Feylesof Nietzsche’nin ünlü kitabına atfen "böylebuyurduZerdüşt" mü diyeyim?
Yoksa, "bekledim de gelmedin, hiç mi beni sevmedin" güftesini mi mırıldanayım?
* * *
ÖYLE, çünkü burnunu soktuğu ve insanlığı sapladığı Irak batağını kastederek yukarıdaki "beklenti"yi dile getiren şahıs bizzat "W" rumuzlu George Bush oldu.
Cumhuriyetçiler Kongre seçimlerinde okkalı sille yer yemez Savunma Bakanı Donald Rumsfeld istifayı basmak zorunda kaldı ya, işte Başkan hazretleri de onun yerine atadığı ve ne mazisi, ne şimdisi diğerinden farklı olmayan Robert Gates’i bu sözlerle "onore etti".
Fesüphanallah!
* * *
YAHU Mister Bush’çuğum, daha düne kadar, hemen her siyasetinde dümen suyunu izlediğiniz o Rumsfeld’den asla ayrılmayacağını söyleyen siz değil miydiniz?
Hattá tam oylama arifesinde, "kabine asla değişmeyecek" diye yemin etmediniz mi?
Şimdi bu ne perhiz, bu ne lahana turşusudur ki, "sağ kolunuzu" bir çırpıda gözden çıkarttığınız yetmiyormuş gibi, bir de "yeni ufuk" ve "yeni açı"dan dem vuruyorsunuz?
Ah politikacılık, dünyanın her bir yerinde sen nelere kadirsin ve tekrar fesüphanallah!
* * *
PEKİİ, "W" rumuzluya olan hıncımdan ötürü Bush’a yönelttiğim bu tepkiyi hadi bir kalem geçelim ama, ABD’nin Irak politikasında gerçekten de bir "yeni" mümkün müdür?
Demokratların hem Temsilciler Meclisi’nde, hem de dış siyasetin etkin kurumu Senato’da zafer kazanması; Rumsfeld’in tası tarağı toplaması ve en önemlisi, Amerikan halkının maceraperestliğine "dur" demesi, Washington’un tutum değiştireceğini mi müjdelemektedir?
"İmkánsız" gibi kesin bir kelime kullanmak istemiyorum ama, heyhat ki hayır!
Bütün kalbimle diliyor olsam bile gerçekçi bakmak zorundayım, eyvah ki hayır!
* * *
HAYIR, çünkü her şeyden önce hiç unutmayalım ki, başkanlık sistemiyle yönetilen ABD’de, Senato dahil, Kongre’nin Beyaz Saray’a rota çizebilmek marjı çok sınırlıdır.
Kabul, soruşturma komisyonu veya harcama kesintisiyle etki imkánı mevcuttur ama, zaten savunma bütçesinde ciddi bölümün onaylanmış olması bir yana, Bush’un kışkışlanacağı 2008 Kasım’ına dek söz konusu Kongre’nin çok fazla bir "ayarlama" şansı olmayacaktır.
Üstelik, başkanlık kampanyası yaklaşırken ve "derin Amerika"yıincitmek pahasına, Demokratların "Irak’ı derhal terk edelim" türünden birslogan benimsemesi beklenemez.
Ortadoğu serüvenine yönelik eleştirisi ne olursa olsun, eşek amblemli partinin kolektif hafızadaki Vietnam bozgununu hatırlatan bir "ricát siyaseti"ni savunması mümkün değildir.
* * *
O halde, "W" rumuzlunun ağzında gevelediği "yeni" (!), baba Bush’un pragmatik dışişleri bakanı James Baker’e tam seçim arifesi kurdurtulan "Irak Komisyonu"ylazaten sinyali verildiği gibi, ancak bir nüans değişikliği olabilir. Cim karnında nokta kalır.
Zira oğul sırf kendi burnunu değil bütün ABD’yi öyle batağa sokmuş durumdadır ki, aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık, o ABD’nin hareket kábiliyetini sıfıra indirmiştir.
Dolayısıyla, bozguna uğrayan ve hafiften nedámet getirir gözüken George W. Bush ister samimi, isterse de her zamanki gibi riyakár olsun, Irak’ta gerçek bir "yeni" beklenemez.
Mucize gerçekleşmediği takdirde, "W" rumuzlu Beyaz Saray’dan fiilen sepetlenene dek, önümüzdeki iki yılın gelişmeleri "zevahiri kurtarmak"tan çok öteye gidemeyecektir.
Ve heyhat, o zevahir de ne Irak, ne Amerikan halkını Bush’un batağından kurtarabilir.