Banliyö siyaseti

KELİME kelime tercüme edersek, İngilizceden terminolojye girmiş olan "politically correct" deyimi "siyaseten doğru" anlamına geliyor. Fakat gerçek karşılığı yansıtamıyor.

Belki belki, "kitabına uygunluk" veya "kaçak güreşmek" dememiz gerekecek.

Öyle bir kitabına uygunluk düşünün ki, sözlerinizde táciz ve tecavüz sayılacak hiçbir şey bulunmayacak. Mecázi sayılabilecek kelime ve kavramları asla kullanmıyorsunuz.

Sütten çıkmış ak kaşık gibisiniz ki, kimse size gözünün üstünde kaşın var diyemez.

Ancak, bu "siyaseten doğruluk" sizi eleştiri oklardan koruyor ama, aslında ahláki doğruluk ve dobralıktan eser yok! "Kaçak güreşerek" buram buram riyakárlık saçıyorsunuz.

Örneklersem belki daha iyi anlatabilirim.

* * *

MESELÁ, "kör" demeyeceksiniz. Háttá, "ámá" bile demeyeceksiniz.

"Görme özürlü" diyeceksiniz ki, "siyaseten doğru" addedilesiniz.

Veya "Çingene" kelimesini de kullanmayacaksınız. "Roman" ifadesine başvuracaksınız

Ve tabii ki, bırakın erkeklerde "şorolo" ve kadınlarda "ablacı" türü avam deyimleri, "eşcinsel" sözcüğünü dahi ağzınıza almadan, "gay" diye İngilizce lugat paralayacaksınız

Hele hele, dilinize zehir zıkkım biber sürerler ve de "faşist" (!) ilán ederler, "Fransa’daki Mağribi eşkıya yine talana soyundu" gibi bir cümleyi zinhar yazmayacaksınız.

Kibar kibar ve mahcup mahcup, "Paris civarındaki alokton (yani yerli olmayan!) kökenli gençlerle polis arasında tekrar çatışma çıktı" diye láfı ağzınızda geveleyeceksiniz.

* * *

İŞTE
, artık kimse size sakatları, kávimleri, cinsel tercihleri aşağılamakla suçlayamaz.

Varsın, "Körün istediği bir göz, Allah vermiş iki göz"den, "Çingene çalar, Kürt oynar" deyimlerine dek, bütün bir kolektif hafıza bu "kaçak güreş"i reddediyor olsun.

Varsın, "mal bulmuş Mağribi gibi saldırmak" sözündeki gerçek şu an hálá Paris banliyösünde alev alev yanıyor olsun!

"Kitabına uygun" konuşarak "siyaseten doğru" davrandınız ve de aklandınız.

* * *

BEN bundan nefret ediyorum. Fakat tabii ki ne haddime, Çingenelere, eşcinsellere, Mağribelere karşı asla bir önyargım yok ve de asla olamaz. Aksi durumda insanlıktan çıkarım.

Artı, zaten bütün hayatım boyunca her türlü azınlık haklarının sahiplerini sahiplendim.

Fakat "kaçak güreşemem"! Eleştiri oklarından korunmak için riyakárlık yapamam.

Nitekim, bundan iki yıl önce Paris banliyösündeki çapulculuk hád safhaya çıktığında, eşkıyanın adını da hiç çekinmeden koydum ve bunun Mağribi serseriler olduğunu söyledim.

Dolayısıyla, ne "ırkçılığım", ne "İslam düşmanlığım", ne "sosyal körlüğüm" kaldı.

Tá ki, olay yerine giden Türk televizyonları, lümpen takımının gecekondu gettolarda falan değil, sunuculara dahi "Ataköy’e benziyor" dedirten mahallelerde oturduğunu; binlerce otomobile ek olarak, haytaların bilhassa kreş, okul ve kütüphane kundakladığını; artı, hemen hepsinin de hırsızlık, esrarkeşlik ve berduşlukla iştigal ettiğini bizim ekranlara da yansıtana kadar!

* * *

YİNE aynısı tekrarlanıyor... Motosikletle polis otosuna bodoslomadan çarpan iki Mağribi ölünce, banliyö tutuştu.

"İntikam" (!) narası atan eşkıya, kreşleri, kütüphaneleri, okulları alev alev yakıyor.

Ve o kreşlere, o kütüphanelere, o okullara, başta Mağribiler, yine göçmenler gidiyor.

Ama yook, bunları söyleyemem, çünkü "siyaseten doğru" sayılmam için kávmiyeti ve yenilen haltı es geçerek, "alokton kökenli gençler sorun yaratıyor" demem gerekiyor.

Hayır efendim, o "siyaseten doğruluk" kusur kalsın, ben dobra dobra "Mağribi başıbozuklar Paris banliyösünü bedevi kervanı gibi talanlıyorlar" demeyi sürdüreceğim.
Yazarın Tüm Yazıları