Ve biten yılın bilançosuna şöyle bir baktığımda da, ortanca oğlumun artık benimle yaşıyor olması ve Büyük Orhan Pamuk’un büyüklüğünü evrensel planda senede işlemesi dışında, düğün bayram etmeme neden oluşturabilecek bir gelişme göremiyorum.
Eh yani, dişe dokunur hiçbir şey getirmeden bir yıl daha boş yere havaya uçup gittiği için mi 31 Aralık gecesi düğün bayram yapacağım?
Bugün Katolik, Protestan ve Süryanilerin Noel’i ki, onlara mübarek olsun! Bir hafta sonra ise yine tam bugün yılbaşı...
Burada da, aman aman, şimdiden nice senelere falan...
Ben bunların her ikisini de kutlamam ve kutlamıyorum.
Hıristiyanlar açısından işin ritüel boyutuna tabii ki amenná da, birincisiyle zaten benim hiçbir alakam yok ve de olamaz.
Din kültür ve aidiyeti itibariyle İsevilikle ilintim olmadığına göre, Ruh’ûl Kûds’ün nefesinden rahme düştüğü varsayılan Mesih’in doğumunu idrák etmem için de özel bir neden bulunmuyor.
İşgüzarlık olsun diye geceyarısı ayinine doluşup da, gerçekten ıstavroz imanlı insanlara kilisede yer bırakmayan "sosyetikler"den değilim.
O halde, bu faslı hemen kapatıyorum.
Yılbaşına gelince...
Evet, çok istisnai ve çok angarya zorunluluklar dayatmadığı takdirde, bir önceki seneden bir sonrakine geçişi "kutladığım" váki değildir.
Allah göstermesin ve de yazdıysa bozsun!
Mümkün mertebe erken zıbarabilmek için 31 Aralık akşamı duble doz uyku hapı ve gece yarısının klaksonunu, fişeğini, fişengini duymamak için kulaklarıma çifter tıkaç, aman şu 1 Ocak sabahı bir gelsin de, üç yüz altmış beş gün sonrasına kadar badire atlatılmış olsun.
Şampanya mampanya bana kusur kalsın.
BİR MUTLULUK İLLÜZYONU
Hayır, yılbaşını kutlamak nedenim tabii ki "gavur icadı", "kefere adeti", "kültür dejeneransı" gibi yobaz, fanatik ve cahil sloganların etkisinde kalmamdan kaynaklanmıyor.
Af buyurun, böyle şeylere ancak popomla gülerim.
Tam tersine, eğer istiyor ve arzuluyor olsaydım, zaten özünde Hıristiyanlıkla hiçbir ilgisi bulunmayan yılbaşını, velev ki değil o Hıristiyanlığın en eski putperestliğin şahı olsun, göğsümü gere gere ve de kasten provokatif biçimde kutlardım.
Yetti yahu, insanlar bir mutluluk fırsatı; daha doğrusu, bana göre bir "mutluluk illüzyonu" fırsatı edinmek için de mi zaptiye başçavuşundan izin ve şeyhülislamdan icázet alacaklar?
Kimin paşa gönlü neyi, nasıl çekiyorsa, bunu öyle kutlar ve de eğlenir ki, nokta!
Tamam ama, işte benimkisi çekmiyor.
Neden çeksin ki?
Hangi gerekçeden dolayı eğlenecek mişim ki?
Mide ülserine ek olarak artık bir de kolesterolden mustarip olduğum; yeminleri es geçip cigarayı bırakamadığım; arayışlarda aldanıp "portakalın yarısı" kadın bulamadığım; müsrif masrafları kısamayıp bütçeyi doğrultamadığım için mi yılbaşını kutlayacağım?
Farkındayım ki, "orta yaş" denilen herzenin sonsuz ağır yükünü şu 2006’da ilk defa bu denli sırtımda hissettim.
Tabii, dünyanın bütün sene boyunca daha da bombok gitmiş olmasını hiç saymıyorum.
Ve biten yılın bilançosuna şöyle bir baktığımda da, ortanca oğlumun artık benimle yaşıyor olması ve Büyük Orhan Pamuk’un büyüklüğünü evrensel planda senede işlemesi dışında, düğün bayram etmeme neden oluşturabilecek bir gelişme göremiyorum.
Eh yani, dişe dokunur hiçbir şey getirmeden bir yıl daha boş yere havaya uçup gittiği için mi 31 Aralık gecesi düğün bayram yapacağım?
ESKİYEN NÜFUS KAĞIDI
Hoş, getirmiş olsaydı da ne değişirdi?
Amenna, tabii ki yan cebime atar, hatta öpüp başıma koyardım ama, aynı şeyin 2007’de tekerrür edeceğine dair bir garantiye sahip olamazdım ki?
Her halükárda, nüfus káğıdı müthiş bir süratle eskiyor!
Yeni yılda kolesterolü düşüreceğim; cigarayı bırakacağım; kadını bulacağım; bütçeyi doğrultacağım ne malum?
Belki burada yok "perhiz yap"; yok "iradeni kullan", yok "müşkülpesent davranma"; yok "müsrifliği bırak" diyeceksiniz.
Kabul de, bu takdirde ne anlarım ben o 2007 yılından?
Kaldı ki, fáziletlerim ve zaaflarım; artılarım ve eksilerimle beni bir bütün olarak "b-e-n" yapan şeylerde ikincileri illá ve illá yok etmek seferberliğine girişirsem, yeni gelen yıl bana eskisinden daha mı çok mutluluk getirecek?
Doğrusu, hiç emin değilim! Burada da bir garantim yok ve kimse veremez!
Dolayısıyla da, ben yılbaşı kutlamıyorum, çünkü yekpáre zaman akışındaki şu veya bu takvim virajıyla herhangi bir "iyi"ye yahut "kötü"ye dönülebileceğine inanmıyorum.
Fakat işte sizinkini tam bir hafta önceden kutluyorum ki, sen sağ ben selámet, böylelikle konuyu başımdan savmış oldum.
Ádet yerini buldu ve sakın, gelecek pazar benden bir yılbaşı tebriği beklemeyin.