Yürekli kadını, ahláklı gazeteciyi, erdemli insanı kahpece öldürdüler.
Çayına zehir atarak becerememişlerdi, nihayetinde işini puşt mermisiyle bitirdiler.
Eyvah ki eyvah, Rusya’nın namusu ve ırzı olan Anna Politkovskaya’yı susturdular.
***
CUMARTESİ erken vakit markette fazla kalabalık olmuyor ya, çavdar ekmeği, bulaşık sabunu, cigara stoğu, salatalık turşusu falan, fileyi haftalık nevaleyle doldurmuştu.
Sonra, rotatif dönecek ve "Novaya Gazeta" makale bekliyor, mazlûm ve mağdur Çeçen halkına revá görülen zulmü yansıtacak yeni satırları yetiştirmek için dairesine çıkıyordu.
Ve işte oracıkta, asansör girişinde, "Takarov" piştov "Cesaret Ana"yı katletti.
Dün Moskova’da toprağa verdiğimiz aziz meslektaşımın anısı önünde eğildikten ve "Politkovskaya’yı kim susturdu" sorusunu sorduktan sonra, ilkin bir parantez açacağım.
***
NADİR istisnalar hariç, yurtdışında görev yapmış Türk gazetecilerin orada edindikleri tecrübeleri kitap haline getirerek okuyucuya sunması bizde pek adete dönüşmemiştir.
Oysa, bu gelenek dünyada çok yaygındır ve "gözlemsel realite" kategorisine girer.
İşte, dokuz yıl boyunca Anadolu Ajansı’nı Moskova’da temsil etmiş olan Öner Özkan’ın "Sadece Çocuklar Masûm" gibi son derece anlamlı bir başlık altında yayınladığı ve çağdaş Rusya’yı mükemmel biçimde yansıtan eser yukarıdaki istisnalardan birisini oluşturuyor.
Gündelik saptamalarından da yola çıkan Öner Kremlin yönetimli ülkenin anatomisini sergiliyor ki, kitabı okumuş olan ve Kuzey komşumuzdaki gelişmeleri bir nebze izleyen herkesyukarıdaki "Politkovskaya’yı kim susturdu" sorusunun cevabını derhal verecektir:
Vladimir Putin sistemi!
***
EVET, kimse şüphe duymasın ki, bütün tehdit ve şantajlara rağmen bir yandan Çeçen halkına karşı uygulanan mezálimi; diğer yandan da Moskova lideri tarafından kızağa koyulan "neo-despotik rejim"i teşhir etmekten yılmadığı için "Rusya’nın namusu" sıfatına hak kazanmış olan Anna Politkovskaya tabii ki "Putin sistemi" tarafından öldürüldü.
Cinayet emrini bizzat Moskova önderi vermişmiş; yahut, onun hizmetindeki Çeçen besleme Kadirov intikam almışmış; daha yahut, eski KGB ajanı sonrasına hazırlanan farklı gizli servisler işi şimdiden bitirmişmiş, aslından bunların tümü de birer birer ayrıntıdır.
Çünkü, "Cesaret Ana"nın katili bir bütün olarak yukarıdaki "sistem"in tá kendisidir!
Tıpkı, söz konusu "sistem"den bağımsız davranmak istediği için daha geçen gün cadde ortasında "temizlenen" Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Andrey Kozlov gibi!Veya tıpkı, modern Çar Vladimir henüz aynı gizli servisleri yönetirken bu defa Sen Petersburg öldürülmüş olan diğer demokrasi mücahidi Galina Starovoytovka gibi!
Bir "faili meçhul cinayetler ülkesi"ne dönüşmüş olan Rusya’daki listeyi sonsuz uzatabilirim ki, tüm bunlar aşağıdaki tek bir gerçeği ispatlıyor.
***
O da şu ki, zaten hiçbir çoğulcu demokrasi ve sivil toplum geleneği olmayan Rusya kısacık bir Yeltsin parantezinden sonra "Putin sistemi"yle birlikte "aslına rücû" etti.
Yani, Çarlık ve komünizm altında sürmüş olan despotik otokrasiye tekrar döndü.
Görünür gelecekte bunun değişebileceğine dair bir emáre de ufukta gözükmüyor.
Dolayısıyla, yürekli kadın, ahláklı insan, erdemli meslektaşım Anna Politkovkaya gibi "Cesaret Ana"lar Rusya’da "çizmeyi aştığı" takdirde, onlar cebren susturulacaklardır.
Dün toprağa verdiğimiz "Cesaret Ana"nın aziz hatırası önünde "ben yanmasam, sen yanmasan, biz yanmasak, nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa" diyerek eğiliyorum.