Dik kuyruk

BİR: Ordu içindeki azınlık bir cuntanın demokratik halk çoğunluğuyla seçilmiş meşrû Menderes hükümetini silah zoruyla devirdiği 27 Mayıs 1960 darbesinde dokuz yaşındaydım.

Askerler Adnan Menderes’i astılar ve yeni Anayasa yaptırttılar.

Daha ilk seçimlerde de, o askerlerin arzuladığının tam aksine, ilkin koalisyon ortağı, sonra iktidar hükümeti olarak DP’nin devamı olan AP iktidara geldi.

* * *

İKİ ve üç: Onbir yaşındaydım, "Nasırcı" Albay Talát Aydemir yönetimindeki diğer bir cunta ilkin 22 Şubat 1962, ardından da 21 Mayıs 1963’te çifte darbe girişimine kalkıştı.

Cumhuriyet tarihinde bu darbelere karşı durmak cesaret ve diráyetini gösterebilmiş tek siyasi lider durumundaki İsmet İnönü radyo mikrofonundan "Talát’ın iki buçuk çapulcusu, teslim olun" diyebildiğinden, isyan bastırıldı ve legalite tekrar sağlandı.

* * *

DÖRT ve beş: Yirmi yaşındaydım, 9 Mart 1971 cuntasını tasfiye eden 12 Mart 1971 cuntası, yine demokratik biçimde seçilmiş Süleyman Demirel hükümetini devirdi.

Ama demokrasinin cesaretinden yoksun olan AP lideri "şapkasını alıp" tüydü.

Askerler bu kez, "fazla geniş geliyor" diyerek kendi yaptıkları Anayasa’yı budadılar.

Beni de "arananlar" listesine yazdılar ki, mülteciliğe kaçtım.

* * *

ALTI: Yirmidokuz yaşındaydım, 12 Eylül 1980’de ordu yönetime tekrar el koydu.

Bu defa, kendilerinin yaptığı o 1960 Anayasa’sını yine kendileri, tümden değiştirdiler.

"Komünizme karşı silah oluşturmak" için de, din derslerini zorunlu kılmaktan imam hatip liselerini yeni statüyle donatmaya, "maneviyátçılık" uygulamasına geçtiler.

Aynı yıl askere gittim, 58. Topçu Tugayı’na gelen kurmay "eğitmenler" Kürt olmadığını ve sözcüğün karda yürürken çıkan "kart kurt" sesinden oluştuğunu ezberlettiler.

İlk seçimleri ise askerlerin asla istemediği ANAP ve Turgut Özal kazandı.

* * *

YEDİ: Kırkbeş yaşındaydım, o "olmadığı" öğretilen Kürtlerin artık cumhurbaşkanı tarafından bile "realite" diye tanımlanması bir yana, yeni sosyolojik tabanını ordunun 1980 "maneviyatçılık"ına borçlu olan siyasi İslam aynı askerler tarafından "irtica" addedildi.

Dolayısıyla da, "andıç" falan, 28 Şubat 1997’de "postmodern darbe" gerçekleştirildi.

Ve tabii ki, bir sonraki seçimleri kökeni yine siyasi İslam’a uzanan parti kazandı.

* * *

SEKİZ: Şimdi ellibeş yaşındayım, 27 Nisan 2007’yi 28 Nisan 2007’ye bağlayan gece Genelkurmay’ın "web muhtırası"nda, "TSK’nın ’kanunlarla kendisine verilmiş’ olan açık görevleri eksiksiz yerine getireceğini" okudum.

Sorgu sual haddimize mi düşmüş, demek ki daha sonra bir öncekinin aksi yönde darbe yapıyor olsa ve defasında da empoze etmek istediğinin zıddı sonuç ortaya çıksa dahi, mutlak "haklılığı" ve "doğruluğu" tartışılamaz ordu açısından başka bir "kanun" geçerlilik taşıyor.

Demek ki, o kanunların zirvesi olduğu için "kanun-i esasi" denilen Anayasa nizámiye kapısından adım atamıyor ve kışlanın içinde farklı yasalar "görev veriyor" (!)

* * *

DOKUZ: Hayır, kabul etmiyorum! Reddediyorum!

Ellibeş yaşımı sekize böldüğüm takdirde meşûm bir "rekor" olarak ortaya çıkan ve ortalama her altı virgül sekiz yılda bir tekrarlanan bu darbe ve darbe girişimleri artık yetti!

2007 Türkiyesi’ndeki hiçbir gerekçe yeni bir darbe tehdidiyle uzlaşmayı haklı kılamaz.

Ben sivil ve laik bir yurttaşım ki, tüm hukuk devletlerini ve tüm demokratik rejimleri belirleyen Anayasa’nın ötesinde ve ondan başka bir kanun tanımıyorum ve tanımayacağım.
Yazarın Tüm Yazıları