İLK sözüm Rakel Dink bacıma ve evlátları Sera ve Delal kızlarımadır.
Rakel kuyrig, yetimhane öksüzün, can yoldaşın ve hayat arkadaşın Hrant ahparik katledildiği an, onulmaz acılar içinde, "sizlere güvendik de burada kaldık" diye haykırdın.
Sen yine de güven hemşirem. Güvenin çocuklar. Dün olduğu gibi bugün de güvenin.
Üstelik, şimdi sonsuz defa daha fazlasıyla güvenin!
Çünkü gördünüz, yaşadınız ve hissettiniz ki, o "siz" artık "biz"e dönüştü.
Modern Türk-Ermeni tarihinde asla olmadığı ölçüde ortak "biz" kimliği şekillendi.
Dolayısıyla, Rakel kuyrig, bu ülke, yani senin cenaze törenindeki deyişinle "Hrant’ın terketmediği vatan", kendisine artık her zamankinden daha çok güvenebileceğinizi ispatladı.
Osmanbey kaldırımından Balıklı mezarlığına dek, en insani can havliyle ispatladı.
Rakel bacım ve Sera ve Delal kızlarım, şimdi "biz"im kadar "biz"siniz ve güvenin!
* * *
SONRA ikinci sözüm, zaten aynı ülkenin, aynı toprağın, aynı tarihin öz be öz yurttaşı; öz be öz mülkü ve öz be öz aktörü olan bütün Ermeni kökenli insanlarımızadır.
Zaten sütten ağzınızın yanmışlığı var, şimdi de çok haklı olarak, "Dink’i bile yaşatmadılar, bundan böyle halimiz nice olur" kaygısı içindesiniz.
Cinayet ertesi gelişen dev tepkinin saman alevi gibi yanıp sönmesinden ve "Agop’un piçi" şartlandırılmalarının yeniden piyasaya sürülmesinden korkuyorsunuz.
* * *
HAYIR korkmayın! Tam tersine, şimdi hiç korkmayın! Gönlünüzü feráh tutun!
Çünkü, yukarıdaki güvence zaten bütün Türkiye Ermenileri için geçerlidir.
Eğer ki, etrafı susta durduran yaygaracı azınlığa karşı nihayet sesini çıkartabilmek cesaretini gösteren sessiz çoğunluk "hepimiz Ermeniyiz" sembolizmi altında ve yüzbinler olarak bütünleşebildiyse, burada artık bir "d-e-v-r-i-m" söz konusudur!
Muazzam bir "zihniyet devrimi" gerçekleşmiştir ve de artık geri dönüşü de yoktur.
Dolayısıyla, geçtim saçınızın kılına hálel gelmesini, yakın bir gelecekte, Ermenisiniz diye kışlada çavuş, dairede memur, hariciyede diplomat olamamak engellerini de aşacaksınız.
Kuyrig bacılarım ve ahparik biraderlerim, korkmayın, çekinmeyin, endişelenmeyin!
Tekrarlıyorum, Hrant Dink’in vasiyeti uyarınca şimdi sizler olmadığınız kadar "biz"siniz ve bizler hiç olmadığımız kadar "siz"iz!
* * *
ÜÇÜNCÜ sözüm ise, kendi kimliğini "Türk’e nefret" ekseni üzerinde korumaya çalışan bir bölüm ırkçı ve şoven Ermeni diasporasınadır. Yetti, artık etmeyin ve eylemeyin!
Zaten, aslında bal gibi farkındasınız ki, nasıl Fransa’da onaylattığınız "soykırımı inkár" yasasından sonra, umduğunuzun tam aksine rüzgár aleyhinize esmeye başladı; Dink cinayetini bütün Türkiye milletine ve devletine mal etmek girişiminiz de yine ters tepti.
Düşman ikiz kardeşi olduğunuz Türk şovenizmi gibi, tekrar yanlış ata oynadınız.
"Hepimiz Ermeniyiz" diyebilen bir milleti ve faili yakaladıktan sonra da o diasporayı cenazeye çağıran bir devleti hálá 1915’teki İttihatçı cürümle özdeşleştirmek, artık sökmüyor.
Soykırımdı değildi veya mukateleydi, katliamdı tabii ki mutlaka tartışmak gerekiyor ama, ne Hrant’ı öldüren ilkel nefretle, ne de sizdeki intikamcı nefretle bir sonuca ulaşılabilir.
Her ikiniz de Türk ve Ermeni halklarının derin kardeşliği ile Türkiye ve Ermenistan devletlerinin derin dostluğu önünde, milletleri ve ülkeleri karşılıklı kemiren birer engelsiniz.
Ne var ki, sonsuz hüzünlerimize rağmen yine de şimdi sonsuz mutluyuz ki, Hrant ahparikler sayesinde sizlerin çifter çifter kurduğu barikatları aşıyoruz ve aşacağız.
Şimdi "biz" güvendeyiz, çünkü o "biz"e güveniyoruz!