LÜTFEN doğruyu söyleyin, içinizden kaç kişi bugünkü Somali’yi biliyor?
Hani şu kuzey sahili Aden Körfezi’nde yıkanan ve doğu kıyısından da Hint Okyanusu’nu seyreden Afrika Boynuzu ülkesi var ya, onu kastediyorum.
Fakat aslında ‘vardı’ demem gerekiyor, çünkü artık böyle bir diyar yok.
* * *
EVET, evet... Hanidir Somali diye ülke yok.
Adı haritalarda hálá zikrediliyor olsa bile, uluslararası hukuka göre artık böyle bir devlet mevcudiyet taşımıyor. Sizlere ömür ve ruhuna El Fatiha.
Hatta, yazıyı yazmadan önce son vaziyeti öğrenmek için internete göz attım da şaşırıp kaldım. İlk 12 sitede aynı isimle anılan kedi cinsine dair bilgi veriliyordu.
Ama gazetelerin en ıcık cıkık haberlerini de okuduğumdan, hafızamı tazeledim.
Biliyorum ki, müteveffa ülkenin yukarı taraflarında sonu ‘land’la biten ve hiçbir resmiyeti bulunmayan bir kabile devletçiği hüküm sürüyor.
Ortasında ve güneyinde ise aşiret reislerinin ve savaş ağalarının kontrol ettiği ve habire birbirlerini boğazlayan eşkıya çeteleri kol geziyor.
Parayı veren düdüğü çaldığından da, El Kaide’ye hizmet edenleri çıkıyor.
Ancak her halükarda, zavallı halkı parya duruma düşmüş olan Afrika ülkesi artık yok ve de dolayısıyla, Somali’nin hatırlanmamasını normal karşılamak gerekiyor.
Oysa ben çok önemli başka bir şey hatırlıyorum.
* * *
O, hatırladığım şey de bizdeki zevatın kurmuş olduğu komplo teorisidir.
Söz uçar, yazı kalır ve hiç unutur muyum, iç savaşta kan gövdeyi götürüp, BM’nin zorlamasıyla ABD, Somali’ye asker yollayınca, ebleh takımı neler uydurmamıştı?
Hazretlerin tümü birden, Amerikan emperyalizmi için Afrika Boynuzu’nun hayati önem arzettiğini ve Washington’un oraya kuvvet yollayarak hem Somali’ye el koyduğunu; Türk birliğinin Kara Kıta’ya gönderilmesiyle aynı Washington’un suçuna bizi de ortak ettiğini yönünde ahkam kesip durdu.
O sıra bunları alaya almış ve Afrika Boynuzu denilen kuş uçmaz, kervan geçmez yerin bir tek boynuzlular için önem taşıdığını yazmıştım.
Sonrasını da hepimiz biliyoruz.
* * *
MALUM, başkent Mogadişu’da Amerikan askerleri saldırıya uğrar uğramaz, ‘W’ rumuzlu George Bush gibi olmayan Bill Clinton çıkmazın hemen farkına vardı ve tası tarağı topladığı gibi, anında Somali’yi terk etti.
Komplo teorisyenlerimiz derhal zafer narasını bastılar ama, tabii ABD’nin nasıl olup da o sonsuz hayati yerden anında çekiliverdiği konusunu es geçtiler.
Zahir yüksek stratejistler böyle aşağı konulara inecek kadar düşmüyor.
* * *
SOMALİ, çok bariz bir örnek olduğu için kasten hatırlattım.
Sonsuz çetrefil olan hayat ve dünya; dahiliyede Türkiye gelişmeleri, hariciyede ise uluslararası ilişkiler, at gözlükleriyle önceden belirlenmiş ve ‘mutlak doğru’luğuna inanılmış, imani ve ideolojik saplantılarla asla açıklanamaz.
Bu yaklaşımlar ‘ilahi el’e tapınan komplo teorilerinden başka şey olamaz.
Hanımlar ve beyler, hani Somali nerede ve siz hangi boynuza kanıyorsunuz?