Boynuzu ABD stratejisinde cim karnında nokta kadar değer taşır.

Çünkü bir; Somali’nin o Sudan’la yarım karış sınırı yoktur! Tá 1.500 km ötededir!

İki; ama buna karşılık aynı Sudan, zaten Washington’a müttefik Etiyopya ve dost ilişki sürdürdüğü Kenya ve Uganda’yla çevrilidir. Suudi’den karşıya geçmek ise jet dakikasıdır.

"Ultra süper güç" sağ kulağını sol eliyle gösterecek ölçüde aptal değildir.

Üç; yine hayır, bölge deniz enerji yolları açısından da kıymet-i harbiye taşımaz.

Basra Körfezi’nden batıya giden tankerler Süveyş’ten geçemeyecek kadar devásadır.

Ümit Burnu’na inerken de uyduruk füze menzillerinin çok, çok ötesinde seyrederler.

Dört; Port-Sudan’dan ötürü Aden denetilecekse, kıyı hákimi Somaliland ve Puntland bağımsızdır. Artı, ABD’nin tam bitişikteki Cibuti’de Fransa vasıtasıyla "kolaylık"ları vardır.

Beş; en önemlisi, doğu rotaları en başta, Birleşik Amerika sahaya çok yakın bulunan ve tüm Hint Okyanusu’nu kontrol eden Diego-Garcia Adası’nda dev bir üsle donanmıştır.

Altı; Somali’de petrol metrol nanaydır. Bir gıdım çıkar diye de kimse milyar dökmez.

Ve yedi; madem böylesine "stratejik önem"e sahipti ve o zaman da uydurmuştunuz, 1992’deki BM harekátından bu yana Washington’un elleri neden armut topladı?

* * *

İŞTE, "İslam savaşları"nı işlerken dönüp dolaşıp geldiğim "rasyonel düşünce yoksunluğu" ve onun ürettiği "komplo teorisi mantığı" da tüm bunlarda odaklanıyor.

İnternet cahili bilgi kırıntılarıyla yalan üreten tescilli provokatör "öteki" korkusunu ve nefretini aşılamak açısından gerçek bir "streotip" oluşturuyor ki, zaten onun için örnekledim.

Ve heyhat, düşünün ki, "dini hassasiyetli" kitleye hitáp eden önemli ve ciddi bir gazetenin okurları bir gün önce Türkmen despotun ABD tarafından "öldürüldüğünü" (!); bir gün sonra da Somali’nin Amerikan "işgaline uğradığını" öğreniyorlar. İnsaf!

Oysa, çok doğal olarak hiçbir "ortalama okuyucu" ayrıntıya sahip değildir.

Afrika sınırları, Somaliland ve Puntland sahaları, Diego-Garcia pistleri konusunda jeo-stratejist olamayacağı gibi, "öteki"yle özdeşleşen bir ABD hakkında da önyargı taşımaktadır.

Dolayısıyla, tahrifkár komplo "tahlil"ini (!) gerçekmiş gibi algılar. Yanılgısı pekişir.

En vahimi ise, aynı felsefi yöntemi kendi zihin sistematiğinde de üretmeyi sürdürür.

Zaten "İslam savaşları"nın özü de bu felsefi yöntemde yatıyor ki, salıya bırakıyorum.
Yazarın Tüm Yazıları