Yeni hayvan hakları tasarısıyla ilgili uyarı

Yeni düzenlenmekte olan hayvan hakları yasa tasarısı ile ilgili birçok görüş var. Ancak STK’ların (Sivil toplum Kuruluşları) gözden kaçırdığı en önemli konu, yüzyıllardır süregelen sahipsiz hayvanların sayılarının kontrol edilememesi ve çözümü konusunda yeterli tedbirlerin ortaya konulamamasıdır.

Haberin Devamı

Sevgili Güzin Abla, köşenizin hem toplum hem de yöneticilerimiz tarafından çok okunduğu ve dikkat çektiğini göz önünde bulundurarak, çok önem verdiğiniz hayvanları koruma yasasıyla ilgili yazmak istedim.
Yeni düzenlenmekte olan hayvan hakları yasa tasarısı ile ilgili birçok görüş var. Ancak STK’ların (sivil toplum kuruluşları) gözden kaçırdığı en önemli konu, yüzyıllardır süregelen sahipsiz hayvanların sayılarının kontrol edilememesi ve çözümü konusunda yeterli tedbirlerin ortaya konulamamasıdır.
Uzun zamandır medyada gündeme gelen hayvana şiddetin, tecavüzün TCK’ya girmesi konusu kafaları meşgul etmiş ve sorunu merkezinden uzaklaştırmıştır. Hayvana tecavüz sorunu bir gerçektir, ancak ne yazık ki suçlular bir ya da iki kez bulunabilmiştir. Tecavüz olayına dikkat çekmek önemlidir ama bunun yanı sıra gerçek sorunlara çözüm aramak da gerekmektedir.
Örnek gösterilen Avrupa Birliği uyum bildirgesinde, üye ülkelerin uygulamaları bellidir.
Örneğin uyutma yöntemi. Ancak bu bildirgenin altında, “Katılımcı ülkelerin örf, adet ve inançları dikkate alınmalıdır” da der.
Burada Türkiye olarak duruşumuzun ne olacağı, nasıl bir uygulama ile çözüme gideceğimiz meselesi gündemimiz olmalıdır.
Öncelikle devletimizden beklediğimiz; konunun devlet politikası olarak ele alınarak, tıpkı verem savaş hareketi gibi bakanlık mertebesinde özel bir birim kurulmasıdır.
Yurt çapında yapılacak ciddi bir proje ile belli bir zaman aralığında, yeterli sayıda sözleşmeli personel, veteriner istihdam ederek süratle kısırlaştırma yoluna gidilmesidir.
Bir asır önce İstanbul köpeklerinin Hayırsız Ada’ya atılması olayı, toplumda yıllar boyu sürecek çok büyük infial yaratmıştı. Köpeklerin haykırışlarını İstanbullular asla unutamadılar. Hatta İstanbullular’ın kafasında, bunun şehre uğursuzluk getireceği inancı yaratılmıştı. 
Bir ikinci önemli mesele, 5199 sayılı kanun hükümleri bütün hayvanları olduğu gibi, deney hayvanlarını da kapsamakta. Deney hayvanlarının tabi olacağı prosedürlere ilişkin, oluşturulacak etik kurullar aynı kanunun amir hükümlerini dikkate alarak denetim görevi yapmalıdır.
Sahipsiz hayvanların (ki sahipsiz olduklarını söyleyemeyiz) deneylerde kullanılması yasaklanmalıdır. Çünkü bilindiği gibi, deney alenen işkencedir.
“Biz İstanbul’un kedilerine de aşığız” cümlesini gönülden söyleyen sayın başbakanımız ve bakanlarımızın da vicdanlarını rahatsız edecek herhangi bir yasanın altına imza atmayacaklarına güvenim sonsuzdur.
Ak Parti Hayvan Hakları Komisyonu Başkanı Zuhal Ardahanlı

Haberin Devamı

Görüşlerinize katılıyorum. Hükümetimizin AB normlarına uygun olsa da toplumumuzu üzecek, hayvanlara zarar verebilecek, eski yasayı aratacak bir adım atmayacağına inanmak istiyorum.
Aslında her alanda önemli olan en zayıfı korumak değil midir?
Bu başarılmazsa şiddet artar, kadın dövülür, çocuğa işkence yapılır, insan öldürülür, hayvanın soyu kurutulur, uygarlık biter.

Haberin Devamı

Hafta sonu Petfest için Parkorman’dayız

2-3 Haziran’da düzenlenecek, sunuculuğunu Tuna Arman’ın yapacağı Petfest’ten elde edilecek gelir, barınakların iyileştirilmesinde kullanılacak. Biletlerinizi Biletix’ten ya da kapıdan alabilirsiniz.
Petfest&Scala Mice Proje Danışmanı, Kebire Bozkurt / 0555 422 88 95

Yazarın Tüm Yazıları