Yanlış karar vermekten korkuyorum

Patronuma aşık oldum. Kendisi evli ama bana karşı boş olmadığını hissediyorum. Kafam karışık, yanlış kararlar vermek beni korkutuyor.

Haberin Devamı

Merhaba Güzin Abla, ben 40 yaşındayım, özel bir şirkette yöneticilik yapıyorum. 7 yıl önce boşandım, 10 yaşında bir kızım var.
Hayatımda her şey yolunda aslında, tek konu hariç:
Yalnızlık...
Boşandıktan sonra heyecan duyacağım biri çıkmadı karşıma. Ya da çıktı ama ben fırsat vermedim. Şu an beni rahatsız eden konu, çalıştığım işyerinde, patronuma karşı olan duygularım.
Patronum 50’li yaşlarda, güçlü, kültürlü saygın bir işadamı. Ona karşı garip bir şekilde heyecan duyuyorum. Onu özlüyorum, birlikte olmak istiyorum ama maalesef o evli...
Bazen sohbetlerimizde evliliğiyle ilgili sorunları yüzeysel olarak anlatıyor, ailesi bundan sonra yurtdışında yaşayacakmış; yani o artık yalnız biri.
Bana karşı onun da boş olmadığını hissediyorum. Birkaç kez yemeğe çıktık, o da temkinli davranıyor. Yani kısacası kafam karışık ama yanlış yapmak istemiyorum.
Sence ben duygularımın peşinden mi gitmeliyim, yoksa böyle her şeyi kendi içimde mi yaşamalıyım?
◊ Rumuz: Ceren

 

YANIT

Haberin Devamı

Yalnızlığın hiç de kolay olmadığını biliyorum kızım. Hele senin gibi 40 yaşlarında, gencecik bir kadın için yalnız yaşamak, hayatını ve yatağını paylaşacak bir erkeği olmamak gerçekten üzücü.
Bu yüzden işyerinde sana en yakın gelen, belki de maddi imkanı ve güçlü görünümü yüzünden hayranlık duyduğun patronuna yöneltmişsin duygularını.
Genç bir kadın için de cinsellik, yemek, içmek, uyumak gibi hayatın en önemli gereksinimlerinden biridir. Bilmem boşandıktan sonra yalnız yaşadığın bu 7 yıllık süreçte, hiç erkek arkadaşın oldu mu... Olmadıysa sevgiye, ilgiye, aşka ihtiyaç duymandan daha doğal ne olabilir?
Ama sevgili kızım, her şeye rağmen eşi ve çocuğu bundan böyle yurtdışında yaşayacak olsa bile, bu adamın evli olduğunu unutmamalısın.
Kendi hayatını dilediğin gibi yaşayabilirsin ama çocuğunu utandıracak davranışlarda bulunmaktan kaçınmalısın. Senin asıl sorunun, yalnızlık. Bir erkeğin yakınlığına, arkadaşlığına ihtiyaç duymak...
O yüzde kendine bekar, sana daha uygun birini bulabilirsin. Patronunla yakınlaşsan da, geleceği olan bir ilişki kurulamaz aranızda.

 

Haberin Devamı

Sevgilim paraya düşkün

Ben 23 yaşında bir genç kızım. Erkek arkadaşımla 9 aya yakın süredir beraberiz.
Daha önce birçok erkek arkadaşım oldu, flört ettik ama her kızın aradığı özelliklerde olan, istediğim gibi bir ilişki yaşayabildiğim tek kişi şu anki erkek arkadaşım diyebilirim.
Beni gerçekten sevdiğini, bir gelecek düşündüğünü açıkça söyleyen, doğru, dürüst, düzgün bir insan. Ama çok cimri! Bir-iki liranın bile hesabını yapıyor. Bu yüzden kafamda soru işaretleri var.
Geçenlerde uygun fiyatlı bir hafta sonu turuna katılacaktık.
Katıldık da ama ben maddi açıdan biraz sıkışık olduğumu, bu ay giderleri ayarlayamadığımı, eksi bakiyede olduğumu söyledim, “Benim yerime turun ücretini sen verir misin, önümüzdeki günlerde hesaplaşırız” dedim.
Ben öyle erkek parası yemeye bayılan, erkekleri sömüren, onu bunu aldıran bir kız değilim.
Hatta dışarıda buluştuğumuzda yemek ya da sinema parasını bir o öder, bir ben. Buna rağmen turun ücretini ödeyebilir misin diye sorduğumda “hayır” demedi ama mırın kırın yaptı. Ekonomik durumu kötü de değil hani.
Ben “Ne demek canım, lafı mı olur, aşk olsun” demesini beklerken, onun bu tavrı çok şaşırttı beni.
Sonra bu davranışına bozulduğumu hissettirdim.
“Şimdiye kadar aramızda hiçbir sorun olmadı, para işleri de olamaz” diyerek gönlümü almaya çalıştı.
Ama derler ya dal kırılmıştır bir kere diye, çok içerledim, bozuldum.
Birden bir şeyler yok oldu sanki içimde...
Normalde annem, babam dışında arkadaşlarıma dahi maddi sıkıntıda olduğumu söylemem, pek de sıkıntıya düşmem ama ilk kez bu ay böyle bir durum oldu.
Onunla yakınlığımıza, aramızdaki sevgi, saygı, anlayışa dayanarak dürüst olmak istedim, pişman oldum.
Size sormak istediğim konu şu:
Erkek arkadaşımın bu özelliğini, onu üzmeden nasıl değiştirebileceğim...
Çok rahatsız edici bir durum bu. Bir şey alırken iki saat düşünüyor, markete girdiğimizde gözleri önce fiyat etiketlerine gidiyor.
Ben, babam, annem hatta daha önceki erkek arkadaşım bonkör, eli açık, paraya önem vermeyen insanlarız...
Onu çok seviyorum, düzgün bir ilişkimiz var ama şu paraya düşkünlüğü, cimriliği beni rahatsız ediyor. Böyle basit bir nedenden ayrılmak saçma elbette ama beraberliğe bu şekilde devam edersek çok fazla rahatsız olacağım.
Son hareketiyle iyice belli etti bunu.
Ben sıkıya, pintiliğe gelemem. Tutumlu olmak başka bir şey, onunki tamamen paraya düşkünlük. Sizce ona nasıl davranmalıyım?
Ne yapmalıyım? Ne demeliyim?
Rumuz: Soru işareti

 

YANIT

Haberin Devamı

Canım kızım, söyleyeceklerim ne yazık ki hoşuna gitmeyecek ama söylemeliyim.
Çünkü paraya aşırı düşkün, elini cebine atmaktan ödü patlayan, cimri bir insanın bu huyunu değiştirmek mümkün değildir.
Bu, yapı meselesidir. Bazen yetiştirilme tarzından da gelebilir ama genellikle bir karakter özelliğidir. Bazen de hastalıklı bir haldir. Kişi kendi de bu durumundan memnun olmayabilir ama bunu yenemez.
O nedenle bu durumu değiştirebileceğine inanıyorsan, yanılıyorsun.
Hatta bu huyun insan yaşlandıkça daha da artacağını, çekilmez hale gelebileceğini de söylemeliyim. Kadın elbette biraz tutumlu olmalı, evini ailesini çekip çevirebilmelidir.
Ama erkeğin cimrisi hiç çekilmez sevgili kızım.
Hele bir de bu gençle evlenmeyi düşünüyorsan, çok ciddi sorunlar yaşayacağını bilmelisin.

 

Yazarın Tüm Yazıları