DÜNKÜ yazımı, Fransızların Belçikalılar için uydurduğu soğuk bir şakayla bitirmiştim.
Hani, Benelüks ülkesi kralı 2. Albert, Hızır Áleisselám gibi son zamanlarda hep sağdan soldan insan kurtaran Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’ye telefon açıyor ve "Aman, beni de buradan götürecek hazır uçak var mı" diye soruyordu ya, işte onu kastediyorum.
Şaka soğuk moğuk ama, bunun arkasında da aynı derecede soğuk bir gerçek yatıyor.
Çünkü Belçika son süratle bölünmeye doğru gidiyor!
* * *
ÖYLE, çünkü ayrıntıya girmeden şu kadarıyla özetlesem dahi, gerçek göz çıkartıyor.
Felemenk ve Valon taraflar uzlaşamadığı için zaten tam beş aydır hükümetten yoksun bulunan o Belçika’da, Flaman kesim parlemantosu geçen hafta "nihai köprüler"ide attı.
Yáni, ülkede yegáne idari bütünleştirici unsur olarak kalmış olan ve Brüksel havalisindeki frankofonlara kendi dil tercihlerinde seçme hakkı tanıyan son yasayı da tek taraflı olarak ilgá etti.
Krizin bu raddeye varmasıyla birlikte de, prestij kaybetmek ve rizikoya girmek pahasına Kral elini taşınaltına soktu ve arabuluculuğa soyundu ama, hayalci olmamak gerekiyor.
* * *
HAYALE yer yok, çünkü ister bir son saniye mucizesi gerçekleşsin; isterse de seçimler yinelensin, on milyonluk ahalinin yüzde altmışını oluşturan Flamanlar tavır değiştirmeyecektir.
Yani, ayrılmaya giden yolda son aşama olan "konfederal tercih"i yineleyeceklerdir.
Dolayısıyla da, o zengin ve o bencil Flamanlar kendilerinden çok daha fukara olan Valon ve Brüksellilere aşağı yukarı şöyle buyuracaklardır:
* * *
"MÖSYÖLER ve madamlar artık bizden paso ki, ya herru, ya merru!
Kendi vergi ve artı değerlerimizi bundan böyle sırf kendimiz için harcayacağız.
Sağlık ve işsizlik sigortası açığınızmış; teknik düzey eksiğinizmiş; demir ve otoyol bütçenizmiş, umurumuzda değil! Kapik işlemez ve de başınızın çaresine bakın.
Böyle gevşek bir konfederalizme eyvallah derseniz, eh ne alá!
Bu takdirde, sizin hatırınız için ve 1830’dan beri süren hısımlığımızın yüzü suyu hürmetine, kağıt üstünde mevcut olacak teorik bir Belçika’da kalmayı kabul edebiliriz.
Ama yook, eğer yine "ulus devlet dayanışması" falan diye edebiyat paralamaya kalkarsanız, hadi eyvallah, biz Flamanya cumhuriyeti olarak bağımsızlık ilán edeceğiz.
Siz ister Valonya ve Brüksel olarak birleşip şu adı batasıca Kraliyeti sürdürün; yahut, ya beraber Fransa’ya iltihák edin, ya da biriniz iltihák etsin ve diğeriniz AB başkentidiye uluslararası statü edinsin, zerre kadar ilgilenmiyoruz ve de uğurlar ola!"
* * *
VE işte, Belçika’nın soğuk; çok soğuk; buz gibi bölünme gerçeği artık böylesine ciddiye bindiği içindir ki, Fransa’da da yukarıdaki türden "uçak isteyen kral" esprileri uyduruluyor.
Artı, aynı Belçika’daki Valonya’nın ve Brüksel’in ülkeye katılmasının halk tarafından nasıl karşılanacağını öngörmek için de, aynı Fransa’da ilk kez kamuoyu taramaları düzenleniyor.
Evet evet, Avrupa’da şimdi bir "ulus" (!) ölüyor ki, cenaze ne denli cüssesiz olursa olsun, bu "vefat"ın (!) o Avrupa’yı da bir bütün olarak sarsması kaçınılmazdır.